GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
19 Ekim 2017 Perşembe

Türkiye O’na hayran gerisi laf-ı güzaf

Tıp dünyasındaki neredeyse tüm tabuları yerle bir etti…

“Tereyağı yiyin…” dedi; dünyaca ünlü TIME dergisine kapak oldu…

“Zeytinyağını kaşıkla için…” dedi, millet dumur oldu…

“Bol bol yumurta tüketin…” dedi, ezber bozdu…

Bunlarla kalmayacağı belliydi…

74 yaşındaydı, ömrünün 56 yılını tıp dünyasına adamıştı; ne söylese haklı çıkıyordu…

Mesela…

“Reklamı yapılan ürünlerden uzak durun… Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, SGK bilsin ki; hastalıkların sebebi o reklamlar... Hiçbir doğal ürünün reklamını gördünüz mü? Hiçbir kuzunun çıkıp da “Benim etim tazedir, yağım sağlıklıdır” dediğini gördünüz mü?” dedi; kıyamet koptu…

***

O, yine de doğru bildiğini söylemeyi sürdürdü…
”Palmiye, ayçiçeği ve mısır özü yağı bitkisel yağlardır… Bunlarda Omega 6 çoktur… Omega 6, bütün hastalıkların başıdır... Sadece kansere değil; Alzheimer, Parkinson ve kalp rahatsızlıklarına neden olur…”

Bir adım daha ileri gitti, “Hayvanlar bile bizden akıllı” dedi…

“Bir margarini masaya koyun yanına da hakiki saf tereyağı koyun… Bütün böcek, sinek ne varsa tereyağına gelir, margarine hayvanlar dokunmaz... Hayvanlar bizden daha akıllı… Trans yağları sevmezler ve yemezler…”

Yıllardır “Kanserle nasıl savaşılır?” anlatıyor…

“Ekmek ve şeker yenmeyecek... Şekerle ekmeğin bir farkı yok... Tansiyon, kalp, Alzheimer, Parkinson da aynı… Hepsinin temelinde ekmek, şeker ve Omega 6 fazlalığı yatıyor…”

Hele hazır gıdalara “savaş açmış” durumda…

“Şeker en tatlı zehirdir… Pakete girmiş hiçbir şeyi çocuklara vermeyin… Ceviz, fındık, fıstık yesinler... Bir yaşındaki çocuğun eline havuç ver, kemirsin dişlerini kaşısın; o pis plastikleri ağzına vermeyin… Yazıktır günahtır…”

Kendine güveni tam… Diyor ki, “Ne söylediysem üç vakte kadar çıkıyor…”

Haksız değil, vallahi…

“Tek başıma savaş veriyorum... Çok büyük bir kesimi almışım karşıma; ilaç sektörü, endüstri sektörü, bakanlıklar… Ne kâhinim ne de medyumum... Bilimsel konuşuyorum… Dünya Sağlık Organizasyonu söyleyince oluyor, Karatay söylediğinde hücum geliyor… Gandi’nin bir lafı var: Önce sizi duymazdan gelirler, sonra alay ederler, sonra hücum ederler, sonunda siz kazanırsınız… Ben de hep kazanıyorum…”

Bildiklerini kimselerden saklamıyor; sağlıklı yaşamın sırlarını şöyle seslendiriyor:

“Bol bol su içilecek, her gün en az 30 dakika yürünecek… Öğün arasında en az 4-5 saat olacak… Şekersiz Türk kahvesi çok faydalı, acıktırmıyor… Akşam 20:00’den sonra hiçbir şey yemeyin; sadece şekersiz yeşil çay için… Yemekleri uzun süre düşük ısıda pişirin; zeytinyağı ve saf tereyağı kullanın…”

Ameliyatla “mide küçültenler”e de iki çift lafı var…

“Türkiye’de şu an mide ameliyatı ile zayıflama furyası başladı…

Ben ona tamamen karşıyım konuşmak dahi istemiyorum… Ben 70 yaşında bir kere dolandırıldım... Türk halkı her daim her dakika dolandırılıyor… Aklınızı başınıza alın... Ne demek istediğimi anlayın…”

Daha neler neler diyor…

“Ekmek morfin etkisi yapıyor; bu yüzden bırakamıyorsunuz…”

“40 yaşlarında şişman bir kişinin yaşamı 6-7 yıl kısalır, şeker hastası bir de sigara içiyorsa 13 yıl daha ömrü kısalır…”

“Bir kutu meyve suyu ya da kola içtiğinizde ilk 10 dakikada 10 tatlı kaşığı şeker kana geçer…”

“Lahananın turşusu dünyanın en önemli tıbbi malzemelerinden biridir... Kanser, kalp hastası ve alzheimer olmanızı önler, karaciğerinizin yağını giderir, şekerinizi düzenler…”

“Fazla pişirilmiş yumurtanın faydasından çok zararı var…”

“Evde yapılan yoğurtlar, doğal meyvelerden yapılan sirkeler tüketin. Kurtlu elmalardan yapılan sirke kullanın… Kurtlar bizden daha akıllı, ilaçlı hiçbir şey yemezler…”

“Orucu zeytinle açın… Hz. Muhammet zeytinle açardı… Hurma nereden çıktı? Hurma tamamen endüstriyeldir… Hurma nereden geliyor İsrail'den, Tunus'tan… Aklınızı başınıza alın… (Kutsal… Kutsal…) diyerek, bizi sömürüyorlar…”

***

Peki; ne yemeyelim ne içmeyelim? Liste çok uzun… Şaşıracaksınız…

  •    Her türlü ekmek… Simit, tost, kuru ve yaş pastalar…
    – Pirinç pilavı, makarna, börek…
    – Şeker, çikolata ve her türlü tatlı…
    – Reçel, bal, pekmez…
    – Tatlandırıcılar…
    – Üzerinde “Diyet” yazan her türlü yiyecek ve içecek…
    – Taze sıkılmış ve hazır meyve suları…
    – Bütün gazlı ve şekerli içecekler…
    – Patates ve mısır…
    – Tavuk…
    – Karpuz, kavun…
    – Her türlü kızartma…
    – Hazır çorbalar…
    – Sucuk, salam, sosis, füme et ve balık…
    – Süt tozu ve krema…

***

Bunları tavsiye eden, bu yazının kahramanı Prof. Dr. Canan Karatay

O, son sekiz yıl içinde yedi kitabı ve olay yaratan “tavsiyeleri” ile dünyanın tanıdığı bir “Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı”… Hala Türk Milleti’nin “sağlıklı yaşaması” için çırpınıyor… Ömrü olduğunca da çırpınacak… Üstelik, “inadım inat” diyecek kadar kararlı…

Sonsöz: “Tanrı’nın verdiği ömrü uzatmak bizim elimizde değil ama, Karatay Hoca en azından o sırlarla dolu yolda önümüzü aydınlatacak bir el feneri…