GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
6 Ocak 2012 Cuma

AKP’nin İzmir sevdası

AKP iktidarı gözünü İzmir’e dikti.
10 yıldır çivi çaktırmadığı İzmir’e birden aşka gelip 35 yatırım birden vaat eden AKP’nin bu tutumu bana hiç inandırıcı gelmiyor.
Seçimlerden beri konuşulan 35 projenin vaatten öteye gitmediğini biliyoruz. Ne var ki, AKP’liler sanki bu yatırımlar yapılmış veya yapılıyormuş gibi konuşuyorlar.
Bu, insanları kandırmak için başvurulan bir yöntem değilse, AKP’liler kendi kendilerini kandırıyorlar.
 
İzmir Büyükşehir Belediyesinin sürdürdüğü Kadifekale’yi Agora’ya bağlayan, Agora ile Kemeraltını bütünleştirecek proje, kentin tarihi ve arkeolojik değerini ortaya çıkarmanın yanı sıra, İzmir’e dünyanın ilgisini çekecek simgesel bir değer katıyor. İzmir’de eksikliği fazlasıyla hissedilen, ‘turistlerin şehri ziyaret etmesi için iyi bir neden’ olacağı kesin.
Gelin bir de AKP milletvekili İlknur Denizli’nin bu projeye nasıl baktığını görelim. Diyor ki, “İzmir’de yaklaşık 200 bin binayı yıkacağız. Bir kentin neredeyse bütün çehresini değiştirmekten bahsediyoruz. Yepyeni bir şehir kurmayı planlıyoruz. Bugün belediye sadece heyelandan dolayı Kadifekale ile ilgili bir kent dönüşümü yaptı ama biz devasa bir dönüşümden söz ediyoruz.”
Biri, gerçekleşmekte olan, yakında bitecek bir proje. Diğeri ise, sadece bir fikir. 2023’e kadar hayata geçirilmesi muhtemel fikirlerden biri.
Olmamış ve olacağı da belirsiz bir fikri proje niyetine, gerçekleşmekte olan iyi bir projenin karşısına çıkarmak, AKP usulü politikanın bilinen örneklerindendir. Neresinden baksanız ucuzluk akıyor. Bir takım fikirleri proje diye burnumuza dayamak, zekamızla alay etmek hiç şık değil.
 
Şu hale bakın!. Bir şehrin neredeyse bütün çehresini değiştirmekten söz ediyorlar ve bu şehirde yaşayan insanların ne düşündüğü onları zerre kadar ilgilendirmiyor.
Halbuki, şehirlerin kozmopolit yapısı üzerinde yükselen uygarlığın çağdaşlık düzeyi, bir şehrin profilini değiştirecek bir yapılaşma söz konusu olduğunda, şehir halkının katılımını gerektirir, demokrasinin katılımcılık ilkesini işletmeyi gerektirir.
 
İzmirli bilir ki, laiklik ilkesi işlemezse demokrasi olmaz. Hoşgörü olmazsa, farklı inançlar yan yana yaşayamaz.
Demokrasiyi, laikliği, hoşgörüyü yaşayan ve yaşatan İzmir, oluşturduğu örnek itibarıyla AKP’yi rahatsız ediyor.
İslamcı ideolojinin önünde bir set gibi duran İzmir’i hizaya sokmak için seferber olan AKP, bir yandan yerel yönetimleri çalışamaz hale getirirken, bir yandan da içi boş vaatlerle halkın aklını çelmeye çalışıyor.
 
Madalyonun öbür yüzü daha da ilginç: AKP, İzmir’e bir şeyler vermek için değil ama bir şeyler almak için geliyor.
Doğu Akdeniz’de yıldızı parlamaya başlayan İzmir herkesin iştahını kabartıyor. Uluslararası sistemin bölgede öne çıkartmaya başladığı İzmir’in artan önemine koşut yatırımlar, AKP istese de istemese de yapılacak.
Ne ki, kapitalistler yatırımları İzmir halkı için değil, para kazanmak için yapacaklar. Kapitalistlerin yatırım yapması için devletin alt yapı yatırımlarını tamamlaması olağandır. Doğal olarak, yatırımlardan İzmirliler de nasibini alacak.
Kapatılan araziler ve yapılacak yatırımların niteliği bu gerçeği işaret ediyor.
200 bin binanın yıkılması fikrinin oluşması da, ilgisi İzmir’e yönelen büyük sermaye guruplarına kent içinde rant yaratmak amacıyla bağlantılı olmalı.
 
İzmir’de olan biteni iyi izlemek lazım. Gelişmeler bizlere gösterildiği gibi seyretmiyor. AKP’nin İslamcı kanadının İzmir’e bakışı ile liberal ve muhafazakar kanatlarının bakışları aynı değil. Bu nedenle, açıklaması güç çelişkili durumlarla karşılaşmak olası. Kimileri, İslamcı ideolojinin önünü açmak isterken, kimileri de büyük sermayenin önünü açmaya çalışıyor.
 
İzmir, kozmopolit yapısıyla, barış içinde yan yana yaşama kültürüne aşina, hayatı kendi ağır seyrinde sindire sindire yaşamayı bilenlerin şehridir.
Şehri bu özellikleriyle korumak AKP’lilerin de yararına; umarım AKP’liler bunun farkındadır.