Yaşamın içinde doğru adımlar olumlu sonuçlar...
Akıllı yatırımlar da nasıl iyi kazanımlar getiriyorsa...
Futbolda da aynı yaklaşımlar beklentileri karşılıyor!..
Kuşkusuz her şey "neyi" ve "nasıl olması gerektiğini" de bilmenizle ilintili...
X
Altay ile Altınordu'nun, aslında 3. Lig diyebileceğimiz; ancak adı Türkiye koşullarında 2. Lig olarak belirlenmiş bir gruptaki derbi mücadelesini izlerken, insanın belleğinden düşünceler akıp gidiyor!..
Bir tarafta bakıyorsunuz; 100 yaşını tamamlayıp "asırlık çınar" konumuna erişmiş; "büyüklüğü" salt tarihin sayfalarında kalmış Altay var!..
Ve o Altay bugünün koşullarında, her ne kadar sezona "şampiyonluk iddiasıyla" başlamış olsa da, artık tutunacak dal arar konuma gelmiş!..
Bir kaç dirençli gençle ayakta kalmaya çalışan; daha çok da geçmişten gelen "büyük Altaylılık" adıyla ligde ayakta durabilen görünümleri var!..
Bıraksalar, her geçen gün büyük bir yığına dönüşen küller savrulup gidecek!..
Öyle zor; içinden çıkılmaz bir duruma gelmiş takım var karşımızda!..
Altınordu önünde, "ayakta kalma direnci gösteren" bir Altay takımı izleyeceğimizi; ligin kalan bölümünde en azından düşme tehlikesi yaşamayacağının sinyallerini verecek olmalarını bekliyorduk ki!..
Yanılmışız!..
Futbol için öyle inanılmaz hatalar (kaleci Ali Şaşal başta, takım olarak) yaptılar...
İnanılmaz!..
"Bu tempodaki bir maçtan gol çıkmaz" düşüncesi, siyah-beyazlı futbolcuların o inanılmaz hatalarıyla bir anda silindi; maç beklenmedik biçimde 3-0'a geldi...
O hatalar ki, Altay'ın savrulduğunu gösteriyor!..
O hatalar ki, Altay'ın takım olma sorunlarının üst düzeyde seyrettiğini belgeliyor!..
Savrulan küllerden "yeni" ve "umut verecek" bir Altay yaratmak nasıl olacak?
Onu da Feyyaz Uçar ve Niyazi Konuşmaz yönetimi önümüzdeki süreçte göstereceklerdir umarız!..
X
Cumhuriyet ile yaşıt Altınordu'ya baktığınızda ise...
Futbol adına beklentilerinizi ışıklandıran bir tabloyla karşılaşıyorsunuz...
Köklü kulübün kurumsallaşması için gereğini yapmışlar...
Yaşaması ve gelecek kuşaklara ulaşmasını sağlayacak altyapı hamlesini gerçekleştirmişler...
Ekonomik anlamda sorunlarını çözmüşler; teknik heyetin, futbolcunun, çalışanların maaş-prim-transfer alacakları gibi sorunları yok!..
Geriye ne kaldı?
Sportif başarı...
Üç yıl içinde Süper Lig hedefi konulmuş; 2. Lig'e gelinmiş; sırada PTT 1. Lig var!..
"Hedefe göre "neyin, nasıl olması gerektiği" sorularını çözünce, rahatlar insan...
İşte öyle bir rahatlık var Altınordu'da...
Telaş ve panik yapmıyorlar...
Üç puanın kendilerini hedefe götüreceğini biliyorlar...
Çok iyi futbol oynamamalarına karşın, beklentilerinin karşılığını alma çabası içinde mücadele ediyorlar...
Altay karşısında da, kendileri hata yapmadılar ve karşıtlarının yaptığı hatalar sonucunda istediklerini aldılar...
Kuşkusuz iyi savaştılar...
Mücadele etmeden; kazandıklarını koruyamadan hedefe ulaşmak zor!..
Önemli bir üç puan aldılar...
Bu Altınordu'nun şampiyonluk yürüyüşüdür...
Üç puan farkla çıkılacak Ankaragücü maçı için artı motivasyondur...
Altınordu bu inanmışlığı, bütünleşmesi, bir avuç taraftarıyla anlamlı kucaklaşmasıyla o yürüyüşün bitiş noktasına bayrağı dikebilmeli..
Gidiş temposunun gösterdiği budur!..