GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
12 Eylül 2022 Pazartesi 19:53

Başkan Soyer'den mecliste '9 Eylül' eleştirilerine yanıt: Hainler ile kahramanları ayırmak lazım!

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde AK Parti ve MHP'li isimlerin kendisine yönelttiği '9 Eylül' eleştirilerine yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Atalarımız ile iftihar etmek birilerinin tekelinde değil. Bizim ecdadımız ile ilgili bir problem yok. Vatan hainleri ile vatan kahramanları ayrıştırmak lazım. Eğer ayrıştırmazsanız olmaz. Şehitlerin ruhunu incitirsiniz. Bizim milli kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk için 5 idam fermanı çıkarıp öldürmek istemişler.Kim? Vahdettin… Ne yapmışlar? İngiliz gemilerine binip gitmişler. Ben bu atamın nesini savunayım" dedi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediyesi Eylül ayı olağan Meclis oturumu gerçekleştirildi. Kültürpark 4 Nolu Hol’de ilk kez gerçekleştirilen oturuma ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer başkanlık yaptı.

Meclis, Büyükşehir Belediyesi’nin bir aylık faaliyetlerini anlatan videonun gösterilmesiyle başladı. Ardından Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu Çiğli Cumhuriyet Mahallesi’ndeki heyelanla ilgili araştırmanın sonucunu paylaştı. Bölgede yapılması gerekenleri anlatan Candan Gökçeoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarına bakanlıkların ve ilgili kurumların da destek vermesi gerektiğini ifade etti.

Meclis gündemine ise Cumhuriyet Halk Partisi ile Cumhur İttifakı arasında yaşanan ‘9 Eylül’ ve ‘ihanet’ tartışmaları damga vurdu.

AYDIN: YAŞASIN ÖZGÜR VE DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ
Gündem dışı konuşmalarda söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, 9 Eylül kutlamaları için teşekkürlerini iletirken, “Başkanlığınızın ve Meclisimizin görev yaptığı 5 yıllık dönem hem şehrimiz hem de ülkemiz için tarihi anlara tanıklık ediyor. 15 Mayıs 1919’da Hasan Tahsin’in sıktığı ilk kurşun ile başlayan kurtuluş mücadelemiz, 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan kalkan gemiyle yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman askerlerimiz 1213 gün sonra 9 Eylül 1922'de İzmir'e ulaşmasıyla zaferle sonuçlandı. Yüzbaşı Şerafettin, Teğmen Ali Rıza ve Teğmen Hamdi tarafından İzmir Hükümet Konağının gönderine bir daha inmemek üzere bayrağımız çekildi. 10 Eylül günü Büyük Atatürk, İzmir Kordon Boyuna muzaffer bir komutan olarak girdi. O tarihten bu yana “İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir toprak”, yurdun en güzide köşesi olarak, barış ve özgürlük içinde yaşıyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe hitabesinde dile getirdiği gibi “Memleketin dâhilinde iktidara sahip olanların; gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde” olduğu ateşten günlerden geçen Türk Halkı, yedi düvele karşı verdiği kurtuluş mücadelesini İzmir’de zaferle sonlandırdı. Düveli muazzama denilen emperyalizmi de onun işbirlikçisi Yunanistan'ı da yenerek denize döken Türk halkı, Büyük Atatürk’ün önderliğinde kurduğu Cumhuriyetin 100. Yılını da başkanlığınız döneminde kutlayacak. İzmir, kurtuluş savaşının başladığı ve bittiği kent olmanın, işgale direnmenin haklı gururunu 100 yıldır yaşıyor.  Başkanlığınızın önderliğinde, tüm İzmir halkı ve yurdun her yerinde yurttaşlarla birlikte 100. Kurtuluş gününü büyük bir gurur ve coşkuyla kutladık. Birlik olmanın, birlikte coşkuyla kutlama yapmanın özlendiği günlerde; kurtuluşumuzun 100. Yılı nedeniyle yapılan kutlamalar bize özlemini duyduğumuz duyguları yaşattı. İzmir Kurtuluşunun 100. Yılı vesilesiyle bir kez daha söylemek isteriz ki; ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılında demokrasimizi güçlendirme azmindeyiz. Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi bugünde “milletin özgürlük ve bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığının kurtaracağını” biliyoruz. Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi bugün de halkımızla birlikte; özgür, bağımsız, refah içinde, geleceğe umutla bakan bir ülke olmak için canla, başla, aşkla çalışmaya devam edeceğiz. Yaşadığımız coşku dolu günler bu azmimizi güçlendirdi ve geleceğe dair umudumuzu tazeledi. Cumhuriyet Halk Partisi, İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Grubu olarak; 100 yıl nedeniyle yapılan tüm çalışmalarda ortaya koyduğunuz liderlik ve emek nedeniyle; size, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tüm çalışanlarına, İzmir halkına, yurdun ve dünyanın her yerinden bu gururu ve coşkuyu paylaşan herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunmak isteriz. Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın özgür ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti!” ifadelerini kullandı.

HIZAL: NE AMAÇLA YAPTINIZ BİLEMİYORUM
Söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal  Tunç Soyer’in 9 Eylül konuşmalarına tepki verirken, “Murat Bey de bahsetti. Şehrimizde konuşulan gündem olan, ülkemizde gündem olan 9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun 100’ncü yıl dönümü. Son 3 yıldır yani siz göreve geldiğinizden beri sizin kullandığınız ifadelerden dolayı şehrimiz bizim düşünemediğimiz şekilde gündem oluyor. 9 Eylül kutlamalarında yapılan konuşmada da gördük ki, sabah yapılan ve birlik ve beraberliği oldukça güzel gösterdiğini düşündüğümüz yürüyüş dışında ayrıştırıcı bir konuşma neticesinde, İzmir’in kurtuluşunun bizim için çok değerli bir günün üstüne bir gölge düşürdünüz. 9 Eylül 1922… İzmir ve Türkiye için çok kıymetli bir ün. Kurtuluşun, yani sizin iddia ettiğinizin aksine zaferin yıldönümü. Biz aslında o gün anlamıştık. Kutlamalardan 1 hafta önce İzmir sokaklarını billboardlarla barışın yüzyılı diye donattığınızda biz bunun olacağını fark etmiştik.  Daha önce Kıbrıs Kıbrıslılara verilmeli dediğini gün gibi… Bugün de İzmir ve Türkiye’de konuşulması konuların dışında farklı bir konular konuşuluyor. Bunun sorumlusu da sizlersiniz. Elbette tarih dersini verecek değilim, Tarihçi değilim. Ancak kullandığınız sözcükler zihninizdeki gerçekleri ortaya koyduğunuz düşünüyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sıkça dile getirdiği gibi. Tarihi bilmek ve okumak önemlidir. Bugün günümüzde yaşadığımız süreçleri okumamıza faydalı olur. 15 Mayıs  1919’da o kendi çirkin idealleri doğrultusunda İzmir’i işgal etmişlerdir. Sadece İşgal ile kalmamış yakıp yıkmışlardır. İçinde bulunduğumuz Kültürpark o yıkıntıların toplanarak kurulduğu alan. Binlerce yıllık Müslüman ve Türk coğrafyası olan coğrafyayı Yunanlaştırmak istemişlerdir. Siz o gün konuşmanızda bir kelime dahil olsun yunandan bahsetmediniz. 100 yıl sonra bugün Ege’de haklı hukuki gerekçeler ile ülkemizin vermiş olduğu mücadeleyi de görmezden gelerek, bizi kendince ABD senatosunda şikâyet eden savaş uçaklarımıza uluslararası hava sahasında radar kilidi atmaya çalışan, sivil gemilerimize uluslararası sularda kurşun sıkan Yunanistan’dan bir kez dâhil bahsettiniz. Biz bunu tahmin ediyorduk. Bütün onları görmezden gelerek siz Atina’da Atina Belediye Başkanı ile görüşmeye gittiniz. Bu bütün vatandaşların içini acıtmıştır. Poz verdiğiniz Atina Belediye Başkanı densizce bir tweet atarak Cumhurbaşkanımıza laf uzatma cüretinde bulunmuştur. Bütün bunları ne amaçla yaptınız bilemiyorum ancak Atina’daki Yunanistan’daki arkadaşlarınıza ve dostlarınıza şu uyarıyı yapın. 100 yıl önce kirli çizmeleri ile bu toprakları işgale gelen dedelerini bizim dedelerimiz nasıl denize döktü ise,  onların torunları da bu toprakları korumak için yine aynı mücadeleye girerler” dedi.

ŞAHİN: UYANIN ARTIK SAYIN BAŞKAN
MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin de 9 Eylül konuşması üzerinden Başkan Soyer’e tepki gösterirken, “İzmir 1071'de Türk'lerin Anadolu'ya girişinden 10 yıl sonra Çaka Bey tarafından fethedilmiş kadim bir Türk yurdudur. Yüzbinlerce kişinin hep bir ağızdan İzmir'in kurtuluşunu kutladığı 9 Eylül gibi mukaddes bir günde, IBB Başkanı'nın denize dökülen düşman yerine ecdadımızı hedefe koymasını kınıyorum. En büyük öksüzlük, köksüzlüktür. 9 Eylül sadece İzmir'in kurtulduğu gün değildir, aynı zamanda işgalci emperyalist ülkeler ve onların maşası işgalci yunan ordusunun mezalimine karşı, gazı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazandığımız kurtuluş savaşının taçlandığı, yunan ordusunun Ege’nin sularına döküldüğü gündür. Bizim için Selçuklu neyse, Osmanlı o'dur. Osmanlı neyse Türkiye cumhuriyeti devleti o'dur. Siz değil miydiniz  Kıbrıs'ı Kıbrıslılara bırakalım diyen? Peki siz niye tarihi tarihçilere bırakmıyorsunuz? Siz hangi tarihi bilgi ve birikiminizle ceddimizi hain ilan edebiliyorsunuz? 10 Eylül 2022 akşamı Habertürk TV’de canlı yayına bağlandınız ve "aslında bunlar benim sözlerim değil, ben Nutuk'tan ilham aldım" dediniz. Sizin ilham aldığınızı söylediğiniz Nutuk'un 5. Sayfasındaki paragrafta Atatürk 1919 yılında memleketin içinde bulunduğu durumu özetlemiş, fakat asla Sultan Vahdettin için gaflet dalalet ve hain kelimelerini kullanmamıştır. Siz Atatürk'ün sözlerini bağlamından kopardınız. Nutuk ve Atatürk'ü referans göstererek kendi kişisel düşüncelerinizi deklare ettiniz. Hem Atatürk'e hem de 625 sene üç kıtada adaletle hüküm süren ecdadımıza en büyük haksızlığı yaptınız. Son padişahımız Sultan Vahdettin ne bir hain ne de bir kahramandı, 1. Dünya Savaşı sonrası içinde bulunulan olumsuz koşullarda başarılı işler gerçekleştiremedi. İmkan ve zemin dahilinde kendince faydalı gördüğü politikaları benimsedi ve uygulamaya koydu. Bunlardan en önemlisi de aynı zamanda yaveri olan Osmanlı Subayı Mustafa Kemal'i geniş yetkilerle Anadolu'ya yollamaktır. Çevresinde tecrübeli askerlerin ve devlet adamlarının azlığı, bilgi ve birikiminin eksikliği, doğru kararlar alamamasına sebep olmuş olabilir. Ancak bu durum O'nu hainlikle suçlamanıza gerekçe olamaz. Sizin haddinizi aşarak hain ilan ettiğiniz Sultan Vahdettin, İtalya'da geçirdiği fakr-u zaruret içindeki hayattan sonra 1926 yılında San Remo'da vefat ettiği zaman, borçlarından dolayı alacaklıları tabutuna haciz koymuştu. Kızı Sabiha Sultan borçlarına karşılık gelen parayı bin bir güçlükle temin etmiş, ilaçlanmış cesedi ancak ondan sonra kızına teslim edilmiştir. Ardından da Şam'a nakledilerek Yavuz Sultan Selim Cami avlusuna defnedilmiştir. Eğer sultan Vahdettin halkına ihanet etseydi, işgalciler onu varlığa boğmazlar miydi? Sıkça dile getirdiğiniz barış sözcüğünün, samimi ilişkiler kurduğunuz Yunan tarafında hiçbir karşılığı yok. Çünkü onlar işgal için geldikleri Anadolu'da yaptıkları mezalime rağmen, asıl kendi soydaşlarının sözde soykırıma uğradıklarından bahisle bu yenilgiyi "küçük Asya felaketi olarak" adlandırıyorlar ve bunun tek sorumlusu olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü işaret ediyorlar. Bizim bayram olarak kutladığımız 19 Mayıs'ı onlar, sözde Pontus soykırımının başlangıcı olarak telaffuz ediyorlar. Uyanın artık Sayın Başkan. Ayıdan post, Yunandan dost olmaz... Ege'de uçaklarımızı taciz edip, bizim karasularımızda gemimize ateş ediyorlar, uluslararası sularda balıkçılarımızın canlarına ve mallarına kast ediyorlar. Vazgeçin artık barış söyleminden. 3,5 yıldır hayat geçirdiğiniz tek bir proje yok, var olanları da tamamlama gayretiniz yok. Kentsel dönüşüm, trafik, altyapı, koku ve daha nice kronikleşmiş sorun dağ gibi duruyor. Biz de size Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözüyle seslenelim; "Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır." İşinizi yapın, söylemlerinizle değil, hizmetlerinizle gündem olun” ifadelerini kullandı..

SOYER: ATALARIMIZ İLE İFTİHAR ETMEK BİRİLERİNİN TEKELİNDE DEĞİL
Eleştirilere yanıt veren Başkan Soyer, sert bir çıkışta bulunarak şunları söyledi:

“9 Eylül ile ilgili diğer toplantılarda da bahsetmiştim. 100 yıl ülkelerin tarihinden çok önemli bir zaman dilimidir. Mutlaka hatırlanması ve hatırlatılması lazım. Hep verdiğim örnek Fransız hükümetinin 100'üncü yılı vesilesi ile Eyfel kulesi yapılmış. Ben daha adayken ‘Ben ne şanslıyım ki bu memleketinin cumhuriyetini kurtuluşunun 100’ncü yılında belediye başkanlığı yapacağım’ demiştim. Bize ne mutlu ki 100’ncü yılı kutluyoruz. Çok neşeli ve çok mutluyum. Bu memlekette o hafızayı tazelemezseniz bir gün birileri vatan hainlerini kahraman yapmaya kalkar. Biz hafızamızı tazelemek zorundayız. Selahattin Bey’in durumu şurada. Vahdettin ile Mustafa Kemal’i aynı anda savunmak zorunda hissediyor kendini. Bu çok sıkıntılı bir durum. Bunu bilmek için tarih bilmeye gerek yok. Hain Vahdettin ülkeyi terk etti. Bu ilkokul 2’nci sınıf bilgi. Başka bir tarih yazmaya çalışabilirsiniz ancak bu gerçekleri değiştirmez. Binlerce şehit verilen Çanakkale geçilmez denildi ancak geçildi. Ne oldu şehit olanlara? Vahdettin ve Damat Ferit sözleşme imzaladılar. Fatih Sultan Mehmet döneminin en karizmatik lideri. İftihar ediyoruz. Atalarımız ile iftihar etmek birilerinin tekelinde değil. Bizim ecdadımız ile ilgili bir problem yok. Vatan hainleri ile vatan kahramanları ayrıştırmak lazım. Eğer ayrıştırmazsanız olmaz. Şehitlerin ruhunu incitirsiniz. Bizim milli kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk için 5 idam fermanı çıkarıp öldürmek istemişler. Kim? Vahdettin… Ne yapmışlar? İngiliz gemilerine binip gitmişler. Ben bu atamın nesini savunayım. Milliyetçilik de yurtseverlikte kimsenin tekelinde değil. Bizler atamalarımız saygı ile anayla devam edeceğiz. Hırsızlar ve haramiler ile yolumuzu ayırmak zorundayız. Kıbrıs Kıbrıslıların demişim ya. İngiltere’nin Kıbrıs müzakerelerine müdahale etmesi söz konusuydu. Bu İngilizler müdahale etmesin diye kullandığım bir söz. Bunu söylemekten dilimde tüy bitti. Kıbrıslı arkadaşlarımız bunu söylememizi rica etti. İzmir Parası, İzmir Bayrağı… Böyle bir şeye cevap vermeyeceğim. Bunlara cevap vermekten utanıyorum bile. Öylesine kutuplaştırıcı bir iklim var ki barış sözcüğünden kutuplaştırma yaratılmak isteniyor. Yunan’a gerektiğinde dersi verilir. Varsa bir saldırı en başta İzmir ayakta durur. Ancak bu barışa karşı çıkmak anlamına gelemez. Biz barışı savunmak mecburiyetindeyiz."