GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
5 Şubat 2021 Cuma

Sisler altında ‘Issız Cennet’

Romanlardan, filmlerden bilirsiniz…

Dünya “verem” derken…

Biz, bu öldüren mikroba hiç yakışmayan “ince hastalık” adını koymuştuk…

Kan kusturan bir illetti…

Türk Edebiyatı’nda…

Kimbilir kaç verem romanı kaç verem hikayesi vardır…

Filmdeki esas kızın her öksürükte…

Bembeyaz işlemeli mendiline damlayan kan…

Bizi nasıl da hüzne boğardı…

***

Tüberküloz’la savaş Osmanlı ile başladı…

Ardından “Veremle Mücadele Cemiyeti” kuruldu…

Büyükada’daki ilk sanatoryum Cumhuriyet’le yaşıt…

Artık, “ince hastalık” ile müthiş bir savaş başlamıştı…

Gelgelelim…

O mikrop özellikle gençleri pençesine alıyordu…

Ertesi yıl…

Verem tedavisi için Heybeliada’da ikinci sanatoryum hizmete girdi…

Türkiye’nin dört bir yanından…

İnce hastalığa yakalananlar tedavi için bu iki adaya geliyordu…

Çünkü…

Tedavi olanlar için “temiz hava” çok önemliydi…

Çam ağaçlarıyla kaplı, her yerinden güneşin girdiği…

Sanatoryumlar bu illetin tedavisi için…

Birinci derecede önemliydi…

Ve…

Bir sanatoryum da…

Ege’nin dört bir yanından gelen hastalar için İzmir’e gerekliydi…

Sonra, inanılmaz bi’şi oldu…

***

Cumhuriyet’in ilanına 7-8 ay vardı…

Gazi Mustafa Kemal…

Birinci İktisat Kongresi için İzmir’e geldi…

Karşılayanlar arasında…

Kendisine…

Bir an önce İzmir’de “Veremle Mücadele Cemiyeti”ni kurması için…

Talimat verdiği Dr. Behçet Uz da vardı…

Daha sonra 10 yıl İzmir Belediye Başkanlığı yapacak olan…

O gencecik doktor…

Kısacık süre içinde…

Karşıyaka’nın Yamanlar Dağı’nda…

Denizden 732 metre yüksekte…

42 hektarlık alanda…

“İzmir Verem Savaş Derneği” tarafından kullanılan…

Mini bir “Sağlık Kenti” yaratmıştı…

Devasa çam ağaçlarından neredeyse gökyüzü görünmüyor…

Yukarı çıktıkça sıcaklık artıyor…

Verem hastaları…

Tertemiz havayla ciğerlerini doldururken…

Bir süre sonra iyileşerek evlerine dönüyorlardı…

***

Kartal yuvası o şifa merkezi…

Sessiz, sedasız ve dahi reklamsız…

Tam 77 yıl…

On binlerce verem hastasını hayata döndürdü…

Nefes darlığı çekenler rahatladı…

Kan tükürenler…

Güle oynaya sevdiklerine sarıldılar…

Taa ki…

21 yıl öncesine kadar…

Sonra film bitti…

Kocaman bir sanatoryum, iki aeryum, 13 konaklama birimi, idari bina, yemek salonu, gazino ve yüzme havuzu ile…

İzmir için bir “Mimarlık Mirası” olan o güzelim tesis…

Veremin tedavi yöntemleri değişince kaderine terk edildi…

***

Muhteşem mimarisi ile bu Zirvedeki Cennet’e…

Şu sıralarda…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer talip…

Yağmurlu…

Üstüne çiğ yağan bir sabah…

Genel Sekreter Dr. Buğra Gökçe, Karşıyaka’nın Reisi Cemil Tugay ve…

Büyükşehir yöneticileriyle birlikte…

Görsel şölenden farksız bir sis perdesinin gölgelediği…

Asırlık çınarlar ve dev çam ağaçlarının arasında…

Kaderine terk edilmenin dayanılmaz ıssızlığı içindeki…

Mahzun bi’şekilde yeniden doğuşunu bekleyen…

Bir zamanların Şifa Yuvası’nı gezdi…

İzmir’e kazandırmaya karar verdi…

Orman Bakanlığı’nın açtığı ihaleye Büyükşehir bir şirketi ile katıldı…

İzmirliler’in, Egeliler’in…

Sisler arasındaki “Issız Cennet”ten yararlanması en büyük dileği…

***

Bitiriyoruz…

Başkan Tunç Soyer…

İzmir’in Çatısı’ndaki “tarihi miras” ıssız cennet’in…

Yıllar süren yalnızlığının…

Sona ermesini arzu ediyor…

Elinizi uzatsanız…

Çatılarına kadar inen bulutları okşayacağınız…

Bi’zamanların şifa dağıtan merkezinin…

Bundan sonra…

Yaz-Kış fark etmez…

İzmirliler’in kent içi tatil merkezi olmasını…

Kim istemez?

Nokta…

Sonsöz: “Küle döndüysen, yeniden gül’e dönmeyi bekle… Sonra doğrulup, yeni bir gül olduğunu hatırla… / Hz. Mevlana…