GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
28 Temmuz 2022 Perşembe 14:12

İzmir'in göbeğinde ‘töre’ dramı... Namlunun ucunda 9 can!

‘Töre’ye kurban gitmemek için Diyarbakır’dan kaçarak İzmir’e gelen 9 kişilik aile bu sefer kentin göbeğinde 40 derecenin altında yaşam savaşı veriyor. Bıçaklanan, ateş açılan ve evleri yakılan aile fertleri bu sefer İzmir’de kira artışlarından ve ev sahiplerinin kefil zorunluluğundan kaynaklı başlarını sokacak bir çatı bulamıyor.

Metehan UD / EGEDESONSÖZ – (Özel Haber) İzmir’de öğle saatleri... Termometreler 38 dereceyi gösterse de hissedilen sıcaklık ise 40 dereceye dayanmış durumda. Uzmanlar özellikle bu saatlerde açık havada olunmaması konusunda uyarıyor. Dışarıda işi olmayanlar ise serin bir yerde sıcaklığın düşmesini bekliyor.

Ancak bu sıcak havada dışarıda yaşamak zorunda olanlar da var. Onlardan biri de Diyarbakır’dan kaçıp gelen 7 çocuklu Aziz ve Ayşe çifti. O da şimdilik 7 çocuklu Ayşe 8 aylık karnı burnunda hamile, yeni bir çocuk daha bekliyor. Çocukların yaşları ise 10 ile 1 arasında değişiyor...

Hikayelerini dinlemek için İzmir'in kalbindeki Konak Pier Köprüsü’nün altında günlerdir ‘ikamet’ eden ailenin yanına gidiyoruz. Ailenin bir halısı birkaç çuval eşyası ve 2 tane tavuklarından başka bir şeyleri yok. Bizi olağanca misafirperverlikleri ile karşıladılar. İstemeden de olsa yemeklerini böldük. Halılarını temizleyip buyur ettiler. Güneşin açısına göre zaman zaman gölgeye doğru hareket eden halıda sohbete koyulduk. Ancak sohbetimiz zaman zaman bölünüyor, çünkü yanı başımızdaki Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndan geçen araçlar ile tramvaylar çocuklar için tehlike oluşturuyor.



‘14 YILDIR TEDİRGİN YAŞIYORUZ’
Aziz hikayesini anlatmaya başladı. 14 yıl önce uzaktan akrabası olan Ayşe’yi sevdiğini ancak ailesi başkasına vermek istediği için kaçırmak zorunda kaldığını anlatıyor. 14 yıldır ‘namus davası’ndan dolayı tedirgin ve kaçak bir şekilde yaşadıklarını belirten Aziz pek çok kez saldırıya maruz kaldıklarını dile getirdi.

‘EVİMİ YAKTILAR, ÇOCUKLARIM YANDI’
Ayşe’nin kendi kardeşleri tarafından bıçaklandığını, üzerine ateş edildiğini ve son olarak bundan 5-6 ay önce evlerinin yakıldığını söyleyen Aziz “Eşim bıçaklığında dört gün yoğun bakımda kaldı. Ateş açtılar kurşun sıyırdı. En son olarak da evimi yaktılar. İki çocuğum alevler içinde kaldı, ölümden döndü. Ailem bile benim yanımda duramıyor, sahip çıkamıyor. Biz davacı olduk ancak onların sözü para etti. Suçu çocuklarıma atmaya çalıştılar. 14 senedir neredeyse kaçak olarak yaşıyorum. Ne çocuklarımı okutabildim ne de askerlik yapabildim. Oğlumu okula kaydettim beni buldular, oradan da kaçmak zorunda kaldım. Ayşe’nin ailesi yurt dışında olduğu için yılda bir- iki haftalığına geliyorlar ve biz o sırada sürekli kaçak olarak yaşıyorduk ancak duydum ki bu sefer kalıcı olarak gelmişler. Baktım ki bu gidiş iyi gidiş değil, eninde sonunda bacılarını öldürecekler. 3 defadır deniyorlar. Biz de tamamen şehir değiştirmek zorunda kaldık. Gençliğimde İzmir’e de birkaç defa geldiğim için ve en uzak yer de burası olduğu için İzmir’i tercih ettik” dedi.

‘DÖNSEM EŞİMİ ÖLDÜRECEKLER’
Yaklaşık 40 gün önce İzmir'e ayak bastıklarını ve 3-4 gün boyunca otogarda yatıp kalktıklarını belirten Aziz hikayesini şöyle anlatmaya devam etti:

“Sosyal hizmetlerden geldiler. Bize yardımcı olacak diye sevinirken çocuklarımı bizden almakla tehdit ettiler. Memlekete gitmeye zorladılar. Biz de çocuklarımı vermemek için mecbur kaldık. Ancak Uşak’a vardığımızda vazgeçtik yeniden dönme kararı aldık. Ben Diyarbakır’a dönsem eşimi, günün birinde de çocuklarımı öldürecekler. Konak’a geldik, birkaç gün yine dışarıda kaldık. Bu sefer bizi büyükşehir belediyesi bir otele yerleştirdi. Bir ay kadar bu otelde kaldık. Benim mesleğim müzisyenlik, düğünlerde zurna, davul çalarım. Otelde kalırken birkaç defa eğlencelere çalmaya gittim. Ancak işteyken de aklım ailemdeydi. Çünkü otelde garip garip tipler vardı ve ailemi rahatsız etmişlerdi. Otel tekin değildi. Uygunsuz durumlar yaşanıyordu. Ayrılmak durumunda kaldık”

KEFİL OLMADAN EV VERMİYORLAR’
Yeniden sokakta yaşamak zorunda kaldıklarını anlatan Aziz, “5 gündür burada yaşıyoruz. Benim isteğim ailemi bir eve sokabilmek, tek isteğim bu. Evlere bakmaya gidiyoruz, en kötü eve bin beş yüz iki bin lira para istiyorlar, onu da kefil olmadan vermiyorlar. Kendim çalışırım ailemi geçindiririm. Benim devletimin gücü her şeye yetiyor da bir tek bana mı ev bulamıyor? Ondan da sadece ev bulsun ben parasını kendim vereceğim. Elim kolum sağlam, daha gencim. Ev vermiyorlar bir de ben Diyarbakırlıyım deyince vermekten vazgeçiyorlar. 4 gündür sürekli tinerciler, içki içenler, gaspçılar bizi rahatsız ediyor. Ben zor durumdayım mecburen burada kalıyorum ama onda da gelip buradan kaldırmak istiyorlar. Burası da benim memleketimin toprağı değil mi? Buradan kalkacaksam nereye gideceğim. Bu topraklar da benim toprağım değil mi? Bana bir yer bulun. Şu anda biraz birikmiş param var ve onunla idare ediyorum.” diye konuştu.