GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
29 Mayıs 2023 Pazartesi

Alışmak sevmekten ‘daha zor’ geliyor!

Dün gece...

14 Mayıs gibi şafağı saydırmadı...

Cumhuriyet Tarihi’nde ilk kez gerçekleşen...

“Cumhurbaşkanlığı İkinci Tur Seçimi”...

Hızlı başladı, ışık hızıyla sonlandı...

Belki de ilk kez bir “siyasi seçim”...

Neredeyse...

Gece yarısına kalmadan sonuçlandı...

Buna göre...

Recep Tayyip Erdoğan oyların yüzde 52,16'sını topladı...

Kemal Kılıçdaroğlu ise yüzde hanesine 47,84 yazdırdı...

Rakamlara boğulmadın...

Sayısal değerlendirirseniz...

Mevcut Cumhurbaşkanı, 27 milyon 725 bin oy toplarken...

Kılıçdaroğlu da 25 milyon 432 bin oyu hanesine yazdırdı...

Oy farkı ise 2 milyon 290 bini buldu...

Ancak ilk tura göre “az buçuk” azalmıştı!

Recep Tayyip Erdoğan...

Üçüncü kez...

Cumhurbaşkanlığını üstleniyordu bu sonuçlara göre...

***

Zor seçim olduğu her halinden belliydi...

Kıran kırana rekabet...

Aslında...

Bir pastanın “tam ortadan” kesilmiş haline benziyordu...

Mesela...

Çok ilginçtir; 14 Mayıs’ta seçime katılım oranı yüzde 87.04’tü...

Dün akşam, o oran...

Yüzde 84.3 olarak hesaplandı...

Peki...

Bütün bu rakamlar deryası neyi anlatıyordu?

***

Böylesi seçimlerde “kafa kafaya gitmek” az rastlanan olaylardandır...

Hele hele...

Böylesine derin bir pahalılık...

Önüne geçilemeyen bir enflasyondan söz edilirken...

Kimilerine “az fark” ile de olsa...

Erdoğan’ın...

Üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı koltuğuna uzanması...

Çok da şaşırılacak bir sonuç değildi...

Bunun cevabı...

Doğal olarak “Kaybedenler Kulübü”nün günlüğünde yer alıyor ama...

Biz de biraz “söz salatası” yapalım...

***

Mesela...

Millet İttfakı ortaklarından...

DEVA Partisi’nin Genel Başkanı Ali Babacan’ın...

Şu sözleri...

Büyük olasılıkla...

Türkiye’nin Siyasi hayatında...

Sayım bittikten sonra seslendirilmiş...

En ilginç “iç döküş” olarak anılacaktır:

“Demokrasi yolculuğuna çıktığımızda... Ferhat'ın dağları delmesi kadar zor ve uzun bir işimiz olduğunu gayet iyi biliyorduk... Demokrasiye olan sevdamızdan asla vazgeçmeyeceğiz...

Partimiz tam demokrasinin mihenk taşı olmaya devam edecek...”

***

DEVA’nın patronunun...

Masaldaki gibi...

Kendisini...

Büyük aşkı Şirin için...

Dağları delen Ferhat’a benzetse de...

“Kaybedenler Kulübü kaderimiz!” diyenlerin...

Unuttuğu bir gerçeği hatırlatmakta yarar var:

“Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı olarak...

Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında girdiği...

Onuncu seçimden de yenilgiyle ayrıldı...”

Peki, 13 yıldır...

CHP’nin Kaptan Köşkü’ndeki Kılıçdaroğlu...

Seçim sonuçları açıklandıktan sonra ne dedi?

Şunları dedi:

“Hakkınız, hukukunuz için kimse sizi üzmesin diye huzur içinde mücadele verdim, vermeye de devam edeceğim...

Son yılların en adil olmayan seçimini yaşadık... Benim asıl üzüntüm ülkeyi bekleyen çok daha büyük sıkıntılardır... Bana oy veren 25 milyon vatandaşımızı dimdik ayakta görmek istiyorum... Yürüyüşümüz sürüyor, buradayız...”

*** 

Bu ne demek?

Üstü kapalı şu demek:

“Ben kaç seçim kaybedersem edeyim; bu masayı bırakmam!”

Kaybedilen seçimin ardından...

Cevabı merak edilen bi’soru da şu:

“Kılıçdaroğlu’nun özellikle gençlere son vaatleri neden karşılık bulmadı?”

Sahi, CHP Lideri ne söz vermişti o filizlere:

“Sevgili gençler; artık sokakta dayılar (göster telefonunu) deyince ne yaparsınız onu bilmem, Çünkü en son, en mükemmel telefonlarınız cebinizde olacak; amacım bu... Sizden çalınanları telafi edeceğim, sevgili genç dostlarım... ”

Ha’ni ilk kez oy kullanacak altı bin genç vardı; n’oldu?

Bitmedi...

Daha kocaman vaatler vardı...

Hem de...

CHP Lideri’nin...

“İktidarımızın İlk 100 Gününde Yapacaklarımız” dediği türen...

Mesela...

Neden şu vaatlere kulaklar tıkandı?

“Kızılay ticarethane olmayacak... / Esnaf Bakanlığı kurulacak... / 4-5 yerden maaş alma dönemi bitecek... / Sınavla liyakat esaslı alımlar yapılacak... / Devlet okullarındaki çocuklara beslenme desteği başlatılacak... / "İşsiz gençler" olgusunun yerine "üreten gençlik" gelecek... / 418 milyar dolar bu milletin cebine konulacak... Aile Destekleri Sigortası Kanunu yürürlüğe konacak... / Kamuda israfa son verilecek...”

Bunlar az mı?

Neden bu vaatler dikkate alınmadı?

Yoksa...

Seçmen, “Yok canım bunları yapamazlar” fikrine mi kapıldı?

***

Şu ayrıntı da önemli bizce...

Meral Akşener gece yarısı gazetecilerin karşısına geçti ve...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, aslanlar gibi hem tebrik etti... Hem zarifti hem de söylemleri çatallıydı:

“Sayın Erdoğan'ı tebrik ediyorum ama O’nun da seçim sonuçlarından çıkarması gereken büyük dersler olduğunu hatırlatmak isterim... Umarım ki kazanmışlık hırsı kendisinin gözünü yeniden kör etmez... İftiralar, hakaretler havalarda uçuşmaz... Umarım ki kendisine oy vermiş, vermemiş bu ülkede yaşayan her bir vatandaşın Cumhurbaşkanı olduğunu bu defa kabul eder ve ona göre davranır...”

Aylar önce Millet İttfika’nın masasını terk edip...

Kılıçdaroğlu’nun adaylığına “okey” çekmeyen Meral Akşener...

Acaba?

Gerçekten haklı mıydı?

***

Bitiriyoruz...

Bu tablonun ışığında...

Millet İttifakı...

(Dağılma tehlikesi filan olmazsa tabii...)

Bundan sonra nasıl yürür?

Altılı Yuvarlak Masa’da...

Yine... Yeni... Yeniden...

Mesai başlar mı?

O belli değil...

Dün gece yaşananlar için...

“Şerefli Yenilgi” filan demeye kalmanlar var...

Bırakın bunları...

Olsa olsa...

Bunun adı, “Pirus Zaferi”dir(*)

Şurası çok önemli...

Her ülke...

Savaşçı özelliği olsun ya da olmasın...

Vatan’ın nasıl koruncağına kafa yorar...

Güçlenen Türkiye’nin...

Savunma Sanayii’nde attığı adımlara dikkat edelim...

Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük savaş gemisi...

Yerli ve milli üretim TCG Anadolu'yu...

10 günde 150 bin İzmirli ziyaret etti...

İlk yerli oto TOGG yollarda...

Her iki “güzel iş” kalpleri ısıttı; iktidara kızanları bile...

Gevşetiverdi...

Küçük ama bu örnekler “yürekleri okşuyor”; gerisi boş!

Bi’de...

Hafiften gülümsetecek ama...

Söylemeden geçmeyelim...

Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin...

Tarihimizdeki ilk ve tek “ikinci raund”u...

Ümit Besen’in...

Klasikler arasına giren bir şarkısını hatırlatıyor...

 

“Alışmak Sevmekten Daha Zor Geliyor!”

 

Söz konusu “seçim” ise şu sıralarda...

Doğru vallahi...

 

Nokta...

 

Hamiş (*) Pirus Zaferi: Pirus Zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan zafer demektir... MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus, Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder...

 

Sonsöz: “Politikada hiçbir şey kazayla olmaz... Olmuşsa, bilin ki öyle planlanmıştır... / Franklin D. Roosevelt – Amerika Birleşik Devletleri’nin 32. Başkanı...”