GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
7 Ocak 2021 Perşembe

Twitter ve Facebook, Trump’ın hesabını kilitledi

İyi yaptı ama geç kaldı. Amerikan rüyası ve özellikle ülkemizde 1950’den beri pompalanan “Özgürlükler Ülkesi Amerika” fikrinin, aslında arkasının ne kadar boş olduğu dün gece itibariyle tüm dünyaya kanıtlamıştır.

Bence dünün en önemli yanlarından biri, ABD Başkentinde çıkan olaylardan sonra Twitter’ın Trump’ın tweetlerini silip Trump’ın hesabını 24 saat boyunca kullanıma kapatmış olmasıdır.  Trump yanlısı göstericilerin dün Washington DC'de yaptıkları gösteride Kongre binasının işgal edilmesinin ve yaşanan şiddet olaylarının ardından Facebook, Instagram ve Snapchat da Donald Trump'ın hesaplarını bloke etti. İyi yapmışlardır ama geç kalmışlardır.

Ama gerçek bu mu?

Evet şu artık tartışılamaz: Trump iktidarı bırakmamak için son şans olarak bir darbe teşebbüsüne önderlik etmeye çalışmış ve ilk ceza olarak sosyal medya yönetimleri tarafından hesapları 24 saat boyunca engellenmiştir. Bu kararı sosyal medyayı yönettiği ileri sürülen yapay zekalar mı almıştır, yoksa bildiğimiz adamlar mı?

ABD'nin en prestijli gazetelerinden Washington Post, ABD Başkanı Donald Trump yanlılarının Kongre binasını basması ve sonrasında yaşanan olaylarla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı bu sabah. Bence en gerçekçi, değerlendirme buydu:

"Başkan Trump'ın seçim yenilgisini kabul etmek istememesi ve taraftarlarını sürekli kışkırtması, çarşamba günü düşünülemeyecek bir şey yaşattı. Şiddet yanlısı ayaktakımı, içeride delegelerin oylarının sayımı ile ilgili tartışma yürütülürken, polisi etkisiz bırakıp ABD Kongresine saldırdı ve Kongre üyelerinin kaçmak zorunda kalmasına neden oldu. Yaşanan bu olayın sorumlusu doğrudan, hâlâ devam eden görev süresinin ABD demokrasi açısından bir tehlike olduğunu gösteren Başkandır ve görevden alınmalıdır. Bay Biden haklı; kurallar, normlar, yasalar ve hatta Anayasa, ancak insanlar bunlara inanırsa bir anlam taşırlar. Amerikalılar emniyet kemeri takar, trafik kurallarına uyar, vergi öder, oy kullanır çünkü inandıkları bir sistem vardır ve bu inanç o sistemi ayakta tutar. Ülkenin en yetkili ağzı, insanları bu inançtan vazgeçmeleri için kışkırttı. Sadece tweet atarak değil, onları eyleme geçmeye kışkırtarak da. Bay Trump bir tehlikedir ve Beyaz Saray'da olduğu sürece ülke tehlike içinde olacaktır."

Kuşkusuz 6 Ocak’ı ABD Pearl Harbour Baskını gibi “kötü günler” diye anımsayacak ama ben bugün burada bu olay üzerinden “Sosyal Dilemma” yı tartışmaya devam etmek istiyorum.

ABD’li ayaktakımı faşistlerin dünkü hareketinden önce bir grup medya ve sosyal medya “uzmanları” seçimlerin meşru olmadığını ve aslında çıkan sonuçların Trump'ın başkanlıkta kalmaya devam etmesini sağlaması gerektiği gibi kötü niyetli iddiaları ortaya atıyorlardı.

Artık dünya eski dünya değil. Anayasayı zedelemek ve seçmenin, bu seçimlerdeki iradesini yok sayma çabası her yerde lanetleniyor. Dışarıdaki bu ayaktakımı, içerideki siyasetçiler olmasa olmazdı…

Peki burada Trump iktidarı barışçıl bir şekilde devretmeyi önce nerede reddetti? Tabii ki sosyal medyada… Trump ve benzeri yandaşları sosyal medya üzerinden Amerikan siyasetinin döngüsü kirletmiş ve şiddeti beslemişlerdir. Trump’tan bu işlerin hesabı sorulmaz ise benim ABD’de varlığına inandığım demokrasi kırıntılarının da varlığını kabul etmek imkansız hale gelecektir.

***

Sosyal medya hesapları yalanlarla, dolanlarla hukuk ve düzeni savunmak yerine yasa dışılığı ve anarşiyi desteklemiştir. Bu nettir.  Trump'ın aylardır sosyal medya hesaplarını kullanarak destekçilerini nasıl kışkırttığını izledik. Yani twitter facebook ve diğerlerinin 24 saatlik engellemesi yetmez…

Ancak sosyal medyanın şiddet içerikli gönderilere karşı filtreleme özelliği pek zayıf. Trump’ın, koronavirüs salgınındaki akıl-almaz mesajlarına da seyirci kalan sosyal medyayı anlayabiliyorum ama görüyoruz ki sosyal medya ahlaki iflasın önüne nasıl geçecek bilemiyorum.

***

Burada şu bilgilere de dikkatinizi çekmek istiyorum. ABD’deki araştırmada; yüzde 64’lük kesimin sosyal medya karşıtı olduğu ortaya çıkmıştı. Sosyal Dilemma belgeselinden sonra ABD'de yapılan bir ankette, katılımcıların yüzde 64’ünün, sosyal medyanın ülkedeki gidişata genellikle olumsuz etki yaptığına inandığı belirtildi.

Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan ankette, katılımcıların yaklaşık üçte ikisi, içinden ayrılamadıkları sosyal medya hakkında olumsuz görüş ortaya koydu. 

13-19 Temmuz'da yetişkinlerle yapılan ankette, katılımcıların yüzde 64'ü, sosyal medyanın içeriğinin genel olarak yanlış bilgi, nefret ve saldırıdan oluştuğunu ve ülkedeki kutuplaşmayı arttırdığını savunurken, yüzde 25'i tarafsız olduğu, yüzde 10'u da olumlu etkisi bulunduğu görüşünü kaydetti.

Ankette, kendini Demokrat ve Cumhuriyetçi partili olarak tanımlayan katılımcılar arasında, sosyal medyaya bakış farkı da ortaya konuldu.

Cumhuriyetçi partili katılımcılar arasında, sosyal medyanın ülkedeki gidişata olumsuz etkisi olduğuna inananların oranı yüzde 78 çıkarken, Demokrat partililerde bu oran yüzde 53'te kaldı.

Ankete, Pew tarafından oluşturulan Amerika Trendler Paneli (ATP) metodu ile ülke genelinden rastgele davet edilen 10 bin 211 kişinin, internet siteleri üzerinden katıldığı belirtildi. Pew Araştırma Merkezi'nin geçen yıl yaptığı benzeri bir ankette de Amerikalı yetişkinlerin yüzde 72'sinin, siyasi ve sosyal amaçlı kullanmak üzere en az bir sosyal medya hesabının bulunduğu kaydedilmişti..

Amerika da böyle dünya da… Bu düzen hep böyle mi gidecek?

Sosyal dilemmayı tartışmaya devam edeceğim.