GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
16 Mayıs 2011 Pazartesi

Artı/eksi yüzde 2 (+/- %2)

Genel seçim partilerin/liderlerin olduğu kadar anket firmalarının da mücadelesine sahne oluyor. Ve son günlerde ‘anket yağmuru var’ desek yalan olmaz. Hem de sağanak halinde.
Meseleye bilimsel bakanlar da var, falcıları aratmayanlar da!
Neredeyse ‘Seçim yapılmasın, anketlere göre dağıtılsın ceylan derisi koltuklar’ diyecekler de yüzleri tutmuyor.
Tabi ki modern demokrasilerin olmazsa olmazlarından biri kamuoyu yoklamaları…
Yarın seçim olsa…sorusu etrafında dönüyor her şey.
Son bir haftada 10’un üzerinde anket gördüm/okudum/inceledim. Canlı yayınlarda çok sayıda araştırmacıyı izledim. 12 Haziran’ın sonucuna ilişkin pek çok farklı görüşe kulak verdim, tanık oldum
Tüm firmaların üzerlerinde ittifak ettiği bazı noktalar var.
Hemen herkese göre MHP’nin ciddi bir baraj sorunu var. (Bana göre yok)
Yani barajın hemen altında ya da biraz üstünde seyrediyor MHP.
Kaset skandalları kimilerine göre seçmeni/teşkilatı tetikledi kimilerine göre baraj tehdidini büyüttü. Hatta tebessüm ettiren ‘Biskevit’ meselesi olacak MHP’yi kurtaran…
Ve de hemen herkes CHP’nin yüzde 25-30 bandında olduğunu savunuyor.
CHP Genel Merkezi’yle son dönem iyi ilişkiler kuran A&G (Adil Gür)’den başka ‘CHP 30’u görür hatta geçer’ diyebilen yok. Metropol’den Andy&Ar’a kadar pek çok şirket CHP’nin şu anki oyunun yüzde 26-27 olduğu görüşünde birleşiyor.
AK Parti’yi 45’in altında gösteren de yok! Araştırma şirketlerinin neredeyse tamamına göre AK Parti tek başına iktidar. Oyu da en az 45 en çok 50-51.
Ama yorumlar muhtelif yine de!
AK Parti 52’yi geçer diyen de var, CHP 25’de kalır diyen de…
MHP baraja takılır diyen de var barajın hemen altında kalır diyen de…
Bazıları ‘sahibinin sesi’ gibi…
Bazıları bazılarının borazanı…
Bazılarının amacı belli… Suyu bulandırmak, kafaları karıştırmak ve de kararsızları kararlı hale getirmek.
Üzerinde ittifak edilen konulardan biri de BDP destekli adayların 30’a yakınının meclise gireceği…
*
Ya İzmir diyorsun?
İzmir aynı diyorlar. Yani 2009’da neyse 2007’de neyse o. Türkiye’de genel seçimin galibi nasıl belliyse İzmir’de de belli anketçilere göre… KONDA’sından A&G’sine, Metropol’ünden ANAR’ına kadar hepsi koro halinde aynı şeyi söylüyor İzmir için.
12 Haziran’a ilişkin mangalda kül bırakmayan, ahkam üstüne ahkam kesen anketçiler, satır aralarında ya da cümlelerinin en sonuna ‘artı/eksi yüzde 2’ diye ekliyor.
Yüzde 2 yanılma payı… Onlar çok rahat söylüyor olabilir ama yüzde 2 deyip geçmemek lazım.
AK Parti için değişmez belki ama muhalefet için yüzde 2 çok ama çok önemli.
MHP için hayat demek yüzde 2. CHP için de öyle… Yüzde 2 fazla ya da eksik almak Kılıçdaroğlu için ‘gitmek ya da kalmak’ demek!  
İzmir’de de AK Parti’nin yüzde 2 fazla alması en az iki kişinin siyasi hayatını değiştirecek! İzmir özelinde CHP için anlam ifade etmese de MHP’de ikinci hatta üçüncülerin meclise girmesi demek yüzde 2.
Yüzde 2 yanılma ya da yanıltma payından söz ediyoruz.
CHP’yi ele alalım mesela…
CHP için en yüksek oranı veren/öngören Adil Gür’ün röportajını okudum bugün.
CHP’nin Mayıs/Haziran 2010’da yüzde 32’yi gördüğünü, parti içi hesaplaşma ve operasyonlar sonra yüzde 26’lara gerilediğini söylüyor araştırmacı Gür.
Ve ekliyor: “Kılıçdaroğlu kaybettiği puanları televizyon reklamlarıyla geri almaya başladı. Yeniden yükselişe geçti”
Gür, CHP’nin 30’un üzerini görmesinin kendisini şaşırtmayacağını, örgütlerin de desteğiyle bunun mümkün olduğunu da ekliyor sözlerine.
Adil Gür’e katılmamak elde değil.
Kılıçdaroğlu, parti içi operasyonlarla zaman kaybedeceğine hem CHP hem de ülke için çok önemli olan bu yarışa/savaşa partisini tüm gücüyle katmayı başarabilseydi bugün rahatlıkla yüzde 35’lerin üzerindeydi partisi.
Bunu bu sütunlardan defaten söyledik ve de yazdık.
Ama birileri Kılıçdaroğlu’nu yanlış yönetti/yönlendirdi. Tıpkı ‘foss çıkan’ ‘hayati yazıcı’ e-postasında olduğu gibi yanlış yönlendirdiler.
Ve gelinen noktada yüzde 2’ye muhtaç ettiler ne yazık ki!
Yani artı eksi yüzde 2’ye...
Eğer CHP yüzde 26-28’lerde kalırsa 13 Hazirancılar düğmeye basıp kurultayı toplayacak, ‘değişim’ talebiyle gelen Kılıçdaroğlu’nu değiştirmek için çabalayacak.
Bunu herkes biliyor artık.
Yine herkesin bildiği üzere aday listelerinde yeterince yer alamayan kurultay delegeleri için önemli olan tek şey bir sonraki seçimdir. Yani kişisel gelecekleridir.
Eğer CHP yüzde 30’ları görürse (ki yüzde 30 Yeni CHP ve Kılıçdaroğlu için psikolojik sınırdır) ‘rahat bir nefes almak’ mümkün olabilir.
Ama yüzde 30’un bir gram altında bile sıkıntı yaşayacağa benziyor.
Çünkü arzulanan değişimin gerçekleştiği, solun neredeyse yekpare olduğu, merkez sağdan da Kürt seçmenden de oy almak için her türlü manevranın yapıldığı, hiçbir dönem olmadığı kadar parti içi muhalefetin kırıldığı, rahat bir çalışma imkânının olduğu bu süreçte yüzde 30’u aşamamak Kılıçdaroğlu ve kadrosu için ciddi sorun olabilir.
*
MHP için de öyle… Yüzde 2 fazla almak hayat demek Bahçeli için. Barajın altında kalmak mı yüzde 2 fazla alıp 11’lerle TBMM’de yerini almak mı? Tabi ki de her koşulda TBMM’de kalmak önemli.
*
AK Parti için fark etmez dedik ama onlar için bile yüzde 2’nin önemi büyük. Yüzde 49’da kalırsa çok şey fark eder en azından. Türkiye’de AK Parti’nin psikolojik sınırı yüzde 50.
Yüzde 50’yi gördüğü an ‘iki kişiden birinin’ oyunu almış olacak ve de ülkenin salt çoğunluğunu ele geçirmiş olacak Başbakan Erdoğan…
Anayasa ve başkanlık rejimi dahil’ her konuda cesur adımlar atması mümkün hale gelecek.
O nedenle yüzde 2 deyip geçmeyin.
Zaten tüm kampanya sürecinin kararsız kabul edilen yüzde 7-8’lik kitleye dönük yapıldığını da hesaba katarsak yüzde 2’nin yüzde 25 demek olduğunu da görürüz.
Ve de hem iktidar hem de muhalefet için olmak ya da olmamak anlamına geldiğini...
Bu yüzden anketçilere dikkat! Ancak yüzde 2 yanılırız derken yüzde 2’yi yanıltabilirler çünkü.
Ya da bazılarının varlık nedeni/amacı budur. Kim bilir?
*
Son olarak yerel siyasetten küçük bir not… Günün açıklaması MHP İzmir Adayı Müsavat Dervişoğlu’ndan… Partisine yönelik kasetli komploları eleştiren Dervişoğlu bakın ne demiş:
"Ne yapacaklarını zannediyorlar? MHP'nin içini CHP gibi dizayn edeceklerini mi? Onlara Türk milliyetçilerinin kim olduğunu hatırlatma mecburiyetindeyiz. Gerekirse atımızı uçuruma süreriz, şerefsiz bir suç işlersek oklanmaya rıza gösteririz. Şerefli suç işlediğimizde de Türk töresine uygun şekilde kendi yayımızın kirişinde boğulmaya razı oluruz”
*
Buram buram Orta Asya kokan bir açıklama…