GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
11 Aralık 2017 Pazartesi

Tükeniş

Sodom ve Gomora’ya son bir bakıştan farkı yok… Hem başıma geleceklerden korkuyorum, hem de bakmadan yapamıyorum…

Bir güruh düşünün, o kadar karaktersiz, o kadar ahlak yoksunu, o kadar rezil ki tükenişi algılamıyor. Varlığını ancak karakter yoksunluğunun geliştirdiği dirençle sürdürebiliyor.

Çürüme almış başını gitmiş, pis kokular dört bir yanı sarmış; ama o kokuyla hepsi kendinden geçiyor.

Toplumdaki ahlaki çöküş, olağan ve sıradan bir durum olarak gündelik hayatın akışıyla mütecanis...

Yalan, en yüce değer olmuş. Sanki hayatı söylemenin biricik aracı… Araya tek bir doğrunun karışmasına bile izin vermiyorlar.

Tanrıya tapıyormuş gibi yapıyorlar ama sadece ve sadece paraya tapıyorlar. Hergün, para mabetlerinde secdeye varıyorlar…

Gösteriş, debdebe, lüks, israf, pahalı zevkler ve hazlar yaşamın ereği olmuş, utanma duygusu körelmiş. Hazcı felsefenin kurucuları Epikür’ü ve Aristippos’u okumuş olsalardı, bu öğretilerin erdemsizliği önermediğini de bilirlerdi.

Vicdanlar suskun olduğundan, insanlığın çektiği büyük acılar infial yaratmıyor. Yüzyılın en can yakıcı sorunu olarak vicdan yitimi, büyük insanlığı rahatsız etmiyor.

İtiraz yok, rıza var. Onlar çobanını tanıyor, çobanları da onları tanıyor… Bir arada mutlular…

Ve böyle bir toplumda, bu hengâmede varlığını sürdürmeye çalışan haysiyetli insanlar acı çekiyor.

Kurnazlık, gözü doymaz ve utanma duygusundan yoksun kifayetsizleri zırh gibi koruyor.

Pişkinlik ve yüzsüzlük karşısında sözün hiçbir ağırlığı ve değeri kalmamışken; sessizlik, en anlamlı eylem olarak sözün yerini alabilmeli...

Değerlilerin yok sayıldığı, önemlilerin bütün köşeleri tuttuğu gösteri toplumunda, bu gürültü ve gösterinin orta yerinde, bir yabancı olmak…

Muktedirin huzurunda iki büklüm yaşamak ağırına gidenler, böyle yaşamaya razı olan çoğunluk karşısında çok çaresiz. O çoğunluğun kendisi gibi düşünmeyene toleransı yok.

Karşı çıkmanın kusur sayıldığı, bir kalite değil ama bir defo gibi kabul gördüğü zamanlardayız…

Tükene tükete çöküşe giden yolu iktidar yolu zannedip gaflete düşmek, kimin laneti olabilir?

Mülkiyet ve iktidar toplumları, insanı değersizleştiriyor…