GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
1 Temmuz 2020 Çarşamba

Bunlar 18 yıl önce yaşandı!

Bülent Arınç, Egeli siyasetçidir…

Eski TBMM Başkanı ve Başbakan Yardımcısı olarak anılır…

Bugün…

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesidir…

Konuşurken hassastır ama…

Duygusaldır, konuşurken bazen gözleri nemlenir…

Sözlerine asla pranga vurmaz…

Geçtiğimiz akşam…

Bir televizyon programına telefonla katıldı…

Belagat ustası kıdemli siyasetçinin her cümlesi…

Üstünde durulup, düşünülecek kadar önemliydi…

Önce…

“FETÖ’de kimse masum değil!” dedi…

Arkasından…

FETÖ’nün siyasi ayağı yüzde 100 araştırılmalı…” dedi…

Son bomba sözleri yine FETÖ’yle ilgiliydi:

“Bütün siyasetçiler, belki Deniz Baykal hariç bunlarla bir araya gelmiştir!”

***

Bir önemli ayrıntıyı hatırlatarak devam edelim…

Deniz Baykal…

10 yıl bir ay önce…

Yani, kaset olayı patladıktan sonra…

Kameraların karşısına geçti ve ne dedi?

“Benim CHP Genel Başkanlığından istifa etmem hiçbir şekilde bu komploya teslim olmak ya da kaçmak anlamına gelmez... Tam tersine bu bir meydan okumadır…”

Peki…

Finali nasıl bir cümle ile yaptı?

“Pensillvanya'dan aldığım üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine inandığımı da belirtmek isterim…”

***

Şimdi…

Bülent Arınç’ın, FEFTÖ’nün siyasi ayağından söz ederken…

Neden, “Bütün siyasetçiler, belki Deniz Baykal hariç bunlarla bir araya gelmiştir!” dediğini daha iyi yorumlayabilmek için “Zaman Tüneli”ne girmemiz gerekiyor…

***

3 Kasım 2002 Genel seçimlerinin birkaç ay öncesi…

Eylül sonu, bilemediniz Ekim başı…

Yani…

Dolu dolu 18 yıl önce…

Mekan…

CHP’nin Ankara Çevre Sokak’taki Genel Merkezi’nde…

Genel Başkan Deniz Baykal’ın odası…

Altıok’un lideri…

O günlerin CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bülent Baratalı’ya…

Bir dosya dolusu evrak ve bir de CD veriyor…

Ve diyor ki:

“Bunları incele, daha sonra konuşalım…”

Baratalı, belgeleri bi’solukta okudu; CD’yi dikkatle izledi…

Gördüklerine şaşırmıştı, ister istemez…

Söz konusu tarikat dinsel törenini Atatürk’e dualarla açıyor ve Türk bayrağı eşliğinde tamamlıyordu…

Deniz Bey’in yanına gitti ve…

“Ne yapmamız gerekiyor?” diye sordu…

Baykal, “Şu anda seni bekliyorlar… Bir dilekleri varmış… Beni temsil ederken, isteklerinin ne olduğunu da öğrenelim” diye karşılık verdi…

Baratalı, zemin kattaki konferans salonunda…

Baykal’ın konuklarını ağırladı…

Hoş-beş’ten sonra, dileklerinin ne olduğunu sordu…

Tarikat’ın sözcüsü bi’solukta…

Kalbinden geçeni özetledi…

Cumhuriyetçi ve Atatürkçü olduklarını söyledi…

Türkiye genelinde bir milyon üyeleri vardı…

Ve, Baratalı’nın merakla beklediği “teklif” geldi…

Tarikat’ın sözcüsü şöyle noktaladı sözlerini:

“Partinizin hiç milletvekili çıkarma umuda olmayan bir ilden, mesala Kütahya’dan bize bir-iki kontenjan verin… Milletvekili çıkarıp, çıkarmayacağımız önemli değil… O bölgedeki oylarımızın tamamına yakını CHP için kullanırız!”

***

Baratalı, tarikat heyetini uğurladı, doğru Baykal’ın yanına koştu…

O tarikat’ın temsilcileri ile ne konuştuysa hepsini anlattı…

Altıok’un lideri çok sakindi…

Sanki misafirlerin teklifini biliyor ya da en azından tahmin ediyordu…

Baratalı’nın gözlerinin içine baktı ve sordu:

“Ne düşünüyorsun?”

Genel Sekreter Yardımcısı, “Efendim…” diye söze başladı ve gerisini şöyle getirdi:

“Partimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün tarikatlar için söylediği çok önemli bir söz ve bir duruş varken, takdir edersiniz ki, bu sözü aşamayız…”

Deniz Baykal, gülümsedi ve…

Baratalı’ya talimatını verdi:

“Haklısın, durumu kendilerine usulünce anlat…”

Baratalı, denileni yaptı…

CHP, bir daha o tarikatla hiç iletişim kurumadı…

***

Yine aynı tarihlerde…

Bir hayli kalabalık başörtülü bir öğrenci grubu…

CHP Genel Merkezi’ne geldi…

Baykal, yine çok güvendiği dostu Baratalı’ya görev verdi:

Öğrenciler…

Zemin kattaki konferans salonunu tıklım tıklım doldurmuşlardı…

Bir süre zonra o dönemin genel başkan yardımcılarından Cevdet Selvi de toplantıya katıldı…

Öğrenciler kendilerini ifade ettiler, isteklerini sıraladılar…

“Başörtümüze kimse dokunmasın!” dediler…

Baratalı da…

Bu konuda CHP’nin görüşlerini dile getirdi…

Toplantı sona erdi…

Baykal, neler konuşulduğunu merak ediyordu…

Baratalı, öğrencilerin sözlerini bir bir anlattı…

Baykal ne dedi biliyor musunuz?

“Başörtü meselesini Türk toplumunun aklı çözecektir… Biz bu konuda polemiğe girmeyelim…”

***

Bu yaşananların üstünden…

Dolu dolu 18 yıl geçti…

Ve eskilerin dediği gibi…

Köprülerin altından çok sular geçti…

***

Bunca yıldan sonra gelinen nokta şu…

Bülent Arınç, “FETÖ’de kimse masum değil!” dedi ve…

Konuyu kapattı…

Sadece Türkiye’nin bir eski “siyasi” liderini…

Çarpıcı iddialarının “dışında” bırakarak…

Hayli anlamlı değil mi?

Nokta…

Sonsöz: “Arkadaşlar, efendiler ve ey millet; iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz… En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk – Kastamonu Söylevi / 30 Ağustos 1925)