GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
11 Aralık 2021 Cumartesi 11:33

Başkan Girgin Kemeraltı’na davet etti: Gelin el birliğiyle sahip çıkalım!

Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, Kemeraltı’nın son zamanlarda yaşadığı sorunların nedenlerine ve sonuçlarına dair değerlendirmelerde bulundu. Kemeraltı’nın kalkınması için turizme yönelmesi gerektiğini vurgulayan Girgin, turizm için de öncelikle var olan sorunların çözüme kavuşturulması gerekliliğine değinerek “Gelin el birliğiyle Kemeraltı’na sahip çıkalım...” dedi.

Ceren Korkmaz’ın haberine göre, İzmir’in tarihi çarşısı Kemeraltı, son zamanlarda hem AVM gibi alternatiflerin çoğalmasıyla hem de kendi içinde yaşadığı sorunlarla kan kaybediyor. Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin ise Kemeraltı’nın tarihi dokusuyla ne kadar değerli olduğuna dikkat çekerek, yaşanan kan kaybının sebeplerini aktardı. Girgin, çözüm olarak Kemeraltı’nın kültürel turizm merkezi haline getirilmesi olduğunu vurguladı.

ŞEHRİN KÜLTÜRÜNÜ ESNAF KORUYOR
Pandemi ve peşi sıra gelen ekonomik sıkıntılar doğrultusunda Kemeraltı’nda dükkan kapatan çok fazla esnaf olduğu iddiası ilişkin konuşarak bu durumun sadece Kemeraltı çarşısına özgü olmadığının altını çizen Girgin, Türkiye’deki tüm esnafların yaşanan ekonomik sıkıntılardan ciddi derecede etkilendiğini söyledi. Kemeraltı esnafında bir kopuşun söz konusu olduğu belirten Girgin, “Esnaf, şehirlerde katma değer sağlayan nüfustur. Kültürü koruyan bizleriz. Tabii pandemiden sonra da ciddi bir yara aldık. Kemeraltı’nda da bu süreçte kaybeden esnaflar oldu. Kirasını ödeyemeyen, malını alamayanlar oldu. Ancak çok büyük rakamlar değildi. Çünkü Kemeraltı esnafının alt yapısı güçlüdür. Kıyıya attığı paraları bozdu, krediler aldı, borcunu ödedi. Zarar etmişken dükkanını kapayıp başka bir yerde sıfırdan başlama cesaretini de bulamadı” dedi.

KEMERALTI’NA YILLARINI VERENLER VAZGEÇMEDİ
Yaşanan sıkıntılara genç nüfusa oranla yaşlıların daha çok göğüs gerdiğine dikkat çeken Girgin, “Özellikle bu süreçte üst yaş kitle daha da direndi. Genç yaşlardakiler bir savaşa girebilir ama yıllarını Kemeraltı’na vermiş 60 yaşlarındaki esnaflar buradan kopmak istemedi. Kemeraltı’nda boş kalan dükkanlarımız var mı? Var ama yeni açılan da esnaf kitlesi mevcut. Biz Kemeraltı’nın asla yok olmayacağına inanıyoruz. Eksiği, sorunları tabi ki var ama biz 2500 yıldan beri varız. Bu da geçecek” ifadelerini kullandı.

İZMİRLİNİN HAKETTİĞİ BİR UNVAN
Uzun süredir UNESCO’nun geçici listesinde bulunan Kemeraltı’nın bu unvana sahip olması için gerekli düzenlemelerin yapıldığını belirten Girgin, “Geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili Kemeraltı’nda bir çalıştayımız vardı. Şimdiye kadar Kemeraltı’nda kamunun, yerelin, üniversitelinin, esnafın ve özel kuruluşların bir araya geldiği bir birleşim olmamıştı. Şimdi ise hepsi bir arada. Bu çalıştaydan çıkacak olan konu da bu. Konak ve Büyükşehir başkanlarımızın Kemeraltı sevdasıyla, valiliğin, devletin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteklerini sürdürmesiyle şanslı bir dönemden geçiyoruz. Bazı UNESCO başvurularında kendilerine ait kuruluşları bile yokmuş Kemeraltı’nın... Biz de TARKEM ve diğer desteklerle bu dezavantajları yok ettik. Tüm bunların yanı sıra Kemeraltı’nın korunması, nesillere aktarılması gibi UNESCO’nun bizim için verdiği her türlü hedef aslında İzmirlinin hak ettiği bir hedef. Olsa da olmasa da bunlar gerçekleşmeli. Şu an ki koşulların elverişsiz olmasıyla biz ciddi bir İzmirli nüfusumuzu kaybettik. UNESCO gelirse eğer çok büyük avantajları olacak. Bir turizm beklentisi doğurabilecek. Şu an UNESCO’nun geçici listesindeyiz daha 2 yılımız var. Eksiklerimizi adım adım tamamlayarak gidiyoruz. 2023 sonunda Ankara’ya dosyamızı göndereceğiz. Onlar inceledikten sonra Paris’te bir sunumunu yapacağız. O zamana kadar hazırlıkların tamamlanacağına eminim. Devamlı çalışan bir ekip var. UNESCO ayağı çok güçlü. En önce bu İzmirlinin hak ettiği bir unvan” şeklinde konuştu.

ESNAFLARIN TARİHSAHİP ÇIKMASI LAZIM
Basmane ve Agora’nın Kemeraltı’na etkisi hakkında açıklamalar yapan Girgin, bu üç bölgede de ciddi düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Basmane, Agora, Kemeraltı zamanında ciddi bir şekilde ele alındı... Tarihten günümüze burada yanlış yapılanmalar sorun yumağı oluşturmuş. Kemeraltı’nın arka sokakları eskiden konutlarla doluydu. Boşaldıkça da değerlendirilmedi ve yerine sorunlu yerleşimler meydana geldi. Basmane ve Kadifekale’de de durum bu şekilde. Buradaki yapılar değerli olmadıkça insana da değer katmıyor. Bu altın üçgenin pazarlanması çok önemli. Basmane’deki tarihi konakların restore edilmesi turizm açısından katkı sağlayacaktır. Agora’ya sahibiz ama yeni yeni varlığını ön plana çıkartıyoruz. Bu altın üçgen bölgesinde ciddi bir şekilde incelemeler, düzenlemeler yapılmalı. Bunlar yapılırken de Kemeraltı’nın bu yenilenmeye ayak uydurması bir bütünlük sağlar. Buradaki esnaflara bu tarihi yerlere sahip çıkmasını öğretmemiz gerekli. Ancak bu çok zor oluyor. Para kazanma kaygısı var, eğitilmek istemiyor. Bu koşullarda çok da yadsımıyoruz ama insanların o aidiyet duygusunu tekrar sağlamak için eğitim de şart” dedi.

KEMERALTI’NIN KURTULUŞU: KAMU VE YEREL
Kemeraltı’na zamanında sahip çıkılmadığını ve gün geçtikçe sorunların patlak verdiğini belirten Girgin, “Eskiden sahip çıkacak dernekler, kuruluşlar olsaydı Kemeraltı çok başka bir yerde olacaktı” dedi. Girgin, Kemeralı’nın geçmişte yalnız kaldığı ve sahip çıkacak bir yapılaşmasının olmadığını hatırlatarak tarihi kültürün kurtuluşunu şu sözlerle ifade etti:

“Kemeraltı’nın kurtuluşu kamu ve yerelin buraya pozitif bakış açısıyla mümkün oldu. Esnaf ne kadar isterse istesin kamu ve yerel buraya el atmazsa olmuyor, işler yürümüyor maalesef. Otopark sorunları, aydınlatma sorunlarımız var. Yok olmaya yüz tutmuş onlarca zanaatimiz var. Tenekeci, kalaycı, örücü, fıçıcı… Hepsi dağılmış bir şekilde yavaş yavaş kayboluyor. Bizim bu konuya önerimiz bir zanaatkarlar sokağının oluşturulması. Bu önemli zanaatleri, çözüm önerileriyle ayakta tutmamız, kazançlarını arttırmamız gerekiyor. Çünkü kazanamıyorlar... Kamu ve yerelin bu zanaatleri çeşitli örgütlerle, kuruluşlarla tanıtımını yapması büyük bir etki yaratabilir. Binayı koruyorsan içindeki insanı da mesleklerini de koruyacaksın. Bunlar yapılmadığı takdirde mutsuz bir Kemeraltı olacaktır.”

KEMERALTI’NDA BÜYÜK DÖNÜŞÜM BAŞLIYOR
Kemeraltı’nda yapılacak çalışmalarda tüm paydaşların ortak hareket etmesi gerektiğine değinen Girgin, “Bizim de hatalarımız var elbette... Ancak kamu ve yerel ilişkiyi kuramadıkları için sorunlar meydana çıkıyor... Bugün belediye Kemeraltı’nda bir şey yapmak isterse esnaflara da sorulması gerektiğini söylüyorum. Yapılan hamlelerin boşa gitmesini istemiyoruz. Çünkü yapılan hamle genel itibariyle doğru olsa da esnaf için yanlış olabilir. Esnaf istemezse sahip çıkmayacaktır. Hayal edilen gerçekleşmeyebiliyor. Esnafın beklentisini karşılayan işler yapılsın, siz de biz de rahat edelim diyoruz. Her esnafın sorunu, beklentisi ayrı. Yollardaki su patlakları, yamalar, çöpün toplanmaması vs... Muhtarlıklarımızla birlikte sorunlara en kısa sürede çözüm üretiyoruz. Şu an gündemde Kemeraltı’nın alt yapı sorununu çözecek bir proje var. Pandemiden önce de vardı aslında ancak gerçekleşemedi. Pandemiden sonra da esnaf para kazanması gerektiği için doğal olarak yolların kazılacağı o altyapı projesini istemedi. Bir şekilde hep ötelendi ama artık bu proje kaçınılmaz. Ne zaman başlayacağı daha kesinleşmedi fakat Kemeraltı 2 – 3 yıl boyunca şantiye alanına dönüşecek” diye konuştu.

ÇOK ŞEYİMİZ VAR AMA HİÇBİR ŞEYİMİZ YOK
Kemeraltı’nın değerleriyle kültür ve turizmi yapılandırma gücü varken yalnızlığa mahkum edildiği eleştirisinde bulunan Girgin, “Burası ticari bir alan. Dışarıdan turist çeken kültürel bir hali yok. Turiste neyi gösterebiliriz? Çok şeyimiz var ama hiçbir şeyimiz yok. İzmir’de şarapçılık, zeytincilik, Alaçatı, Birgi var ama Kemeraltı’nın da tarihi var, zanaatı var. Birçok inanç merkezleri var. Ama yeteri kadar bilinmiyor... 9 tane Sinagog var; ne Kemeraltı, ne İzmir 1 TL bile kazanmıyor. Hepimiz kaybetmişiz. Kemeraltı nasıl yalnız kalmasın? Bu sorunu devletin tüm erkanlarının çözmesi lazım. Sadece yerel değil topyekün bir çözüm mücadelesi gerekiyor. Kemeraltı’nın ana omurgası kültürel turizm olmalı. Eskiden kurvaziyer gemileri gelirdi. Gelen insanlar da sabahın 9’unda buraya gelip bir yere oturup bir bira istiyor, veremiyoruz. Böyle bir kültür yok burada. Ama Kuşadası, Bodrum vs. bunu yapıyor. Bizim beklentimiz Kemeraltı’nın bu gibi beklentileri sağlayacak bir turizm alanının olması. Kemeraltı’nı da buna göre eğitmemiz lazım. Bunun dışında Kemeraltı esnaf korosu yapmak istiyoruz. Hep birlikte toplanabileceğimiz bir binaya sahip olmak istiyoruz. Yangın, deprem timi oluşturmak istiyoruz. Çok şey istiyoruz… Artık bir şeyler yapılmalı” dedi.

ONLAR BETON YIĞININA DÖNECEK AMA BİZ HEP VAR OLACAĞIZ
Girgin, son olarak insanların AVM’leri tercih etmesinin Kemeraltı’nın eksikliklerinin giderilmemesi olduğuna vurgu yaparak şu eleştirilerde bulundu:

“Vatandaş neden yağmur yağarken buraya gelsin? Neden çığırtkanlardan laf yemek zorunda kalsın? Eski yıllarda üst bölgelerden alınan kumlarla doldurularak bu bölge yapılmış. Buranın 1; 1,5 metre altını kazın, su fışkırıyor... Neden ayağını bastığı yerin altından su çıkınca üstleri başları kirlensin? Neden AVM’lerdeki gibi arabayla rahat rahat gelip gidemesin? Birçok sebep var... Kemeraltı yatırımların yapılmadığı, eksiklerin giderilmediği bir Kemeraltı olarak kaldı. AVM’lere karşı değiliz. Bizim savaşımız onlara verdikleri imkanları bize de vermelerinde. Boş bir binayı insanların cebinden parayı nasıl alabilirim kaygısıyla inşa ediyorlar. Ama oranın ruhu yok, pazarlığı yok. Yüzünüze bakmadan satış yapabiliyorlar. Ama Kemeraltı’nın değerleri var. Bir de yasal olmadığı halde burnumuzun dibine getiriyorsunuz. İstinyepark geldi, yanına stat vs. Sonuç; trafik sorunu. AVM’lere giden kitlenin birçoğu Kemeraltı’na da geliyor ama bu sayıyı yükseltmek için bu sorunun çözülmesi lazım. Biz de kendimize çeki düzen verelim. Bir şey düşünün, yapın bende esnafımdan isteyeyim... Esnafa ben ‘Şu binanı düzenle’ dediğimde, ‘Aynı insan geliyor’ diyecek. Şehrin parası merkeze ve İzmir’e yetmiyor. Bunun için dışarıdan turist alınması lazım. Tüm algıların değişmesi gerekli. Eskişehir, Gaziantep, Mardin bizi geçti. Kemeraltı’nın bir sürü lezzeti var sadece kendimiz övünüyoruz. Tanıtmak yok, pazarlama taktiği vermek yok. Tabi ki AVM’lere gidecekler. Hepimiz gidiyoruz ama burayı da yok sayacağız diye bir şey yok. O AVM’ler 10 yıl sonra beton yığınına dönecek ama biz hep var olacağız. Gelin el birliğiyle Kemeraltı’na sahip çıkalım...

KAFESE ALINMIŞ BİNALARLA DAHA NE KADAR REZİL OLACAK?
Kemeraltı’nı kalkındırmak için Z kuşağı internet istiyorsa internet sağlanacak, kargo şirketleri için toplama alanı yapılacak, binaların restorasyonu yapılacak. Boş binalara sahip çıkılacak. Çıkılmıyorsa da devlet kamulaştıracak. Oralar daha ne kadar boş kalacak? Kafese alınmış binalarla daha ne kadar Kemeraltı rezil olacak? Sorumlu olan kitleler görmemezlikten geliyor. Kemeraltı’nı aydınlatın, etkinlikler yapın; binalarda ışık yakmazsanız hiçbir anlamı kalmaz.”