EGEDESONSÖZ- Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) İzmir’de bölge mitingi düzenledi. Ege illerinden gelen kamu emekçileri öğle saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelerek ‘Geçinemiyoruz! Emekten, Halktan Yana Bütçe, İnsanca Bir Yaşam İstiyoruz’ pankartının arkasından Gündoğdu Meydanı’na yürüdü. Öğretmeninden, sağlık emekçisine, vergi dairesi memurundan belediyede çalışanına binlerce kamu emekçisinin katıldığı mitinge DİSK, TMMOB, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, Emek Partisi, TİP, TKP, TKH, SOL Parti gibi çok sayıda emek ve demokrasi bileşeni kitle örgütleri de katıldı.
Gündoğdu Meydanı’ndan binlerce emekçi ‘Birleşe Birleşe Kazanacağız’, ‘Savaşa Değil Emekçiye Bütçe’, ‘İş Ekmek Yoksa Barış Da Yok’, ‘Zafer Direnen Emekçinin Olacak’ ve ‘Yaşanan Sınıf Dayanışması’ sloganlarını atarak taleplerini dile getirdi.
Mitingte, çalışanların ücretlerine son iki yılda yaşanan kayıpları telafi edecek zam yapılması, asgari ücretin vergiden muaf olması, mal ve hizmetlere son iki yılda yapılan zamların geri çekilmesi, elektrik, doğal gaz ve suyun bir kısmının devlet ve belediyeler tarafından karşılanması, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak kaydıyla “temel gelir güvencesi" verilmesi için bütçeden kaynak ayrılması ve kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan pay acilen artırılması gibi talepler dile getirildi.
YÖNETEMEMEK KRİZİ VAR!
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, yaptığı konuşmasında “Bugün tüm emekçiler için büyük bir buhranın içinden geçiyoruz. Her geçen gün artan pahalılığın yanında demokratik haklarımızın geriletildiği, yok sayıldığı, baskının zulmün ağırlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizin adım adım içine itildiği ekonomik, siyasal, toplumsal bunalım gittikçe derinleşmiştir. Yıllardır patronlardan yana yürütülen; borçlanmaya, dış finansmana, ranta, spekülasyona, betonlaşmaya dayalı model çoktan iflas etmiştir.Türkiye'de çok ciddi bir kriz var. Hem bir ekonomik kriz hem bir siyasal kriz. Bir yönetememek krizi var. O yüzzden emekçilerin sorunlarını bugünkü siyasal iktidar çözemez. Bu nedenle istifa etmeliler. Yerine demokratik iktidar gelerek tüm emekçilerin insan onuruna yaraşır bir ücreti o zaman belirlememiz mümkün olacak" dedi.
EMEKTEN YANA BİR BÜTÇE İSTİYORUZ
"Ahlaksız olanlar ülkenin kaynaklarını talan edenlerdir" diyen Bozgeyik, sözlerine şu ifadelerle devam etti:
"Ahlaksız olanlar milyarlık dolarlarına rağmen vergi kaçıranlardır. Ahlaksız olan aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır. Ahlaksız olan kapitalist sistemin kendisidir. Biz hep birlikte birleşerek bu ahlaksız sisteme karşı mücadeleyi büyüteceğiz. Bunlar ülkemizde inşaa etmeye çalıştıkları tek adam sistemiyle gözümüzü korkutarak iktidarlarının ömürlerini uzatmaya çalışıyorlar ama bunlar yakında gidecek, ömürleri çok yakında bitecek biz kazanacağız. Geçinmek için bizler bütçeden payımızı istiyoruz, geçinmek için kamunun tasfiyesine, özelleştirme furyasına son verilmesini, geçinmek için emekten, halktan yana bir bütçe istiyoruz. Geçinmek için gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini istiyoruz. Bildiğiniz dün akşam iktidar bloğu tarafından 2022 bütçesi kabul edildi. Bu bütçede de emekçiler, işçiler, gençler, kadınlar yok. Sermayeden yana, savaştan yana oluşturulan bu bütçeden dolayı geçinemiyoruz, kiralarımızı, faturalarımızı ödeyemiyoruz. KESK olarak emekten yana, halktan yana, demokratik bir bütçe istiyoruz. Ülkede yaşanan ekonomik kriz ve TL’de yaşanan değer kaybı ile bugün asgari ücrette dolayı kayıplar yaşıyoruz. O nedenle ek bir bütçe yapılmasını talep ediyoruz. Hem işçilerin hem kamu emekçilerin, emeklilerin maaşlarını insanca bir yaşama yetecek bir seviyeye çekilmesini istiyoruz."
Pandemi döneminde ihtiyaç sahibi esnafa gerekli desteğin verilmediğini vurgulayan Bozgeyik, "Temel gıda ürünlerinden alınan KDV’nin sonlandırılmasını istiyoruz. Neoliberal politikalar sonucunda dayatılan esnek güvencesiz çalışma sistemine son verilmesini istiyoruz. Kamuda sözleşmeli çalışmanın yasaklanmasının bütün çalışanların kadroya geçirilmesini istiyoruz. Kamunun sosyal güvenlik politikalarının güçlendirilmesini istiyoruz. Savaştan, güvenlikçi politikalardan yana bir bütçe istemiyoruz. Bunlar gidiyorlar, gidecekler. Telaşları, korkuları bu nedenledir ancak biz biliyoruz ki ne yaparlarsa yapsınlar artık bıçak kemiğe dayandı. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. O nedenle sırtını sermayeye dayanan bu düzen gitmez ama bu düzen tek başına değişmez.
Emeğimiz, haklarımız, laik demokratik bir ülkede yaşamak için bunları götüreceğiz, göndereceğiz. Bu nedenle yağmanın talanın, eşitliğin, özgürlüğün, barışın, diyaloğun, demokrasinin, aydığınlığın, emeğin olduğu bir ülke için umut sizlersiniz, umut birleşik mücadelemizdir. Yeter ki omuz omuza olalım. Yeter ki emekçiler bölünmesin. Daha fazla sokakta, işyerinde dayanışma içinde olalım. Bizleri ayırmaya çalışanlara karşı sınıf dayanışmasını güçlendirelim, haramilere karşı sınıf mücadelesini yükseltelim. Biz biliyoruz Ülkeye beklenen aydığınlığı getirmek için üretimden gelen gücümüzü de kullanarak daha fazla alanlarda, sokakta olalım. Diğer emek demokrasi güçleri ile güçlerimizi birleştirelim. Kısa zamanda kazanacağımıza inancımız tamdır, yeter ki cesareti büyütelim. Biz kazanacağız.” dedi.