GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
26 Haziran 2021 Cumartesi

Binlerce Armut vardı…

Şarkı Önerisi: Armut Ağacı - Canozan

Görünüşte masum birkaç çizgiydi çizilen, bir söz bir kelam bile yoktu. Ama amacı yüceydi. Doğrudan söylenmesi tehlikeli ya da imkânsız olan düşünceler düzgün olmaktan uzak birkaç çizgi ve konuşma balonunu kapsayan bir iki espri ile kitlelere iletilebilirdi.

Karikatürlerin kaynağında eleştirilerin yattığını ve “mizahın sadece bir oyun olmadığını” tarihte ilk anlayan “kafası armut şeklinde” çizilen Fransa Kralı Louis-Philippe olmuştu. Yönetimini büyük burjuvazinin desteğine dayandırmış, işçi ve orta sınıfa kulak asmadığından büyük eleştirilere maruz kalmış ve orta sınıfın başlattığı ayaklanmayla devrilmişti.

Charles Philipon adında pek de tanınmayan bir karikatürist kralın şişkin yanaklarını ve çıkık alnını bir armuda benzetmişti. Fransızcada meyvenin yanı sıra aptal ya da ahmak anlamına da gelen “poire” sözcüğü kralın iktidarına saygı duymayan bir tavrı açıkça ortaya koymuş olduğundan karikatürist açık bir hedef tahtasına dönüşüverdi.

Kral küplere bindi. Derhal karikatürün engellenmesini ve Paris’teki tüm nüshaların toplatılmasını emretti. Ayrıca “Şahsiyetine hakaret”ten karikatüristin yargılanmasını istedi!

Mahkeme tıklım tıklımdı. Philipon mizahi üslubunu mahkemede de devam ettirdi. Önce kendi gibi “çok tehlikeli” bir adamı yakaladıkları için mahkeme heyetine teşekkür etti. Armut şeklindeki her şeyin bir an önce ortadan kaldırılmasını talep etti. Ağaçlarda binlerce armut vardı bunların hepsi birer birer yok edilmeliydi. Bu tavrı elbette mahkeme heyetini sinirlendirdi ve altı ay hapis cezası aldı. Sonrasında devam ettiği armut çizimleri yüzünden toplamda 2 yıl hapis yattı. Özünde son derece masum tanınmayan bilinmeyen bir karikatüristti. Bir armut çizmiş ve nelere mal olmuştu.

Mizah tek başına bir güldürmece değil. Aynı zamanda bir durumdan şikâyetçi olmak anlamına gelir. Küstahlık, zalimlik, kendini beğenmişlik eleştirilir. Karikatür doğru ellerde müthiş bir silahtır. Eğlendiriyor gibi görünse de altında yatan fikir otoriteye yöneltilen kritiktir. Mizah iyi bir karikatüristin elinde ahlaki bir amaç olabilir. Topluma doğruyu gösterme çabası içerebilir, erdemleri yüceltebilir, sağduyuyu dürtebilir.

Haksızlıkların, sınıfsal farklardaki uçurumun, hayal kırıklıklarının mizahla dışa vurumu şiddeti engelleyebilir. Barışçıl, masumane ve daha eşit ve daha özgür bir toplum yaratma çabalarından biridir aslına baktığınızda…

Mizahçıların belki de içten içe duyumsadığı gerçek endişesi gülünecek bir ortam kalmadığında dünyanın ne kadar acınası olduğunu ve bu haliyle yaşamın ne zorlayıcı olabileceğini topluma göstermek olabilir.

Eski politikacıların karikatürlerine göz atıyorum arada. Acımasızdı bazıları. Bazıları da oldukça müstehcendi, yine de gülüp geçtiklerini hatırlıyorum. Mizah tarihimizin zenginliği rahmetle andığımız birçok siyasetçinin sonsuz hoşgörüsüydü. Yaşarken fark edemediğimiz bir özgürlükmüş bu hoşgörü sınırı.

Gırgır, Fırt, Çarşaf çocuklarıydık. Avanak Avni’den, “yavrunuzun sayfası”na; Oğuz Aral’dan, Erdil Yaşaroğlu’na; Müjdat Gezen ’den Gani Müjde’ye; Selçuk Erdem’den Yiğit Özgür’e müthiş bir yelpazemiz vardı.

Gezi olaylarındaki pankartlar da Türk Mizahının en güzel örnekleriydi. “Geleneksel Gaz Festivali”, “kıza değil gaza geldik” “gazı aldık direniyoruz” “çapulcu düğün halayı” gibi orantısız güce karşı mizahın gücünü kuşanmıştı bizim yerimizi alan x ve y kuşağı…

Sınırların üzerinde aşırılık içeren ve yersiz olan her şey bizi güldürür. Kendisinden fersah fersah uzak bir imaj yaratmaya çalışan, iyilikle doğruluğu birbirine karıştıran, insan olduğunu unutan, yetkilerini, statüsünü ve gücünü kötüye kullanan, kendini yüksekte gören, doğduğu ve geldiği yeri görmezden gelen, doğduğu topraklara yüzünü dönen, aslından kökünden uzaklaşan insanlara güleriz.

Mizah alışkanlıkları değiştirmek, mevcut düzendeki direnci kırmak için bir ikna yöntemidir özünde. Komikliğin ve esprinin arkasına gizlenerek kötülüğü ve ahmaklığı engelleme girişimidir.

Şimdilerde mizahçıların korktuğu başımıza gelmiş gibi sanki.

Gülünecek bir durum kalmadı. Eleştirecek cesaret hiç kalmadı.

Ama binlerce armut elimizde kaldı.