GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
30 Ocak 2021 Cumartesi

Geçmişini unutturan assolist!

O’nu ilk kez Hürriyet Ege’yi yarattığımız yıl gördüm…

Demek ki, rahat 35 yıl olmuş…

Güler yüzlü, masmavi boncuk gözlü bir kızdı…

Taş çatlasın, 16 yaşında gösteriyordu…

Eskiler bilir…

Kültürpark’ta bi’zamanlar Kervansaray Gazinosu vardı…

Nezih, kaliteli bir mekandı…

O kız “oryantal” olarak sahneye çıkacaktı…

Etkileyen figürleriyle…

Seyredenin başı dönüyordu…

Çok hareketli, bi’okadar ritmikti…

Röportaj yaparken…

Hala çocukluğun basamaklarında dolaştığı…

Verdiği cevaplardan belli oluyordu…

Öyle sevimliydi ki…

***

O “Canlı Balık” kız…

Aslında…

İstanbul Karagümrüklü’ydü…

Yugoslav göçmeni babası harika keman çalıyor…

Ünlü assolistlere eşlik ediyordu…

Annesi Bursa Mudanyalı’ydı…

Daha minicikti, müzikle yoğrulmaya başladı…

Şaşırırsınız…

İlkokulu bitirdi, 13 yaşında Avrupa turnesine çıktı…

Babası çaldı; o billur sesiyle izleyenleri mest etti…

Sadece şarkı söylemiyor…

Dans ederek izleyenleri büyülüyordu…

Önce Avusturya Viyana’da topladı ilk alkışlarını…

Sonra ver elini…

Almanya, Hollanda ve İsrail…

Sonra…

O mavi gözlü küçücük kız Türkiye’ye döndü…

Ailesi yaşını gizledi; bir gazinoda şarkı söyleyip, dans etmeye başladı…

Allah, “Yürü ya kulum!” demişti bir kere…

O kız, İstanbul gecelerine bir bomba gibi düştü…

Galata Kulesi ve Gece kulübü Astorya’da yıldızlaştı…

Nükhet Duru, hamisi oldu…

Gazinocular Kralı Fahrettin Arslan’a…

“Bu kızda star mayası var; kaçırma” dedi…

Ve o “Maviş Kız”

Artık Maksim Gazinosu’nun oryantal yıldızı olmuştu…

***

Sonra gazinoya yüklü bir ceza geldi…

Çünkü…

Sahne yıldızı o kızın yaşı küçüktü…

Asla sahnede dansöz kıyafeti ile raks edemezdi!

Mahkeme kararıyla kafa kağıdını altı yaş büyüttüler…

Dansözlük üç yıl devam etti…

Gerdan kırıp, göbek titremeye son verdiğinde…

Hayatının kısmeti ayağına geldi…

O ünlü Maksim Gazinosu’nda

Assolistliğe yükseldiğinde henüz 17 yaşındaydı…

Çok ballı bir kızdı…

İlk albümünde Orhan Gencebay elinden tuttu…

Albüm satış rekorları kırdı…

80’li yılların sonunda…

Hakan Ural’ı deli gibi sevdi; gizlice evlendi…

İki çocuk dünyaya getirdiğinde 20’li yaşlarındaydı…

Plakları peynir-ekmek gibi satıyor…

Gazinolarda “kraliçe assolist” unvanıyla…

Hayranlarını büyülemeye devam ediyordu…

***

Hayatının patlamasını…

20 küsur yıl önce…

Serdar Ortaç’ın bestelediği “Padişah” şarkısıyla yaptı…

O şarkıyı öylesine içten yorumladı ki…

Artık hikayemizin kahramanı “Maviş Kız”

Türkiye’nin en çok konuştuğu isim haline gelmişti…

Bir yıl sonra iki yavrusunun babası Hakan Ural’dan ayrıldı…

Hayatında yeni bir sayfa açmaya karar vermişti…

Aynı yıl kalbini Sulhi Aksüt’e kaptırdı…

Evlendi; bir oğlu oldu…

***

Televizyon ve Yeşilçam’a da göz kırptı…

“Kaldırım Çiçeği”, “Gülüm”, “Bize Ne Oldu” ve “Berivan” gibi dizilerde rol alırken, adeta…

“Bende daha çok sürprizler var!” der gibiydi…

***

Hiç gündemden düşmedi…

Her fırsatta, yüksünmeden hep şunu söyledi:

“Beni arabeskin büyük ustası Orhan Gencebay keşfetti, o zamanlardan beri arabesk müziği çok seviyorum…”

Dört yıl önce…

“Altın Kelebek Töreni”nde…

Yılın en iyi arabesk-fantezi müzik sanatçısı seçildi…

Gecenin sunucusu Okan Bayülgen…

Güzel sanatçının kilolarıyla ilgili espri yapınca…

Sosyal medya birbirine girdi…

***

Mavi gözleriyle…

Kalpleri titreten sesiyle hep zirvede kalmayı bildi…

Kimseye ego gösterisi yapmadı…

Daha bugüne kadar “Kalbimi kırdı!” diyen çıkmadı…

Çünkü, çoğu kez…

Alttan alıyor; gönüller kazanıyordu…

***

Bitiriyoruz…

Size…

“Mavi Gözlü Canlı Balık” diye takdim ettiğin kızın adı…

Sibel Can’dır…

Sanat dünyasında…

Yürüyen bir “melek” olarak bilinir…

14 yaşında dans yıldızı, 17 yaşında assolist olmak…

Her kula nasip olmaz…

Ama…

O’nun da bir hikayesi var…

Yılını boşverin, 1 Ağustos günü…

Sibel Can, Maksim’de dans ediyor…

Huysuz Virjin’le aynı kadroda…

Rahmetli Seyfi Dursunoğlu…

Sibel Can’ın sesinin ne kadar güzel olduğunu biliyor…

Maviş Kız, dans ederken…

Aniden sahneye geliyor, müzisyenleri durduruyor ve…

Maksim’i dolduranlarda şöyle sesleniyor:

“Bu gece Sibel Can’ın 17'nci yaş doğum günü... Ama ben O’na değil, siz değerli dinleyicilere bir doğum günü hediyesi vermek istiyorum... Sibel Can’ın sesini ilk kez dinliyorsunuz…”

Sibel Can, heyecanlandı…

Yutkundu ve…

“Şimdi Uzaklardasın…” şarkısını okudu…

Alkış yağmuruna tutuldu o gece…

Sibel Can’ın “son kez dans ettiği gece” olarak tarihe geçti…

Birkaç gün sonra…

“Maviş Kız”, artık Türkiye’nin konuştuğu bir assolistti…

Ve, yine o gece…

Sibel Can, Türkiye’nin sanat tarihine…

“Geçmişini unutturan assolist” olarak adını yazdırıyordu…

Şimdi ne mi yapıyor?

Evlatları dizinin dibinde…

51 yaşının tadını çıkarıyor…

Nokta…

Sonsöz: “Her şey, neye layıksa ona dönüşür… / Hz. Mevlana…”