GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
23 Nisan 2016 Cumartesi 13:47

"O anlayış ulusal egemenlikle bağdaşmaz!"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Özel Oturumu'nda “'Sandıktan çıktım ne istersem yaparım' anlayışı, ulusal egemenlik kavramıyla bağdaşmaz" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM Özel Oturumu'ndaki konuşmasına 96 yıl önce Ankara'da Meclis'i açan Mustafa Kemal Atatürk'ü, yol arkadaşlarını ve şehitleri rahmetle anarak başladı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dünyanın en eski 10 parlamentosundan biri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Misakı Milli sınırları içinde, çağdaş anlamda ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlamak, uluslararası anlamda da 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' ilkeleri çerçevesinde kurulmuştur. Bundan amaç, maceradan uzak duran, herkesin mutluluğu için çalışmayı amaç edinmiş, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti oluşturmaktır" ifadelerini kullandı.

"DİKTA REJİMİ KURMAYA KALKIŞANLARIN ATATÜRK'ÜN KONUŞMASINI ÖĞRENMELERİ GEREKİYOR
CHP lideri Kılıçdaroğlu, cumhuriyeti kuran devrimci kadroların ulusal egemenlik kavramıyla neyi ifade ettiklerini iyi anlamak gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu: "Günümüzde bu kavramı çarpıtarak bir dikta rejimi kurmaya kalkışanların, öncelikle Mustafa Kemal Atatürk'ün, 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir'de yaptığı konuşmayı iyi öğrenmeleri gerekiyor. Şöyle der Mustafa Kemal: Milli emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir. Bir halkın var olma mücadelesini bağımsızlıkla taçlandırmış bu yüce Meclisin fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür üyeleri bugün de zorlu bir mücadele içine girmişlerdir"

"'SANDIKTAN ÇIKTIM NE İSTERSEM YAPARIM' ANLAYIŞI ULUSAL EGEMENLİKLE BAĞDAŞMAZ"
Ulusal egemenliğin çoğulcu bir rejim, temsilde adalet ve hukukun üstünlüğü meselesi olduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Çoğunluğun güçlü, güçlünün de haklı olduğu; yurttaşların baskı, korku, yasaklar, kin, yoksulluk ve istikrarsızlık tehditleriyle yönlendirildikleri bir sistem çoğulcu değildir. ‘Sandıktan çıktım ne istersem yaparım’ anlayışı, Ulusal egemenlik kavramıyla bağdaşmaz. Çünkü ulusal egemenlik, sandıktan çıkan oy sayısına bağlı bir kavram değildir. Egemenlik, en son ferdine kadar bütün ulusundur; kayıtsız şartsız milletindir. Hiçbir güç, kaynağını nereden aldığını iddia ederse etsin, milletin üzerinde vesayet kuramaz; kurmaya çalıştığı vesayetin kaynağı olarak da bizzat milletin kendisini gösteremez. Böyle bir yönetim tarzına, demokrasi ve cumhuriyet kelimeleri de yakışmamaktadır. Demokrasi, özgür yurttaşların, özgür medyanın, bağımsız yargının olduğu ve iktidarların, egemenliğin kaynağı olan halka her gün hesap verdikleri bir rejimin adıdır. Kayıtsız şartsız, millete ait olan egemenlik, milletin iradesini gasp etmek ve toplumun belirli unsurlarını dışlamak için bir silah gibi kullanılamaz. Üstünlerin hukukunun egemen olduğu bir yerde, milletin egemenliği yoktur"

"SADECE ANAYASA'YI DEĞİL ULUSAL EGEMENLİĞİ DE ÇİĞNEMEKTEDİRLER"
Kemal Kılıçdaroğlu, ulusal egemenliğin yasama, yürütme ve yargı organları aracılığıyla kullanıldığını belirterek, şöyle devam etti: "Yürütme organına 'bu yetkiyi tek başına kullan' demez. Tarafsız ve bağımsız yargının olmadığı; yasama organının etkisizleştirildiği bir düzeni sürdürmek, ulusal egemenliğin kaynağı olan milletimizi hiçe saymak demektir. Toplumu ve sözde hasımlarını sindirmek için özel mahkemeler oluşturanlar, gazetecilerin, akademisyenlerin, aydınların tutuklanmalarını isteyenler, tahliyelerine tepki gösterenler, kararlarını beğenmedikleri zaman Anayasa Mahkemesine bile meydan okuyanlar, hukuku dinamitleyerek yolsuzluk soruşturmalarından kaçanlar ya da dokunulmazlık ve sorumsuzluk zırhının arkasına saklananlar, sadece Anayasa'yı değil ulusal egemenliği de çiğnemektedirler"

"KORUNMA HAKKI DERNEK VE VAKIFLARA DEVREDİLEMEZ"
Türkiye'de yardıma muhtaç çocuk sayısının 100 bini geçtiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, 2015 yılı TÜİK verilerine göre 31 bin 337 çocuk gelin olduğunu kaydetti. Son 5 yılda çocuk hükümlü sayısının 5 kat arttığını aktaran Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: "Uluslararası Uyuşturucu Raporlarına göre uyuşturucu kullanma yaşı 10'a kadar düştü. Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de çocuğa karşı işlenen suçlar hızla artıyor. Türkiye çocuklar arasında fırsat eşitliği sıralamasında maalesef son sıralarda bulunuyor. Bugün Türkiye'de yaklaşık 1 milyon çocuk işçi var. Bu çocukların yarısı hem çalışıyor hem okuyor. Çalışan çocukların yüzde 34'ü aşırı çalıştırılıyor, üçte birine işyerinde yemek verilmiyor. Sadece 2015 yılında 63 çocuk işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Anayasamızın 41'inci maddesine göre her çocuk ‘Korunma ve bakımdan yararlanma hakkına sahiptir.’ Ve devlet her tür istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri almakla görevlidir. Bu görev devlet dışındaki başka kurum ve kuruluşlara dernek ve vakıflara devredilemez"