GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
7 Nisan 2023 Cuma 21:35

Karşıyaka'da yüksek tansiyon.. Tugay: Kusar gibi konuşmak istiyorum!

Karşıyaka Belediyesi Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı ikinci oturumu yapıldı. Meclis gündeminde faaliyet raporu yer aldı. Tansiyonun yüksek olduğu mecliste Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, gelen eleştirilere ve belediyeye devlet tarafından gelen yardımların düşük olması sebebiyle, "Kusar gibi konuşmak istediğim o kadar içimi acıtan şey var ki…" ifadelerini kullandı.

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Karşıyaka Belediyesi Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı ikinci oturumu gerçekleştirildi. Meclisi Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay yönetti.

Memurlara toplu iş sözleşmesi ve sosyal denge tazminatına yönelik belediye başkanına yetki verilmesi hakkında önerge oy birliği ile kabul edildi.

CHP Meclis üyelerinden Murat Ilgın ile görüşmeler sonrasında başkan yardımcısı olarak görevlendirme teklifini kabul etti. Oy birliği ile kabul edildi.

2022 mali yılı faaliyet raporunun okunması için Başkan Tugay Meclis Başkan Vekili Atila Baysak’a kürsüyü bıraktı.

İlk olarak söz alan CHP Meclis Üyesi Emine Çağatay, “Belediyeler belde sakinlerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan karar organlarıdır. Organları seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan idari, mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişiliğidir. Sosyal belediyecilik gereği kentte yaşayan dezavantajlı grupların başta olmak üzere tüm hemşehrilerimizin yaşayabilecekleri kent yaratmak, etkin hizmet verebilmek zorundadır. Doğaya ve çevreye saygılı çözüm odaklı hesap verilebilir yönetim anlayışı ile hareket eden belediye yönetiminin çalışmalarını gösteren faaliyet raporunu incelediğimizde; sürdürülebilir proje, faaliyet ve etkinlikler, kreş faaliyetleri, sosyal sorumluluk projeleri, dijital arşiv çalışmaları, tohum merkezi, yerel üretici buluşması, meyve bahçesi çalışmaları, Örnekköy şantiyede sebze fidanları üretimi, kış sebzeleri üretimi, anaokulu bostan alanları projesi ile çocuk diş sağlığı merkezindeki ücret almadan yürütülen hizmetler ve alzeihmer merkezindeki hizmetlerin takdire şayan olduğunu belirtir emeği geçen herkese teşekkür ederim” sözleriyle rapor hakkında görüşlerini sundu.

CHP Meclis Üyesi Ali Ekber Güneş ise rapordaki yardımlara dair sayısal verileri aktararak, “Bu zor dönemde belediyemizin yapmış olduğu yardımlarla ilgili söz alıyorum. Nakdi yardımlar 554 aileye 618 bin 450 TL nakdi yardım yapılmıştır. Gıda yardımı 3 bin 50 adet yardım kartı. Ayni yardımlar; hasta yatağı, hasta bezi, tekerlekli sandalye, yürüteç ve sağlık gereçleri 250 adet. Kırtasiye yardımları; kalem, defter, kalem kutusu, çanta, boya kalemleri, silgi ve resim defteri bin 500 aileye. Bebek bezi, bebek maması, bebek sandalyesi 250 aileye. Kışlık bot, mont, ayakkabı 250 aileye. Psikolojik danışmanlık hizmetleri olarak 410 kişiye 780 defa danışmanlık hizmeti verildi. Hasta nakil aracı 280 kişi 980 defa hizmet aracını kullanmıştır. Karşıyaka Danışma Platformu tarafından yapılan yardımlar; 245 aileye 163 bin 678 TL destek vermiştir. KARGEM pandemi nedeniyle 2021-2022 yılı eğitim ve öğretim 8. ve 12. sınıflar olmak üzere 500 öğrenciye hizmet vermiştir. Ahmet Priştina Anaokulu 60 öğrenciye, Kardelen Anaokulu 35 öğrenciye, Muzaffer İzgü Anaokulu 60 öğrenciye, Karşıyaka Filizler Anaokulu 70 öğrenciye, Mavibahçe Anaokulu 111 öğrenciye, Şebnem Tabak Anaokulu 28 öğrenciye, Zeliha Hanım Beydağ Anaokulu 40 öğrenciye, Zuhal Yücel İzmir Anaokulu 27 öğrenciye, İsmail Cem Oyun Odası 34 öğrenciye hizmet verdi. İsmail Cem Kültür Merkezi, Ali Rıza Bodur Eğitim Merkezi ve kurslar şefliğinde açılan yaz ve kış dönemi kurslardan 4 bin 50 kişi faydalanmıştır. Kısa Süreli Engelli Dinlenme Merkezi haftanın 5 günü devam eden oyun ve kurslardan toplam 330 kişi faydalanmaktadır. Merkezimizde ailelere psikolojik destek aracı grup desteklerine katılmayan öğrencilere bire bir özel eğitim vermektedir. Vecdi Altay Çocuk Kulübü merkezimizdeki kurslarda haftanın 5 günü 210 çocuk faydalanmaktadır. Yaz dönemi atölye çalışmaları yapılmıştır. Bu atölyelerden 130 öğrenci faydalanmaktadır. Ödev saati uygulamasında 9 farklı merkezimizde haftanın beş günü günde 100 çocuk faydalanmaktadır. Bu çalışmaları yapanlara teşekkür ediyorum” dedi.

AK PARTİLİ ÖZTÜRK: O ARSALARIN AKIBETİ NE OLDU?
Güneş’in ardından söz alan AK Parti Meclis Üyesi Adem Öztürk, grup olarak depremden sonra bilerek siyasi bir vurgu yapmadıklarını ancak zamanı gelince eskiye yönelik eleştirilerini de açıklayacaklarını söyledi. İlk olarak Şubat ayı meclis toplantısında gündeme gelen arsa satışları ile ilgili düşüncelerini aktaran Öztürk, “Bildiğiniz üzere 2 ay önce tam 6 Şubat tarihinde ülkemiz ciddi bir depremle sarsıldı. Biz bu vesile ile arkadaşlarımızla bir karar aldık. Daha önce meclisimizde hangi konu gündeme gelirse gelsin konuşmayacağız ve siyasetini yapmayacağız diye ve bunu da uyguladık. Ama bu şu demek değil; yoğun geçen Karşıyaka gündeminde bu konulara sessiz kalacağımızı, unutacağımızı ve gömeceğimiz anlamına gelmezdi. Sadece yeri ve zamanı gelmesini bekledik. Bunlardan bir tanesi Şubat ayı meclisinde iki tane arsanın satışı gündeme geldi. Bu arsalardan bir tanesi temel eğitim alanı, diğeri de en değerli mülkler arasında yer alan Atakent’te merkezi bir konumda bulunan çok değerli bir yerin satışı konusunda yetki istendi. Öncelikle bu eğitim alanının hangi amaçla satış veya takas istendiği bir tarafa, en değerli mülkümüzün hangi anlamda satışı istendiği bir tarafa dursun 7 Şubat meclisinde depremden bir gün sonra alel acele yangından mal kaçırır gibi meclise gelip onaylatmak gerçekten bizleri derinden üzdü. Bunun tepkisini o zaman verelim dedik ama kendimize yakıştıramadık. Depremden bir gün sonra iki parselin satışına siz burada meclise getirip burada oylamaya sunacaksınız. Bize o zamanlar maalesef bu yaşadığımız yas üzerine bir görüş imkanı bile tanımadınız. O arsaların akıbeti ne oldu bilmiyorum ama buradaki niyet noktasında bizim çok ciddi sıkıntılarımız vardı, oyumuzu kullandık geriye çekildik” dedi.

‘İŞÇİLER DEMOKRATİK HAKLARLA SAVUNDU, BAŞKAN TEHDİT ETTİ’
Arsa satışının ardından belediyenin şantiyesinde yaşanan işçilerin eylemleri hakkında konuşan Öztürk, “Ondan sonra belediyemizin oldukça gündemini meşgul eden belediye çalışanlarının maaşlarının bir kısmının yatırılmayışı, geri dönüklerinin verilmeyişi veya maaşlarının 8 taksitle yatırılması gibi yaşadıkları problemle ilgili yaşadıklarını demokratik haklarla savunup bunu gündeme getirdiklerinde ötelendiklerini, dışlandıklarını, baskıya uğradıklarını, tehdit edildiklerini maalesef gördük. Bizzat başkanımız tarafından şantiyenin önünde hakkını savunmak için sıraya giren emekçi kardeşlerimizin önünde başkanımız bağıra bağıra sinirli bir şekilde ve tehdit ederek bu hakların onlara verilmeyeceğini üzerine idari soruşturmaların başlayacağını söyledi” dedi.

‘BİR İLK YAŞANDI, BEYAZ SARAY’IN ÖNÜNDE PANKART AÇILDI’
Geçtiğimiz günlerde ABD’de bulunan Beyaz Saray önünde açılan pankarta değinen Öztürk, “Ben yaklaşık 4 yıldır söz aldığım bütün bütçe görüşmelerinde şu hususa parmak bastım. Karşıyaka Belediyesi İzmir içerisinde en fazla işçi çalıştıran belediye. Bizim bu söylemimizi sanki işçi düşmanıymışız gibi bizi işçilerin önüne attılar. Bunu söylemedik. Siz bu problemi yaşayacaksınız diye anlatmaya çalıştık ve yaşadınız. Bu insanların haklı gerekçeleri olmasına rağmen hak ettikleri miktarları ödeyemediniz. Ben bunu çok iyi hatırlıyorum, biz dile getirdiğimizde bizi yalancılıkla suçladınız. Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorsunuz dediniz. Şimdi bu kime neyi kazandırdı. Herhalde Türkiye tarihinde bir ilk; Beyaz Saray’ın önünde pankart açıldı. Kim yaptı onu da bilmiyorum” ifadelerini kullandı.

‘ÜLKENİN EKONOMİK DURUMLARI SADECE KARŞIYAKA’YI MI İLGİLENDİRİYOR’
İşçi maaşlarıyla ilgili olarak ülkenin ekonomik durumuna dair yapılan savunmalara karşın Öztürk, “Ülkenin ekonomik durumlarından bahsediyorlar biz anlatınca. Ülkenin ekonomik durumları sadece Karşıyaka Belediyesi’ni mi ilgilendiriyor? İzmir belediyeleri arasında başka sizin gibi emekçilere hak ettiklerini vermeyen, geciktiren başka belediye varsa bize söyleyin” dedi.

‘SENDİKA HANGİ TALEBİNDE HAKSIZ?’
Geçtiğimiz günlerde DİSK’in yaptığı eylemlerdeki beyanatlarını kürsüden okuyan Öztürk, “İdeolojik anlamda tamamen karşı olduğum bir kurumun sizden ne istediğini bir tane beyanatlarında aynen şöyle yazıyorlar; ‘Maaşlarımızın ve ücret alacaklarımızın zamanında ve düzenli olarak ödenmesini istiyoruz. Maaşlarımızın parça parça değil tek seferde ödenmesini istiyoruz. Maaş ve alacaklarımızın ödenmediği bir süreçte işçi alımlarının durdurulmasını istiyoruz. İzmir’in en yüksek maaşını aldığımız iddia edilen belediyede maaşlarımızın ek protokol yapılarak diğer belediyelerin maaşları ile eşitlenmesini istiyoruz. Belediye bürokratları, müdür ve amirlerin üyelerimizin sendikalı kamu çalışanı olduğunu unutmamalarına ve TİS’in maddelerinin eksiksiz bir şekilde uygulanmasını istiyoruz.’ Hangi taleplerinde haksızlar, hangileri yalan? Hangi talepleri sizden yana tehdide maruz kalmaları için layık bir durum? Hiçbiri değil. Alacaklarının bir kısmı ödendi diye bir haber çıktı dün ama en azından biz bunu kürsüde dile getirdiğimizde lütfen bizi bir daha yalancılıkla itham etmeyin çünkü bile cümle alem taa Amerika bile duydu” dedi.

‘BİZE GÖREV VERİLMEMESİ HANGİ ŞEFFAFLIKLA UYUŞUYOR?’
Faaliyet raporuna değinen Öztürk, raporda yer alan şeffaflık konunda, “Gelelim faaliyet raporuna. Bu raporda önsözünde başkanımızın deyişlerine var. Bunlara değineceğim. Diyor ki; ‘Karşıyaka Belediyesi’ne egemen olan şeffaflığın, denetime açıklığın, yasalara demokrasiye eşitliğe ve tarafsızlığa sonuna dek bağlılığını…’ Soruyorum şeffaflık ve denetime açıklık diye ne kast ediliyor? Bir belediyenin denetimi birkaç tane yollarla mümkündür. Bir tanesi Sayıştay, diğeri Denetim Komisyonu’dur. Denetim Komisyonu’nda iki yıl görev yapmamıza rağmen üçüncü yıl bize görev verilmemesi sizin hangi şeffaflık ilkenizle uyuşuyor? Sizin Denetim Komisyonu’nuzdaki raporun geçerliliğin meşruiyeti var mı? Bu mecliste farklı bir ses var, üç olsun beş olsun ne fark eder? Siz bu sese niye tahammül edemiyorsunuz?” eleştirilerini yöneltti.

‘BİZLERİ KOMİSYONA ALMADINIZ, LİYAKATTEN BAHSETMEYİN’
Yine raporda yer alan bilimin gereklilikleri cümlesine dair eleştirilerini ileten Öztürk, “Başkan yine diyor ki; ‘Aklın ve bilimin gerekliliklerine göre davranılıyor…’ Sayın başkanım bu mecliste üye olsa, kendisi doktor. Sağlıkla ilgili bir komisyon olsa, burayı idare eden başkan da kendisine o komisyonda yer vermese. Kendisinin gördüğü bilime, eğitime, akla ne kadar ihanet ettiğini göstermez mi? Ne kadar yanlış yaptığını göstermez mi? Biz bu işin emeğini vermişiz. Burada bir imar komisyonu seçimleri oldu. Bu ilmi tahsil etmişiz, ben kendimi geçtim. Burada 3 tane teknik eleman var. Bu arkadaşları niye imar komisyonuna layık görmediniz? Acaba Cumhuriyet İmar Planları’nın bununla bir ilgisi var mı? Enteresan bir şekilde bu planlar meclisin gündemine geldi, komisyonlara havale edildi. Başkana söylememe rağmen, ‘ben çalışmak istiyorum komisyonda’ dememe rağmen. Ben harita mühendisiyim. Başkan akla ve bilime karşı durarak böyle bir karar aldı. Bu mecliste maliyeden, bütçeden, muhasebeden anlayan bir tane meclis üyesi var. O meclis üyesi geçtiğimiz yıllarda başkanı güzelliyordu burada bu sene söz almadı. O meclis üyesi muhalif bir duruş sergiliyor ki siz onun bilimine de ihanet ettiniz, bütçe ve denetim komisyonlarına almadınız. Bana katılımcılıktan, şeffaflıktan, ehliyet ve liyakatten bahsetmeyin”

‘ELLE TUTULUR BİR TANE İCRAAT VAR, RAORUN ADI FAALİYETSİZ RAPORU’
Raporda icraat olmadığına değinen Öztürk, son olarak, “İçerikle ilgili arkadaşlar anlattı. Emin olun belediyenin yapması gereken sosyal hizmetler dışında elle tutulur bir tane icraat var. Onu da ben sayayım siz söylemediniz, Karşıyaka Çarşı’sı. Orada emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İşçilik konusunda sıkıntı olsa bile o yoğunlukta o işi çıkarmak yine bir işti. Orada da Karşıyaka Belediyesi’nin emekçilerini çalışmasını çok büyük saygı ile karşılıyorum. Onun dışında 2021 ve 2022 faaliyet raporunda yer alan Fen İşleri Müdürlüğü’nün halen yapımı devam etmekte olan taziye evi dışında ben elle tutulur bir faaliyet görmedim. Müsadeniz olursa bu raporun adını faaliyetsizlik raporu koymak istiyorum” dedi.

BAŞKAN VEKİLİ BAYSAK: BURAYA MESLEKLERİMİZE GÖRE GELMİYORUZ
Öztürk’ün sözleri üzerine cevap veren Başkan Vekili Baysak, “Belediye meclis üyeleri olarak buraya siyaseten seçilip geliyoruz. Mesleklerimize göre gelmiyoruz. Burada gerek bütçeyle ilgili gerek teknik konularla ilgili belediyemizin bürokratları var. Belediyenin bir sistemi var. Biz sadece mecliste, komisyonların da çalışmaları vasıtasıyla buradan önergelerin ve raporların geçmesini işin kanun kısmını yapıyoruz. Meclis üyeleri illa branşına göre bir komisyonda görev yapmak zorunda diye bir kural yok. Olursa olabilir, olmayabilir de. O görevi en iyi şekilde yapan ve komisyonun önüne getiren belediye bürokrasisidir” dedi.

AK PARTİLİ ÖZTÜRK: BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ ETKİSİZLEŞTİRİLDİ
Baysak’ın sözleri üzerine yeniden söz alan AK Partili Öztürk, belediye meclis üyelerinin itibarsız bir konuma geldiğini belirterek, “Adı üzerinde ihtisas komisyonu. Bunun adını boşu boşuna imar ve bütçe diye koymamışlar. İmar demiş ki ilgisi, birikimi olanlar burada emeklerini sarf etsinler. Bağlı bulundukları halka hizmet etsinler. Bürokratlar diyorsunuz. Bu sözü söylemeyecektim ama söyleyeyim. Ben 2004-2009 yılında meclis üyeliği yaptım. 3 dönemdir belediyeyi izliyorum. Hiçbir dönem meclis üyelerinin bu kadar etkisizleştirildiği bir döneme daha rastlamadım. Şu faaliyet raporunda fotoğraflarınız olmasa meclis üyeleri var mı yok mu belli olmayacak. Hangi fotoğrafta veya faaliyette sizin imzanız var? Belediye başkanının son 3 ayda yaptığı icraatin yanında hangi meclis üyesi vardı? Kendinizi itibarsızlaştırmayın. Okudum 40 küsür yaşına geldim, tam da faydalı olmam gereken bir komisyon var siz bana yer vermeyeceksiniz, kusura bakmayın” dedi.

CHP’Lİ AŞIK: HERKES KENDİ ADINA KONUŞSUN
AK Partili Öztürk’ün imar komisyonuna girmemesi üzerine yönetime eleştiriler yönelttiği CHP’li Meclis Üyesi Nilüfer Bakoğlu Aşık söz alarak, “İmar komisyonunda olup olmamak bu dönem benim kendi tercihim. Bu konuyla ilgili söylenenleri kabul etmiyorum. Şu demek değil ki komisyonda olmayınca başkanımla birlikte çalışmıyorum. Ben 4 senedir bu görevi yapıyorum açıkçası bu görevlerin bir bayrak yarışı olduğunu düşünüyorum. Benden sonra da yapacak olan arkadaşlarımın en iyi şekilde yapacaklarını biliyorum. Kaldı ki biz burada bir aile gibiyiz. Benim üstüme komisyonda olmadan ne düşüyorsa yaparım. Lütfen herkes kendi adına konuşsun. Kaldı ki yeni bir meclis üyesiyim ben. Daha önce üyelik deneyimim yok ama bu süre zarfında çok büyük keyif aldım. İtibarsızlaştırılmayı kabul etmiyorum. Bürokrat arkadaşlarımla ve sahada her zaman CHP Meclis Üyesi olduğumu hissediyorum, bundan onur ve gurur duyuyorum” ifadeleriyle cevap verdi.

AK PARTİLİ BARAN: SAHİLDEKİ KARŞIYAKA KAN KAYBEDİYOR
Söz alan AK Partili Ahmet Uğur Baran, Başkan Tugay’ın seçim vaatlerini hatırlatarak, “Karşıyaka Belediyesi’nin son bir yıl içerisinde yaşadıklarına bakınca belediye işçisi eylemleri, tehdit, mobbing, memur eylemi, şirket personeli eylemi, iş bırakma gibi hadiseler yaşandığını görüyoruz. Karşıyaka Stadı için Başkan Tugay taş taşıyacaktı ortada yine stat yok. Karşıyaka İskele ve Çarşı arasında battı çıktı vaadinizi zaten hiç söylememiş gibi yapıyorsunuz. Daha bir mahallenin imar planını yapmayı beceremediğiniz bir yılı daha geride bıraktık. İlgili biriminiz olmasına rağmen Cumhuriyet Mahallesi Planı’nı dışarıdan bir firmaya yaptırdınız, onu da piyasa bedelinin çok altında yapılması bizim zihnimizde bir soru işareti yarattı. Sayın Başkan göreve geldiğinizde sahilde ve tepelerde iki farklı Karşıyaka vardı ve hatırladığım kadarıyla siz bu ayrımın ortadan kalkması için mücadele edeceğinizi söylemiştiniz. Bu süre zarfında tepelerdeki Karşıyaka’da hiçbir gelişme ne yazık ki olmadı. Cumhuriyet’in durumu ortada. Sahildeki Karşıyaka ise ne yazık ki her yıl daha fazla kan kaybeder hale geldi. İki Karşıyaka’yı buluşturabilmek adına biz sizden arka mahalleleri güzelleştirmenizi beklerken siz sahili arka mahallelere benzetir hale geldiniz” eleştirilerinde bulundu.

‘SÖZÜNÜZÜN ARKASINDA DURMADINIZ’
Başkan Tugay’ın Bostanlı ve Mavişehir’i Yamanlar’a taşıyacağız ifadelerine yer veren Baran, “Türkiye 11 ilde deprem acısı yaşarken daha birkaç yıl önce deprem yaşamış İzmir’de vatandaşın endişesini pekiştirecek şekilde çıktınız Bostanlı ve Mavişehir için Yamanlar’a taşıyacağız açıklamasında bulundunuz. Sonra ne hikmettir bilinmez bu sözünüzün arkasında durmak yerine haberi yapan gazeteciyi sözlerinizle çarpıtmakla suçladınız” dedi.

‘İLLER BANKASI SÖZÜNÜ EN ÇOK SİZ KURMUŞSUNUZDUR
Başkan Tugay’ın İller Bankası’na yönelik eleştirilerine dair konuşan Baran, “Sonra o konu da kapandı gitti. Tüm bunlar yaşanırken de sürekli olarak hükümet eleştirisinde bulundunuz, İller Bankası lafını ağzınızdan düşürmediniz. Kusura bakmayın Sayın Tugay ama İzmir’deki 20’den fazla CHP ilçe belediye başkanının lafını alt alta eklesek yine de sizin tek başınıza söylediğiniz kadar İller Bankası dememişlerdir. Karşıyaka halkı sizin bu bahanelerinizden sıkıldı. Devlete SGK primi ödemezseniz, yapılandırmayı kabul etmezseniz ve bu borçların silinmesi için tüm ümidinizi 14 Mayıs seçimine bağlayıp iktidar değişimini beklerseniz daha çok beklersiniz” ifadelerini kullandı.

‘BEN DE ÖDEMEZSEM BANKA BANA DA BLOKE UYGULAR’
Belediyenin SGK prim borçlarına değinen Baran, “Siz istiyorsunuz ki iktidar değişsin, CHP gelsin, borçlarımızı görmezden gelsin böylelikle rahatlayın. Bu hukuksuz beklentinizle daha çok beklersiniz. Ben de çalışanıma SGK primini ödemezsem banka benim de hesabıma bloke koyar. Bu kadar basit bir şeyi anlamamak garip duruyor” dedi.

‘OTOPARK ÇATISINI SERGİ SALONU YAPMAYI BÜYÜK HİZMET GİBİ ANLATMIŞSINIZ’
Faaliyet raporuna dair eleştirilerini sıralayan Baran şunları söyledi:

2022 etkinlerine de eleştirilerim olacak. Etkinlik yapmak için yapılmış bir ton etkinlik yazılmış. Keşke vatandaşın aklında kalacak etkinliklere, unutulmaz açılışlara imza atsaydınız da niteliği değil niceliği yüksek bir etkinlik listesi görseydik. Etkinlik listesinin kalabalık olması yaptığınız işlerin çokluğundan değil tam aksine yapamadıklarını kapatmak için kaynaklanıyor. Defalarca ikinci el pazarı yazılmış. Bir pazarın sürdürülmesini bile etkinlik olarak yazıyorsunuz. Gerçi otopark çatısını sergi salonu yapmayı büyük hizmet gibi defalarca haberleştirmenizden biz zaten durumun vehametini anlamalıydık.

‘NEREDEYSE SEVGİLİ GÜNLÜK DİYE YAZACAKSINIZ’
Neredeyse sevgili günlük diye yazmaya başlayacak ve aldığınız nefesi dahi faaliyet olarak yazacaksınız. Gelecek sene görev süreniz bittiğinde herhangi biriyle sohbet ederken ne yaptınız sorusuyla karşılaştığınızda kem küm etmenin ötesinde verebileceğiniz hiçbir cevabınız yok. Görev süreniz boyunca kazandırdığınız tek eser Mavişehir’de Memur Kardeşler Camii’dir, onun da belediyenizle bir ilgisi yok.

‘ESKİ BELEDİYE DÖNEMİNDE HAVUZ YAPILMASA NE ANLATACAKTINIZ?’
Karşıyakalı’nın isteği günü dolduracak etkinlikler değil. İzmir’in en küçük ilçe belediyelerinin bile katılıp stant açtığı İzmir Enternasyonel Fuarı’nda yer aldınız diye kimsenin sizi takdir etmesini beklemeyin. Karşıyakalı artık hayatını kolaylaştıracak, refahını arttıracak, ilçenin marka değerini yukarıya taşıyacak ilçenin vizyon projelerin temel atma ve akabinde açılış törenlerini görmek istiyor. Ne yazık ki buna karşılık siz kültür merkezimiz var, havuzumuz var bahanesine sığınarak belediye yönetimini miras yedi anlayışı getiriyorsunuz. Sizden önceki belediye başkanları döneminde havuz yapılmasa ne yapacaktınız acaba?

‘ÖRNEKKÖY BARINAĞI’NDAKİ ARKADAŞLARI TEBRİK EDİYORUM’
Görev sürenizde şu alanlar Karşıyakalıyı ileri taşıdık diyebiliyor musunuz? Geçen sene veterinerlik hizmetlerine teşekkür etmiştim bu yıl da onların hakkını yemeyeceğim. Örnekköy’deki barınak birçok barınaktan daha iyi yönde, o alanda çalışan arkadaşları tebrik ediyorum.

AK PARTİLİ BARAN’DAN KORKUNÇ İDDİA: ENGELLİLER GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ DENİLEREK ATILDI
Baran, Karşıyaka Çarşı düzenlemesi sürerken orada seyyar satıcılık yapan engellilerin ‘görüntü kirliliği’ oluşturuyor gerekçesiyle oradan atıldığını iddia ederek şunları söyledi:

İlçemize estetik değerleri yüksek eserle kazandırmanızı bekliyoruz. Bunun karşılığında siz Karşıyaka Çarşısı’nın son düzenlemesinde görmekteyiz. Duydum ki belediyenizce Çarşı’da evinin rızkını çıkarmaya çalışan engelli kardeşlerimiz ve büyüklerimiz artık burada olmayacaksınız, görüntü kirliliği oluyor denilerek taciz edilircesine Çarşı’dan çıkarılmaya çalışılıyormuş. Bunu yapanlar görüntü kirliliği görmek istiyorsa, Allah’ın yarattığı engelliye bakmadan önce aynaya bakıp kalbinden yüzüne yansıyan kirliliğe bakacak.

‘BEN DE BURADA GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ Mİ OLUŞTURUYORUM?’
Her kim ki çarşıda üç kuruş ekmeğinin peşinde olan engelliye görüntü kirliliği olarak görüyorsa esas görüntü kirliliği o kişinin belediyeyi temsil etmesidir. Bu anlayışa göre 4 yıldır bu mecliste görev yapan ben de burada görüntü kirliliği mi oluşturuyorum? Yarın bir gün belediye personeli beni de görüntü kirliliği diye meclisten içeri mi almayacak?

‘MESCİD-İ AKSA’YA SALDIRAN İSRAİİLİ’DEN NE FARKI VAR?’
Siz dünyanın en güzel heykelini yaptırsanız, yolları altınla da kaplasanız bir engellinin yaşama tutunmasını engelledikten sonra neye yarar? Engellinin dünyasını kararttıktan sonra o heykel de yol düzenlemesi de çöp fakat en büyük çöp ise bunu yapabilecek bir zihniyet. Engellinin çarşıdan çıkarılması çabası noktasında bu ikinci görüşmemiz. Engelliye bu zulmü yapan belediye çalışanları sizden almıyorsa bu gücü kimden alıyor? Çarşı’da huzur içinde kimseye zararı olmadan yevmiyesini çıkaran engelliye daha ne kadar saldıracaksınız? Engelliye saldırmanın ve rızkına engel olmanın Mescid-i Aksa’da Müslüman askere saldıran İsrailli’den ne farkı var? Çarşıda engelliler var olmaya devam edebilecek mi?

Faaliyet raporunda yer alan şikayet sayısının arttığını söyleyen Baran, “CİMER’e, WhatsApp hattına yapılan şikayetlerde azalma yok. Haşere problemlerine dair gelen şikayetler azalmamış. Siz hangi sorunu çözdünüz? Vatandaş geçen sene ne kadar şikayet ediyorsa bu sene de o kadar etmeye devam ediyor. Performans programı her sene nasıl oluyorsa yukarı taşıyorsunuz ama şikayetler kalıyor” dedi.

BAYSAK: VURUR YÜZE İFADESİ, GÖRÜYORUZ ZATEN
Baran’ın sözlerinin ardından konuşan Başkan Vekili Baysak, “Engellilerle ilgili konu engellilerin mi çıkarılması yoksa seyyar satışla ilgili bir düzenleme mi yapılması? Camilerle ilgili olarak zaten ‘90’lardan beri planlarda olan bir cami. Başka hiçbir şey yapılmadı demeniz hak yer. Alzeimer merkezi, çocuk ve ağız diş sağlığı merkezi, mutfak sanatları merkezi açıldı. Küçümsediğiniz Çatı Sergi için her yerden gelip tebrik edenler var. Üçüncü yaş üniversitesi açıldı. 70 binden fazla ağaç dikildi. Sancar Maruflu Sivil Toplum Yerleşkesi açıldı ve bu yerleşkeyle ilgili bütün derneklerden talep var. Kollektif Girişimcilik Merkezimiz var, yeni genç beyinleri ortaya çıkarmayı hedefleyen bir kuluçka merkezi. Macera Parkı ile bisiklet parkurunu açtık. Başka hiçbir şey yapılmamış değil. Stad konusunda şunu anlamıyorsunuz, AK Parti iktidarının Karşıyaka’ya bir stad yapma niyeti yoktu. Davalarla ilgisi yoktu, hiçbir zaman da olmadı. Taraftar, kulüp ve yerel yönetimi karşı karşıya getirmek için yapılan bir dümen. Şu an Aliağa’da stad yapılıyordu, hani para yoktu? Davalar bitti ama neden yapılmadı? AK Parti iktidarının bu ilçeye stadyum yapma niyeti hiç olmadı. Buraya bir garezi var. Kimin kindar olduğunu biliyoruz. Yüze vurur ifadesi, görüyoruz zaten” ifadeleriyle cevap verdi.

Baran’ın sözlerinin ardından söz alan CHP’li Meclis Üyesi Mithat Salepcioğlu, “Acaba meclis üyemiz çarşıdan kaç defa geçti? İş yeri ile iştigal konusu çarşıdaki herhangi bir esnafla irtibat sağlıyor mu? Bu engelliler kimdir, öğrenebilir miyim?” sorusunu yöneltti.

Faaliyet raporuna dair görüşlerini aktaran CHP Meclis Üyesi Saadet Çağlın “İki muhalefet partisi arkadaşım yapılan hiçbir şey yok diyerek örnek göstermekte çok zorlandılar. Faaliyet raporunun içine pek girmeden kapağından dönen arkadaşımız da oldu. Başkanın ön sözünden sonra içeriğe hiç girmedi. İnceleyince faaliyet raporu başından sonuna kadar dolu bir rapor” ifadeleriyle gelen eleştirilere yanıt verdi.

Divan Üyesi ve CHP’li Meclis Üyesi olan Mehmet Gemici, meclis üyelerinin vasfına gelen eleştirilere, “Az önce meclisin itibarsızlaştırılmasıyla ilgili şeyler söyledi. Ben çok sıcak konuyu belirteyim, daha olayın üzerinden 24 saat geçmedi. Sayın başkanımızın daveti üzerine meclis üyesi olarak benle birlikte başkanımızla Malatya’ya gittik. Birlikte incelemelerde bulunduk. Bir sürü fizibilite çalışmaları yapıldı. Bizim belediyemizin deprem bölgesine ciddi anlamda destekleri oldu ve olmaya devam edecek. Başkanımıza ve üyelerimize yapılan bir haksızlık. Ben sözlerinizi geri almaya davet ediyorum” diyerek yanıt verdi.

CHP’Lİ ÖZCAN: KANUNUN EMRETTİĞİ MADDEYİ UYGULADIK
CHP’li Meclis Üyesi Yaşar Özcan, AK Partili üyelerin komisyona girememesinin sebebinin kanun sebebiyle kısıtlandığını belirterek, “AKP’li arkadaşların bizlere komisyonda yer vermediniz eleştirilerine karşı ben de bir hukukçu olarak cevap vermek istiyorum. Belediyemiz kanunlarla yönetiliyor. Bizler kanunlarla seçiliyor ve görev yapıyoruz. 5393 sayılı belediye kanunu komisyonların seçimiyle ilgili 24. Maddesinde düzenleme yapmıştır. ‘Komisyonlar her siyasi parti grubu sayısının meclis üye tam sayısına oranlamasıyla seçilir.’ Meclis üye tam sayımız AK Parti’nin sayısı 3, oranlamasını yaptığınızda AK Parti’nin herhangi bir komisyonda görev alma şansları yok. Bundan önceki üç yılda neden aldılar çünkü bundan önceki 3 yıl AK Parti Grubu 4 arkadaştan oluşuyordu. Bu sene bu arkadaşlardan biri istifa etti CHP’ye geçti. Dolayısıyla bu hesapla bu sene komisyonlarda görev vermememiz duygusallıktan değil. Tamamen kanunun emrettiği maddeyi uygulamaktadır. Komisyonda görev vermek sadece başkanın takdirinde değildir. Bu grubun bir iradesidir. Duygusallığa gerek yok, kanun ne demişse onu yapmışız” dedi.

CHP’Lİ DOĞAN: SANA MÜJDE VEREYİM, ARSALAR SATILMADI
Arsa satışları ile ilgili soruya cevap veren CHP’li Meclis Üyesi Hayati Doğan, “Adem Bey iki arsanın satışı hakkında başkanımızı suçladı. O arsalar satılmadı, sana müjde vereyim. Arsa satışını soruyorsanız bağlı olduğunuz parti bunun şampiyonudur. Hatta ve hatta bir belediye başkanınız bile cami yerini satmıştı. Baran arkadaş da tuğla üzerine tuğla konulmadı dedi. Başkanımız İmbatlı Mahallesi’nde 1595 sokakta yüz bin taş döşedi. Oraya uçak inebilir. Sonuç olarak 2022 yılında yapılan hizmetler bu kitabın 220 sayfasında mevcuttur. Bunları okuduğunuz zaman ne kadar hizmet edildiğini göreceksiniz” dedi.

CHP’Lİ AYDIN: AK PARTİ’NİN DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARINI SAVUNDUĞUNU GÖRMEK UNUTULMAZ BİR DENEYİM
CHP’li Meclis Üyesi Murat Aydın ise, AK Partili meclis üyelerinin DİSK’i savunmasını görmenin unutulmaz bir deneyim olduğunu belirterek, gelen eleştirilere şu sözlerle cevap verdi:

Bir yandan da bu süreç içerisinde faaliyet raporu tartışmak muhalefetteki meclis üyesi arkadaşlar için güç olsa gerek. Onlar da bu güçlüğün altından kalkmaya çalışıyor. Burada genel siyasete girmeyeceğiz deyip uluslararası siyasete girmek ilginç oldu. Daha da ilginci şu ahir ömrümüzde AK Parti’nin devrimci işçi sendikalarını savunduğunu görmek benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Sendika haklarını AK Parti mensuplarından duymak muhteşem bir deneyim oldu. Devri iktidarlarında işçiler ne grev yapabiliyor, ne sendikal haklarını kullanabiliyor ne de bir insanın karnını doyurabileceği bir maaş alabiliyor. Şubat 2023’de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 9425 TL, kendilerinin işçiye layık gördüğü asgari ücret 8506 TL ve bunun için de ses çıkaran işçi polis copuyla karşılanıyor. Bırakın başkanın söylediği sözü basın açıklaması bile yapamıyor. Benim bildiğim en son AK Partili belediyenin önünde eylem yapamazlar çünkü polisle dağıtılırlar.

‘PAHALILIĞI PROTESTO EDEN AKKOYUNLU’YU SAVUNMAK İÇİN GEÇ GELDİM’
21 yıllık siyasi iktidarın neden olduğu pahalılığı protesto etmek için birer çıkartma hazırlayan Mahir Akkoyun gözaltındaydı ve adliyede onu savunmak için adliye önündeydik. Mahir Akkoyun hazırlamış olduğu ‘bu ürün bizim yüzümüzden pahalı, oy verirken aklında bulunsun’ görseli ve Erdoğan ile Bahçeli’nin olduğu çıkartmayı ve Erdoğan’ın görselinin bulunduğu ‘bu ürün size pahalı mı geldi, Erdoğan sayesinde’ görselini tasarladığı için Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla adli kontrol altına alınarak serbest bırakıldı. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ekonomist ve yürütmenin bütün icraatinden sorumlu kişisi olduğu için yoksulluğun da pahalılığın da sorumlusu. Otoyolları yapan da o. Alkışı hak ettiği kadar eleştiriyi de kabullenmesi gereken bir ülkede bu etiketleri düzenleyen bir genç evinden alınarak polis eşliğinde önce emniyete sonra savcılığa sonra mahkemeye çıkarılabiliyor.

‘ŞATAFATLI ŞEYLERİ TERCİH ETTİĞİNİZ İÇİN BUNLARIN DEĞERLERİNİ ANLAYAMAZSINIZ’
Bu ülkenin emeklilerinin yüzde 60’ı en düşük emekli maaşını alıyor. Tüm emeklilerin yüzde 65’i 7 bin 500 TL yani açlık sınırının 2 bin TL altında maaş alıyor. Sadece yüz emekliden sadece 10’u 10 bin TL’nin üzerinde maaş alıyor. Karşıyaka en çok emeklinin olduğu şehir. Başkan Tugay o insanların sorunlarına çare bulmak için çözüm üretmek zorunda. 65 yaş üstü vatandaşların küçük tamiratlara para vermemesi için tamirat ekipleri gönderiyor. İtibardan tasarruf etmemeyi, şatafatlı şeyleri bir siyasi tercih olarak ortaya koyuyorsanız 5 bin 500 TL emekli maaşı alan birinin musluğunun belediye tarafından tamir edilmesinin ne kadar değerli bir şey olduğunu anlayamazsınız. O yüzden o kitapçıkta hiçbir şey göremezsiniz ve size boş gelir.

5 bin 500 TL emekli aylığı alan bir emeklinin fiziksel sağlık sorunları nedeniyle evini temizleyemeyen bir yaşlının bu bakımının belediye tarafından yerine getirilmesinin ne kadar kıymetli bir şey olduğunu anlayamazsanız.

‘APARTMAN DAİRESİNDEN ÇIKIP BİN 100 ODALI SARAYA TAŞINMIZSANIZ ANLAYAMAZSINIZ’
Bir apartman dairesinden çıkıp bin 100 odalı saraya taşınmışsanız bu farkı anlayamazsınız. O yüzden belediyemiz yaşlılara önem veriyor. En az 25 yıl prim ödemiş ve sonunda sadece 5 bin 500 TL maaşla geçinmeye çalışan emeklisini düşünmek zorunda Karşıyaka Belediyesi. Belediye kanununda böyle bir görevi yok. Beldesinin ihtiyacını karşılar diye bir deyimden bahseder sadece.

‘BİZ BETONU ÖNCELEMİYORUZ’
Bu ülkenin çocuklarının çok büyük bir kesimi okul öncesi eğitim alamıyorlar. Bugün İzmir’de okul öncesi eğitim en düşük 2500 TL’den başlıyor. 8500 TL asgari ücret alıyorsunuz. Nasıl ödeyeceksiniz bu parayı? Bu faaliyet raporunda hiçbir şey görmediğini söyleyenler o çocuklar için yapılanları göremezler. Çünkü onlar şatafatlı, çılgın projelerle gözleri kamaşmış bir siyasi tercihi dile getiriyorlar. Siyasi tercihlerimizi tartışıyoruz aslında. Biz betonu değil, çocukları yaşlıları ve kadınları öncelemeye çalışıyoruz. Bunu yeterince yaptığımız söylenemez. Hiçbir zaman yeterince yaptığımızı söylemedik.

‘AKARYAKIT 1 TL DAHA UCUZ OLSAYDI BİR ANAOKULUMUZ DAHA OLACAKTI’
Akaryakıtı 1 lira daha ucuzlatabilseydiniz biz anaokullarımıza bir tane daha eklerdik. SSK borçlarınızı ve vergi borçlarınızı ödemezseniz size haciz koyarlar, doğru. Hepsine koyarsa mutlu oluruz, bütün belediyelere. Karşıyaka Belediyesi’nin mülkü olan bir taşınmazın üzerinde bir okul veya cami varsa o taşınmazın mülkünü almasını isteriz. Karşıyaka halkının malının üzerine bir bina yapıp sonra o malın parasını ödemeyip sonra belediyeye vergi borcunu ödemiyorsun derseniz Karşıyaka halkıyla aranızda bir sorun var demektir ve bu halk bu sorunun karşılığını her seçimde gösterdiği gibi size bir daha gösterir.

‘KİMSE BELEDİYENİN İŞLERİNİN MÜKEMMEL OLDUĞUNU SÖYLEMEYEZ’
Her meclis üyesinin eleştiri dile getirebileceği şeyler var. Kimse bu belediyenin bütün işlerinin çok doğru ve mükemmel olduğunu söyleyemez. Sayın Baran üslup biraz daha bozulur ve kantarın topuzu bu şekilde biraz daha kaçarsa haklılığınız kaybolmaya başlar. Söylediğiniz sözün içeriği değil de söyleyiş biçiminiz tartışılmaya başlar. Eminim siz de söylediğiniz sözün tartışılmasını isterseniz. Arkadaşlarımızın hepsi söyleyiş biçiminize cevap verdi, bu bir kör dövüşü olur. Elbette kimseye üslubunu değiştir demek haddim değil ama Sayın Baran’ın da bir amacı var. Bu derdi dile getirmek ve yetkilisi durumundaki belediye başkanının çözmesini talep ediyor. Bunu bu şekilde söylediğimiz zaman bir anlam ifade etmez hale geliyor.

‘BELEDİYE CİNSİYET EŞİTLİĞİ KONUSUNDA BÜTÇE ARTTIRMALI, KADINLAR ARTIK DAHA FAZLA TEHDİT ALTINDA’
Karşıyaka toplumsal cinsiyet eşitliği ile bir numaralı ilçe olmuştur. Halen daha yeterli seviyede değildir. Bugün belediyenin orta ve üst düzey yöneticilerinde kadın temsil oranı ortalamanın üzerindedir. Bu şehrin sokakları kadınların gece, gündüz dolaşabildiği kimsenin karışmadığı bir şehirdir. Karşıyaka bir kadın şehridir. Nüfus oranları bakımından da kadın oranları ortalamanın üzerinde olduğu bir şehirdir. İnsanlar rast gele bu şehri seçmiyor, bu şehir yaşanacak bir şehirdir. Buna en büyük katkıyı belediye sağlıyor. Faaliyet raporunda bir sürü kadına karşı hizmet dile getiriliyor, yeterli değil elbette. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için düzenlenmiş bir sözleşmeden çıkılıp bir kanunla ilgili meselenin ittifak pazarlığına getirildiği bir ülkede yaşıyoruz. Nasıl yeterli olsun ki? Artık belediye buna yönelik bütçesini iki kat arttırmalıdır çünkü kadınlar artık bu ülkede daha büyük bir tehdit altındadır.

‘BİR SONRAKİ RAPOR BAŞKAN TUGAY’IN İKİNCİ DÖNEMİNDE GÖRÜŞÜLECEK’
Büyük yatırımlar büyükşehir belediyelerinindir, büyükşehir olmayan yerlerde valilik yapar. Belediye de kıt imkanları ile bu küçük yatırımları ile hizmetlerini yapmaya çalışıyor. Belediye meclis üyelerinin etkin olmadığıyla ilgili şeyler söylediler. Ben 4 yıldır belediyenin en önemli kurumlarından biri olan Personel A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanıyım. Bu son faaliyet raporumuz. Bir sonraki raporumuz Başkan Tugay’ın ikinci döneminde görüşülecek.

AK PARTİLİ ÖZTÜRK: SÖZLERİM YANLIŞ ANLAŞILDI
Yeniden söz alan AK Partili Öztürk, sözlerinin yanlış anlaşıldığını ifade ederek, “Mehmet Bey divanda konuştu. Orada konuşmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Meclis üyelerini itibarsızlaştırma adına bir şey söylemedim. Sözlerim yanlış anlaşıldı. Murat Bey’in çizdiği çerçeveden olaylara yaklaşırsak kişilerin hak ettiği hakkı teslim etmemek noktasında sıkıntılarım vardı. Yoksa ben imar komisyonunda yer alsam ne olur, almasam ne olur. Bizlerin oraya katacağı çok şey olduğuna inanıyorum” dedi.

‘MURAT BEY HER ŞEYİ OLUYOR’
Meclis üyelerine dair sarf ettiği sözlerin CHP’li Aydın’ı kapsamadığını belirten Öztürk, “Meclis üyeleri bir şey olmaz da demedim, Murat Bey’i tenzi ederim. Murat Bey İzmir’de her şey oluyor. Personel AŞ’ye müdür oluyor, Büyükşehir’de Grup Başkan Vekili oluyor, milletvekili adaylığında ismi geçiyor, il başkanlığında ismi geçiyor. Yine buradaki meclis üyesi arkadaşlarıma hiçbir şey olmaz demedim zira üç tane meclis üyesi arkadaşımız burada belediye başkan yardımcısı oluyor. Belediye başkanımız faaliyet icraatlarında meclis üyelerini çok fazla yanında bulundurmuyor. Mehmet Bey dedi ki ‘aldı beni Malatya’ya götürdü’ bir tek Mehmet Bey mi var bu mecliste” ifadelerini kullandı.

‘KASTIM O OLDUYSA ÖZÜR DİLERİM’
Öztürk, meclis üyelerini itibarsızlaştırmayı istemediğini dile getirerek, “Büyük yatırımları Büyükşehir yapar dedi Murat Bey. Burada birçok evet dediğiniz şeye Büyükşehir’de hayır dediniz. Meclis üyelerinin etkisiz kılmadaki kastım; belediyemizin bürokratları var diyorsunuz. O zaman biz niye seçiliyoruz? Belediye bürokratları komisyonu yönlendirecekse biz niye varız? Özel alan gerektiren komisyonlar için mesleğimizi icra etmeyeceksek bu koltuklarda niçin oturuyoruz? Hiçbir meclis üyesi arkadaşımızı itibarsızlaştırmadım, kastım o olduysa özür dilerim” ifadelerini kullandı.

BAŞKAN TUGAY: HEPİMİZ BU ÜLKENİN EŞİT BİRER VATANDAŞIYIZ
Son olarak eleştirilere cevap veren Başkan Tugay şu ifadeleri kullandı:

Bir şekilde duygusal günler geçiriyor olabilirim bunda depremin payı büyük. Büyük resme baktığımızda dünyanın çok büyük sıkıntılar içerisinde olduğunu görüyoruz. Endişeler içerisinde olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bütün canlılara karşı bir sorumluluğumuz olmalı. Bir kenarda kendi işini yapan insanlar olabilirdik. Sorumlu pozisyonlardayız. Bu sorumluluğu hissetmek, gereğini yerine getirmek ve çözüm odaklı düşünmek, mümkünse haksızlık yapmamak iyi olur. Böyle yaparsak hepimizin bu milletin bir bireyi olduğunu hatırlarız. Biz de hepimiz hangi siyasi görüşten olursak olalım bu ülkenin eşit birer vatandaşı olarak bu görevleri geçici süre üstlenmiş ve buna dair sorumlu davranması gereken insanlarız.

‘SİYASETTE ÜSLUP PROBLEMİ VAR’
Siyasetimizin bir tahammülsüzlüğü var. Ayrıca üslup problemi var. Dışlama, kutuplaştırma gibi bir hastalığı var. Bundan yarar uman bir siyaset anlayışı var. Zaman zaman konuşulur, biz millet olarak başka insanları aşağılamayı marifet saymayız. Başka insanlarla alay etmek, küçümsemek, iftira atmak yakışmaz. Bizim milletimiz asil bir millet. Ben buna inanarak büyüdüm. Kimseye hakaret etmeye, küçümsemeye layık görmedim.

‘BİZİM İNSANLIĞIMIZDA BÖYLE BİR CÜMLE AKLIMIZDAN BİLE GEÇMEZ’
Baran, beni çok inciten bir şey söyledi. Çarşıda engelli seyyar satıcılarla ilgili olarak görüntüyü bozuyorlar gibi bir gerekçeyle kaldırdığımız söylendi. Kaç tane engelli var bilmiyorum. Aylardır bu konuyla ilgiyle çalışan komisyonumuz var. Orada bu müdahalenin yapılmasının sebebi kimsenin engelli olması değil. Birisini küçük görmemiz değil. Görüntüyü bozmak ne demek, nasıl böyle bir cümle kurulur? Bizim insanlığımızda böyle bir cümle aklımızdan ucundan bile geçmez.

‘NEYİ NE İÇİN YAPTIĞIMIZ RAPORDA VAR’
Çarşı için yaptığımız ön analizde en çok şikayet edilen konulardan birisi seyyar satıcılar, dilenciler ve onların orada yarattığı kargaşa ve düzensizlik. Bu bizzat vatandaşlarımızın ve oradaki esnafın şikayet ettiği bir konu. Bizim orada kendi kendimize uydurduğumuz bir şey değil. Kesinlikle bunlar üzerinden yapıldı, size yeniden sunalım raporu. 9 Eylül Üniversitesi’nin Mimarlık Fakültesi hocalarının yaklaşık bir buçuk yıldır süren bir analizi var. O analizin sonucunda bir rapor var. Neyi ne için yaptığımız o raporda var. Asla ve asla engelli vatandaşlarımıza orada bir zorluk çıkaralım diye bir çalışma yapmadık. Üstelik çoğu kişiye arkadaşlarımız yeni yerler buldular. Kimseyi ortada da bırakmadık.

‘SİZİ ALLAH’A HAVALE EDİYORUM, KINIYORUM’
Biz bir şehiriz ve düzen içerisinde yaşamak zorundayız. Belediye de bu düzeni sağlamak zorunda. Ben dükkanıma kira veriyorum, vergimi ödüyorum, yanımda insan çalıştırıyorum burada seyyar satıcılık yapan insanlar benim sattığım ürünü satıyorlar ve hiçbir şey ödemiyorlar diyorlar. Bunu oradaki esnafımız söylüyor. Vatandaşlar rahat geçemediklerini dile getiriyorlar. Seyyar satıcılar zaman içerisinde kontrolsüz bir şekilde artmış. Bir yerde dur demek gerekiyordu. Engellilikle ne ilgisi var? Kudüs’teki cami saldırısıyla nasıl eş değer tutarsınız? Onun için dedim sizi Allah’a havale ediyorum diye. Bu kadar haksız, adaletsiz bir suçlama olamaz kabul etmiyorum ve sizi kınıyorum.

‘ŞİKAYETLER AZALDI, BİZİM YAPMADIĞIMIZ ŞEY YALAN SÖYLEMEK’
Bu dolu dolu bir faaliyet raporu. Eksik, abartılı veya yalan değil. Arkasında çok emek var. Bu emeğin bir kısmı bana, bir kısmı meclis üyelerimize, önemli bir kısmı da belediye çalışanlarımıza ait. O yüzden bu çalışmayı yapanlara teşekkür ederim. Eleştiri yapmak lazım. O yüzden biz göreve ilk başladığımız andan itibaren şunu yaptım, bize şikayette bulunmak isteyenler için bütün kapıları açalım. Bununla yetinmeyelim hepsini bir havuzda toplayalım. Buna ÇÖZMER adı verildi. Beni böyle anlamsız ve saçma sapan eleştirenler oldu, belediyenin girişindeki o hızlı çözüm masalarını yine bu şikayetleri daha hızlı almak ve daha hızlı çözümler üretmek üzerine kurduk. Orada şekil yapmaya çalıştığımızı düşünenler orada neler yapıldığına bakmalılar.

Şikayetler azalmadı, arttı dediniz. 2021 yılında bize iletilen şikayet sayısı 79 bin 660. 2022 yılında 64 bin. Sizce bu bir şey ifade etmiyor mu? Nasıl artmış diyorsunuz? Bizim yapmadığımız şey yalan söylemiyoruz.

‘NİSAN AYINDA İLLER BANKASI 21 MİLYON TL LAYIK GÖRDÜ’
İller Bankası bize para vermiyor derken de yalan söylemiyoruz. Başka belediyeler niye söylemiyor diyorsunuz. Söylüyorlar, siz duymuyorsunuz. Bu sene bütçemiz 1 milyar 247 milyon TL. Bu kadar bütçe yapmış bir belediyeye Nisan ayında İller Bankası bize 21 Milyon TL parayı layık gördü.

‘SENDİKAYA ZORLANACAĞIMIZI ÖNCESİNDEN SÖYLEDİK’
Sendikayla görüşmeler konusunda Murat Bey’e teşekkür ediyorum. Biz olaya sadece ücret olarak bakmadık, çalışana layık olduğu değeri vermek üzere baktık. Keyfi olarak işten çıkarılmasın diye kendi kendimizin ayağına engel koyduk. Biz anlayış olarak öyle insanlarız ama bizden sonra da bu olmasın dedik. Ben başladığım zaman 1800 TL ile 2200 TL arasında ücret alıyordu çalışanlar. Bugün yan ödemeler ile birlikte 15 bin TL’nin üzerinde her ay ücret alıyorlar. Biz elimizden geldiğince fazla para vermeye çalışıyoruz ama TİS’lerde arkadaşlarımıza şunu söyledim; ‘tepemizdeki iktidar maalesef kendisi daha fazla çalışarak değil, çalışmaya çalışan CHP’li belediyeleri engellemeye çalışarak bir siyaset yapıyor. Bu çerçevede önümüzdeki aylarda belediyemizin mali imkanlarını kısıtlamak için bazı şeyler yapabilirler. Böyle bir durum olursa öncelik sizin olacaktır. Ama bilin ki ödemelerinizde gecikmeler yaşanabilir, o gün için anlayışınızı talep ediyorum’ dedim.

‘ALİAĞA SATARKEN NEDEN SESSİZSİNİZ’
Bu sözlerim ne yazık ki Ağustos ayında bugüne kadar hiç yapılmamış bir şekilde belediyenin gayrimenkullerine tedbir konuldu. Bu gerçek. Bu ortamda görüştük. Çözüm için yardım rica ettim. Bazı belediyelerde yapıldığı gibi kamuya tahsisli olan alanları devredelim ve bu şekilde borçlarımızın bir miktarını karşılayalım. AK Partili Esenler Belediyesi iki cami, bir okul ve hizmet alanlarıyla birlikte toplam 12 adet alanı vergi ve SSK borcuna saydırmak üzere devretti. MHP’li Aliağa Belediyesi vergi borcuna karşılık aralarında camilerin de olduğu 59 adet taşınmazı devretti. Menemen Belediyesi de yakın zamanda 1 milyon 170 bin metrekarelik alanı satışa çıkardı. Bunlar olurken bizi neyle suçluyorsunuz? Neyi sattık biz, hiçbir şey satmadık. Satış yapanların listesine en başına TOKİ’yi yazın. Sattıklarına bir bakın. Onlar satarken hizmet için satıyor diyorsunuz. Biz ne için satıyoruz, cebimize mi koyuyoruz o paraları?

‘BUNLAR SİYASİ DEĞİLDİR DE NEDİR?’
Eğer siz bu kadar bütçesi olan belediyeye 21 Milyon TL para verirseniz belediye parayı bulmak için bir şeyleri satması gerekiyor ya da bizim yaptığımız gibi bizim huzurevini… Depreme dayanıksız diye boşalttınız. Şu anda orası huzurevi değil, bomboş bir bina. Bunlar siyasi değil de nedir? Bunlar CHP’li belediyeye engel olmak değil de ne değildir?

‘RAMAZAN GÜNÜNDE ALLAH’I ŞAHİT GÖSTERİYORUM’
Ramazan günü Allah’ı şahit gösteriyorum. Hepsini biliyorsunuz, o yüzden Allah’a havale ediyorum sizi. Bütün bunları yapanları Allah’a havale ediyorum. Burada deprem bölgesinden gelip bize sığınanlara da, bugün et alamayan yaşlı insanlarımıza da yardım etmek için çalışıyoruz. Yurtsuz bıraktığınız üniversite öğrencilerine yurt sağlamak için her şeyi yapıyoruz. Siz görmüyorsunuz ne yaptınız diye, sizin hiçbir şey yapmadığınız alzeihmer hastalarına sahip çıkıyoruz.

Daha iyileri olur. Bu ülkenin dernekleri var. Devletin yapmadığını yapmaya çalışıyor. Bu derneklere sahip çıkmayıp ne yapacağız? Var mı başka sahip çıkan? Yanlış mı yapıyoruz?

‘BUNUN ADI PROVOKATÖRLÜKTÜR’
İşçileri tehdit ettiğimi söylüyorsunuz. Şantiyemizin önüne bir araç park edildi. Bunu duyduğum için alana gittim. Karşımdaki insanlar belediyenin çalışanları değildi. Bir kişi hariç belediye çalışanları değildi. İş araçlarına binmiş iş yerine gitmek için bekleyen insanlar vardı. Ben öyle bir ortamda belediyenin çalışmasına engel olamazsınız eğer bunu yaparsanız hakkınızda idari işlem yaparım dedim. Dediğim insanlar belediye çalışanı değildi. Siz o birisinin 10 saniyelik görüntüsü üzerinden kendi çalışanlarını tehdit eden başkan ilan ettiniz. Bu söylediğimin doğru olmadığını söyleyecek bir kişi var mı? Bilip bilmeden insanları karalamak nasıl bu kadar kolay oluyor sizin için? Utanmadan bu olayı istismar etmek nasıl bir şey? Bunun adına provokatörlük, fırsatçılık ve oportünizm deniyor. Bunlar bu ülkede sorunu çözmüyor.

‘KUSAR GİBİ KONUŞMAK İSTEDİĞİM O KADAR ÇOK ŞEY VAR Kİ…’
Çözmek için yapmanız gereken başka. 4 yıldır mücadele ediyoruz, neye katkıda bulundunuz. Stat arazisini devralmak için uğraşıyoruz. Bir mimarın imzası gerekiyor. Bu kadar. Yok, verilmiyor. Yapılmasın diye verilmiyor. Aliağa’ya stat yapılacakmış. Bakan’ın önünde konuştuk, sizin stadınızı yapacak paramız yok dedi. Hukuki hiçbir engel olmadığı halde ve Binali Yıldırım söz verdiği halde yapmadılar. Eski davalar bitti. Biz o noktada gittik. O para nasıl bir paraysa bize gelince yok da dağlara taşlara stat yapmaya var. Aliağa’nın hangi takımı var bilmiyorum, amatörde herhalde. Gaziantep’e Opera Binası yapmaya gelince var. Kusar gibi konuşmak istediğim o kadar içimi acıtan şey var ki…

‘AK PARTİLİ BÜROKRAT’IN SÖYLEDİKLERİ İÇİMİ ACITTI’
AK Partili belediye bürokratı ile yan yana oturduk. Bana dedi ki ‘biz çok büyük yatırımlar yaptık’ dedi. Parayı nereden buluyorsunuz dedim, ‘milletvekiline gidiyoruz, beraber bakanlığa gidiyoruz. Bakanlık ne istiyorsunuz diyor cevap veriyoruz. Ertesi gün bizim hesaba aktarıyorlar’ dedi. İçim acıdı gerçekten. Valiliğin belediyelere verdiği desteklerin listesi yayımlanmış, Karşıyaka Belediyesi sıfır. Halkı cezalandıralım bize oy versinler diye mi bekliyorsunuz? Bu millet sizin milletiniz değil mi? En ufak bir ayrımımız yok. Bu belediyede de kimse böyle bir şey yapmadı. Hakaret edenlerin bile sorunlarını çözdük.

‘BEYAZ SARAY ÖNÜNDEKİ EYLEM UTANÇ VESİKASIDIR’
Fazla işçi çalıştırıyorsunuz dediniz. Üzerine bir sürü tesis açtığımız halde biz eskiye göre daha fazla işçi çalıştırmıyoruz. Son dönemdeki memur maaş artışlarına bakın. Yüzde 10 üzerinden hesap yaptık yüzde 80 oldu. Bunun sebebi enflasyon ve kötü ekonomi yönetimi. Bunun sebebi Karşıyaka Belediyesi mi? Daha fazla ücret verince daha fazla vergi borcumuz çıkıyor. Bizim vergi borçlarımız tamamen personel ödemelerinden kaynaklanıyor. 2 pandemi yaşandı bu ülkede. Bunlardan sonra çalışan arkadaşlarımızın reaksiyonlarına bir şey demiyorum. Bunu dışarıdan provoke eden herkese yazıklar olsun. Sizin burada alay ederek ‘beyaz sarayın önünde bile protesto ettiler’ dediğiniz şey utanç vesikasıdır. O eylemi yapan arkadaş bu ülkenin utandığı arkadaşlardan birisidir.

‘VATAN HAİNLİĞİDİR, ÜLKENİN UTANCIDIR’
Mücadelemizi umursamayıp, sorunun çözümüne katkıda bulunmayıp ABD’de belediyemizi rezil etmeye çalışmak vatan hainliği değil de nedir? Bu vatan hainliği değil midir? Siz kimi kime şikayet ediyorsunuz? ABD’de tuhaf maskeler takıp sosyal medyada algı yaratmak için aşağılık şovu yapmak nedir? Utanılması gerekir. Bu insanlara yüz vermemek gerekir, bu insanları lanetlemesi gerekir. Bu ülkenin utancı bu insanlar.

‘ŞOV YAPACAĞIM DERKEN KOMİK DURUMA DÜŞMEYİN’
Komisyonlarda kim olacağına ben karar vermiyorum. Grup başkanvekilimiz talepleri alıyor ve ona göre karar veriyor. Arkadaşlarımız komisyonda yer almak istemediler. Biz bir parti grubuyuz, düşüncelerimize değer veriyoruz. Bireysel olarak karar vermedim. Sizin talebinizi ilettim, hukuki çerçevede böyle bir durum oldu. Sizden kaçırdığımız bir şey yok. İstediğiniz komisyon toplantısına katılabilirsiniz. Lütfen iftira atmayın. Şov yapacağız diye kendinizi komik duruma düşürmeyin. Sorunları çözmek için buyurun katılın.

‘O SERGİDE ŞEREFSİZLERLE MÜCADELE VAR’
Hiçbir şey yapmadınız dediniz, rapora bakın. Hiçbir açılış yapmadınız dediğiniz yerde hiç olmazsa alzeimer evini görseydiniz. ‘Çatıda uyduruk sergi salonu’ yaptınız dediniz çok ağrıma gitti. Küçümsediniz. Galiba gitmediniz siz oraya. Çatı Bostanlı Sergi Salonu’nda 500 metrekarelik bir sergi salonu kazandırdık. İzmir’in kurtuluşunun 100. Yılında özellikle gezmenizi rica ediyorum. O kadar çok öğrenci ziyarete geldi ki ısrarla onu tutmaya çalışıyoruz. O toprakları haince işgal eden şerefsizlere karşı bu vatanın nasıl bir mücadele verdiği yazıyor. İşkenceye uğramış çocukların fotoğrafları var. Biz özellikle 100. Yılda o sergiyi açalım diye çok çalıştık. Eşi benzeri olmayan bir sergi var. Ne olduğunu bilmeden küçümseyemezsiniz. Eleştireceğiniz zaman önce gidip görün.

‘GÖREV VERİLİRSE BAŞIMIN ÜSTÜNDE YERİ VAR’
Bundan sonraki faaliyet bir sonraki dönemin başkanı tarafından değerlendirilecek. Son faaliyet görüşmemiz oldu. Murat Bey yeniden başkan olacağıma dair muhtemelen kendi temennisini dile getirerek söyledi. Benim böyle bir kararı verecek durumda değilim, haddim değil. Böyle bir şey söyleyecek durumda değilim. Karşıyaka halkı ve CHP bana bu görevi vermek isterse başımın üstünde yeri var. Sorumluluğu yeniden alırım. Bu kesinlikle şart değil. İçimizden herhangi biri bu görevi alır yapar, benim için orada olmak hiç önemli değil. Bir ricam var, bu kadar ağır sorunlarla karşı karşıya olduğumuz bir dönemde içimizdeki değerleri harcamayalım, birbirimizi incitmeyelim. Çalışan insanlara haksızlık yapmayalım. Daha fazla çalışalım, inadına. İnat haksızlığa karşı olsun. Vatanımızı sevelim. Adaletten asla vazgeçmeyelim. Züğürt Ağa gibi laflar etmeyelim, ayıp.

Faaliyet raporunun yeterliliği oy çokluğu ile kabul edildi.