GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
22 Aralık 2019 Pazar

Kayyum, demokrasi ayıbı…

Zaten şekli bir demokrasiye sahibiz.

İyi kötü belli aralıklarla sandık konuyor önümüze. Ama o kadar. Demokrasiye içerik kazandırmak şöyle dursun, gittikçe ondan uzaklaşıyoruz… Şekilsel demokrasiyi bile koruyamıyoruz…

 

***

 

Urla Belediyesi’ne kayyum atanması üzerine yapılan yorumlar ve tartışmalar birkaç noktada yoğunlaşıyor. Birincisi, CHP’de aday belirleme yönteminin sağlıksızlığına ilişkin yorumları içeriyor. Adam kayırma ve ilçe paylaşımı gibi eleştiriler öne çıkıyor…

 

Üzerinde durulan ikinci nokta, Urla’da arazi ve arsa rant kapasitesinin son dönemlerde çok yükselmiş olması ve AKP’nin buraya el koyma çabası şeklinde özetlenebilir…

 

***

 

Her iki yorum da tartışmayı ve dikkat çekmeyi gerektiren konuları içeriyor şüphesiz. CHP’de aday belirleme süreci uzun süredir özensiz şekilde yapılıyor... Bilhassa ilçeler bazında adeta bir paylaşım görüntüsü ortaya çıkıyor…

 

Rant yönetimi ve İstanbul’dan İzmir’e (ve Yarımada’ya) yönelen beton sermayesinin, CHP’li belediyelerde zorlandığına pek tanık olmadık. Yani bugüne kadar bunun için kayyuma gerek olmadı…

 

Ancak, belediye başkanının FETÖ örgütüyle ilişkili olarak tutuklanıp, görevden alınması, aynen HDP’de olduğu gibi, CHP’yi de suç / terör örgütleri ile bağlantılı gösterme çabası olarak görülebilir… Çünkü gizlilik kararı olduğu halde, elden ele dolaşan savcılık iddianamesinde yer alan suçlamaların tamamı, kişinin belediye başkanı olmadan önceki ilişkilerine atıfta bulunuyor…

 

Yani ister istemez, bunlar biliniyordu ama şimdi kullanılmak istendi, gibi bir düşünce akla geliyor…

 

Belediye başkanları suç işleyebilir, örnek çok... Ama yargılama, görevden alma ve kayyum atama yöntemi doğru değil… Bu konuda çok keyfi bir uygulamayı tercih ediyor iktidar… AKP’ye ait belediye başkanları söz konusu olduğunda soruşturma, tutuklama ve görevden alma yerine istifaya zorlanıyor ve yerine yine aynı partiden biri geliyor…

 

Oysa HDP ve son olarak da CHP Urla örneğinde görüldüğü gibi, yargılama yapılmadan görevden alma gerçekleşiyor ve anında yerine kayyum atanıyor. Çok özel durumlarda, istisnai ve geçici olarak kullanılabilecek kayyum uygulaması, adeta kurumsallaşıyor…

 

Oysa seçimle göreve gelmiş bir belediye meclisi bulunmakta ve bu meclis, içinden birini başkan olarak seçebilme hakkına/yeterliliğine sahip…

 

***

 

Seçmen şu veya bu gerekçeyle bir irade gösteriyor... Hiç yabana atılmayacak bir bölümü de en azından, AKP gelmesin diye oy kullanıyor. Ama AKP sandığı dolanarak yine geliyor... Kayyum olarak atanan kişi, Parti Devleti koşullarında zaten parti görevlisi olarak bir yönetim sergiliyor…

 

Sadece Başkan değil, Belediye Meclisi de devre dışı kalıyor. Böylece sandık düzeyindeki şekli demokrasi bile, keyfi yönetim anlayışı ile ortadan kaldırılmış oluyor…