GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Martı CANITIN
YAZARLAR
30 Nisan 2012 Pazartesi

Havadan havalı İzmir

Diğer martı arkadaşlarla konuşuruz hep aramızda, istişare ederiz…
İzmir, havalı bir kent diye.
Hani derler ya, çuval giyse yakışır diye, öyle doğuştan havalılar vardır.
Işığı, duruşu, bakışı başkadır.
Yıldızı yüksektir.
Üzerine salaş bir eşofman giyip çıksa bile, bir hal vardır, saçı bir farklıdır, aynı omzu kayık tişört onlarda bir başka durur.
Hemen farkedilir, herkes onunla arkadaş olmak ister.
Kendini güzel hisseder, güvenlidir, rahattır.
Durup baktırır; alımlıdır, hoştur.
Sabah ilk uyandığında bile yüzü gözü ışıklı, neşeli, bıcır bıcırdır.
Evine gitsen, arka odalara mutfağa baksan bulaşıklar tepeleme, tozlar hasıraltı, ütü desen dağ gibi, cam pencere ağlıyordur belki.
Ama bir kot, bir tişört hop dışarıda, hop havalı.
Fotojeniktir.
Ekranlar onu sever, kameralarla barışıktır.
Tüm bunları televizyonda Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nu izlerken düşündüm.
Yarışın sonlarında İnciraltı’ndan Konak’a doğru pedal çeviren yarışmacıları havadan takip eden kameralardan yansıyan görüntüleri hayranlıkla izledim.
Burası İzmir mi diye şaşırdı pek çoğunuz biliyorum.
Hani her gün şikayet ettiğimiz İzmir.
Yolundan, kaldırımından, kirinden, pasından, trafiğinden, otobüsünden delirdiğimiz İzmir mi diye baktınız.
Ekrandaki olağanüstü güzellikteki kent bizim İzmirimiz mi diye.
Bir tarafta deniz, bir tarafta yemyeşil İnciraltı kent ormanı, bomboş yollar, her yer tertemiz, mis gibi güneş, İzmirliler yollarda yarışmacıları heyecanla alkışlıyor, Göztepe köprüsü üstünde birikmiş kalabalık cıvıl cıvıl, Talat Paşa Bulvarı’nda palmiyeler dizi dizi.
Çok havalıydı İzmir havadan...
Belli ki İzmir kameraları seviyor, kameralar da İzmir’i.
Eli belinde, saçını savurup poz veren bir gençkız gibi havalıydı.
İçimden, şimdi bu naklen yayını Türkiye’den ve dünyadan izleyenlerin içi açılmıştır; vay canına, şimdi İzmir’de olmak vardı diye geçirmişlerdir diye düşündüm.
Alımlıdır İzmir.
Bir de evin içini toplasa şöyle köşe bucak tertemiz, yıkasa ütülese, paklasa; işte o zaman gerçek bir prenses olacak.
Bense şanslı bir martıyım, İzmir’i ekrandan bir günlüğüne değil, her gün havadan görüyorum !