GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
18 Aralık 2010 Cumartesi

APO - BDP birlikteliği nereye kadar?

Bir çocuk yapma girişimi nice düşüncelere ve hayallere dayanır. Böyle de olmalıdır’…
Bunun bir öncesi de vardır ki, çok enteresan gelir insanlara. Çiftler nasıl tanışmıştır veya tanışmalarına kimler aracılık etmiştir?
Belki de içinden politikanın en az geçtiği ve dinleyeni yormayan ender konularımızdan biridir bu. Tanışmalar, buluşmalar, küçük çaplı krizler, aklın sınırlarını aşan çılgınlıklar, durulmalar, tekrar çılgınlık depreşmeleri, teklifler, kabüller, nişan, nikah derken hayat kavgası içinde isteyerek veya istemeyerek ortaya çıkan sorunlar, kırmalar, kırılmalar’… Başlangıcı çok hoş gelen buna benzer yaşam öyküleri, ilişki eskidikçe dinleyeni sıkmaya başlar.
Bitse de konuyu değiştirsek’… Veya ortamı terk etmek için bir mazeret yaratsak diye’…

***
 
Kürtçülük, yeni bir akım değildi’…
1970’’lerde İran İslam Devriminin Türkiye’’ye olası etkileri gündeme gelince dostlar haberdar edildi ve çareler düşünüldü:
Kürtçülük, canlandırılabilir bölgede dalga kıran olabilirdi. Bu karar verildi.
O günlerde başlayan APO, PKK ve Kürtçülük ilişkisi buna benzer koşullarda doğdu, büyüdü, gelişti, iyi kötü günler geçirerek bu günlere geldi’…
 
***
 
Dost da düşman da bilir ki, APO-Kürtçüler ilişkisi bir ’“metres ilişkisi’”dir. İçeriden Muta’’ olsun diyenler olmuşsa da Batılı dostlarımız buna ikna edilememiştir.
 
Arada ne fark var derseniz, muta’’ ile başlayan ilişki, akdin süresi dolunca fesholur. Batılı dostlarımıza bunu istemediklerinden APO-Kürtçüler arasındaki ilişkinin metres ilişkisi olmasında ısrar etmişlerdir ki taraflar sürdürebildikleri kadar bu işi götürsünler.
Gelişmeler de ne yazık ki bu yönde olmuştur.
 
Aradan geçen zaman uzamış, bu ilişkiye aracılık edenler de, buluşturulanlar da işin başlangıcını unutmuşlardır. Veya öyle görünmek işlerine gelir olmuştur.
 
Muta olsaydı 1987’’de bitecek ilişki, metreslikten dolayı 2010’’lara kadar gelebilmiştir.
 
Çünkü süre uzamış çocuklar doğmuş, nafaka temin edilmiş, acısı bol günler yaşanmış, bir birine kenetlenilmiş, yaralar böyle sarılmaya çalışılmış’…
 
Anlayacağınız sevgili dostlar, yaşananlardan sonra bu ilişki, gerçek evlilikler kadar ciddileşmiştir.
 
Dedikodu ayyuka çıkmış ama umursayan kim.
Kulaklar tıkanmış, acı acıyı, kan kanı tetiklemiş. Metreslik bağları, aile bağları gibi algılanmış. Hatta bir çoğu asıl evliliğin böyle olması gerektiği fikrini bile savunur olmuş’…
Yeri geldiğinde dağda, bayırda, çatışmada; sıkıldığında ise İstanbul’’da ve Antalya’’da olunmuştur. 
 
***
 
Bu arada sorun küçük de olsa başlangıcından beri hep var olmuştur. Zaten metres ilişkisine de bundan gerek duyulmuştur:
APO da, akıllı Kürtçüler de bu işin tadını çıkaracaktır. Nafaka ise nafaka, ilgi ise ilgi, sözse söz, nutuksa nutuk’… bunda sorun olmayacaktır. Amma iş mirasa gelince, hele toprak paylaşımına, asla pay verilmeyecektir.
Topraklardan pay istemek ha!
Bunlar söz konusu bile olmayacaktır!
 
***
 
’“Konu komşu ne der’” derseniz, ’“tabii ki boş durmaz’” derim. Fitne fesat ayyuka çıkar. Çünkü metres ilişkisi uzamış, bu ilişkiden çocuklar doğmuş, büyümüş, askerlik yaşına gelmiş, evlenmişler, çoluk çocuğa karışmışlar’…
 
Oyun bozanlar, metres ilişkisini evlilik sananların kulağına sürekli üflemişlerdir’… ’“Bu ilişkiyi nafaka ile bitirmeyin’… Topraklar üzerindeki paylarınızı da alın’… Gerekirse şunu yapın, bunu yapın diye’…’”
 
Fitne bunlarla sınırlı olsa çok iyi!
 
İşin kötüsü, bunları 1970’’lerde tanıştıran ve metresliğe ikna eden aracılar, şimdilerde kendi aralarında kanlı bıçaklı’…
Sorun da burada’…
Birinin beyaz dediğine diğeri siyah diyor!
 
***
 
APO ile BDP arasındaki beklenti farkının temelinde ’“metres ilişkisi’”nin ’“nasıl tasfiye’” olacağı fikri yatıyor.
Sonunda APO ile BDP arasındaki miras anlaşmazlığından ve aracıların kanlı bıçaklı husumetinden zarar görenler, herkesi rahatsız eder duruma gelmiştir. Artık mukadder gelişme kaçınılmazdır:
 
Ak sakallılar bir araya gelmiş, başlangıçta kimler vardı denmemiş yeni aracılar bulunmuş ve duruma el konmuştur. Sözü dinlenir Hoca efendiye müracaat edilmiştir. Hoca efendi bir müddet durumu tefekkür etmiş, iki ölçmüş, bir biçmiş’… sonunda şükürler olsun fetvayı vermiştir:
 
Mezhebimize uymasa da kara kaplıda ’“muta’”ya fetva vardır, dolayısıyla akit sahihtir, denmiş. Yenenler, içilenler, giyilenler olmuştur, amenna’… Bunun yanında kan ve göz yaşı akmıştır, Allah sabır ihsan eyleye’… Netice-i kelam, taraflar arasında talak-ı selase vaki olmuş’… Mihir ve iddet farz olmuştur’…
 
***
 
Doğal karşılanmalıdır. Metres ilişkisi ne kadar ciddiye alınırsa alınsın, belediye nikahı olmayınca, bu tür ailelerde töre terbiye de pek olmuyormuş.
BDP’’nin son günlerdeki uslubu buna yorulmuştur. Toprak elde edemeyenler, bir süre daha terbiyesizlik yapacaklardır. Buna anlayış gösterilecektir.
Ama sonuç değişmeyecektir.