GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
26 Temmuz 2018 Perşembe

Atina’daki yangın büyük cehennemin habercisi…

Dün sabah Sisam Adası’nın Pithagorion Limanına bizi götüren tekne yaklaşırken, iki gündür kapalı olan gümrük kulübesinin de bayrakları yarıya indiriliyordu. Tarihin en büyük yangın felaketlerinden birini yaşayan Atina'daki dostlarımızdan ulaşmaya çalıştıklarımıza “komşu var mı yapabileceğimiz bir şey diye soruyoruz” günlerdir. Ama elimizden fazla bir şey gelmiyor… Şu yazıyı yazarken ölü sayısı bile tam olarak bilinemiyor… 

***

Kendine insan diyen birinin üzülmemesi elde değil. Ama Türkiye’nin ırkçıları, faşistleri… Aynı ülkede yaşadığım için utandığım yaratıklar. Ölen insanlar için neredeyse göbek atacak ruh halindeki vicdansızlar. Yananistan başlığını atabilen gazeteciler… Yangından kaçıp sahile sığınan bunca insan için hâlâ denize dökme geyiği çevirenler… Bunlar için yalnızca “insan olamamışlar” denebilir. Zavallılar! Allah eğlendiğiniz bu günleri yaşatmaz umarım hiçbirinize…

***

Yunan TV’lerini seyrediyorum dayanabildiğim kadarı ile… Atina Adli Tıp Kurumu Müdürü, inceleme için morga girdiklerinde, gördüklerine kendilerinin bile dayanamadığını söylüyor. Ailelere tabii ki göstermiyorlarmış. Gelenleri yarısı kömür olmuş, yarısı da boğulmuş. “Meslek hayatımızın en zor incelemeleri” diye tanımlıyor.

***

Yunanistan’da faşist yok mu elbette var…  Yangın sürerken Neo-Naziler Selanik'te mültecilere saldırmışlar. Hem de herkesin Yunanistan ile dayanışmaya çalıştığı bugünlerde... Faşist her yerde faşist! Kıt zekalı her yerde aynı... Azınlıkta olsalar da öyle mide bulandırıyorlar ki sesleri bir şekilde çıkıyor, bir şekilde duyuluyorlar...

***

Üzüntümü ikiye katlayan gelişmeler var. Tamamen yanan NeaMakri,  Fethiye Kayaköylü mübadil Rumlar’ın kurduğu bir yerleşim yeriydi. Buradaki Mübadele Müzesi anılarımızda kaldı.   Ne objeler, ne belgeler, ne hatıralar… Hepsi kül olmuş…

Ve bir acı daha… Ünlü yönetmen Theo Angelopoulos'un eşi Fivi Angelopoulous, Mati'deki evleri küle döndüğü için, yönetmenin tüm arşivinin yandığını açıklamış.  Angelopoulos'un özel eşyaları, mektupları, adına imzalanmış eserler, özel çekimlerin kayıtları, hepsi küle dönmüş… Ah ah…

***

Bağnazlık engellenemez bir durum 21. Yüzylda… Din adamlarına mesafeli olmamın önemli bir nedeni Mora Yarımadası’ndaki Kalavryta bölgesinin piskoposu Amvrosios’un, “Ateist Başbakan Aleksis Çipras Tanrı’nın öfkesini çekiyor” demesi… Yunanistan’da dinsizliğin, tanrıtanımazlığın neden artmakta olduğunu anlamak için yeterli nedendir sanırım.

***

İyi ki her şeyi bağnazlıkla açıklamayanlar var... Yunanistan’daki yangın… Güney Asya ülkesi Laos’da heyelan sonucu çöken hidroelektrik santralı… Japonya’da yaşanan sel baskınlarında hayatını kaybeden en az 100 kişi… İskandinav ülkeleri tarihinde ilk kez bu ayz çıkan orman yangınları… İstanbul ve çevresinde 24 saat içinde saptanan 43 bin 388 yıldırım ve şimşek…

Bianet’ten Pınar Tarcan’a konuşan akademisyen, yazar ve radyo programcısı Ömer Madra, iklim değişikliğinin artık dünyanın her yanında hissedildiğini belirtirken “İnferno’nun (Latince cehennem) ta kendisinden bahsediyoruz” diyor.

Ömer Madra’ya kulak vermeliyiz biraz vicdanımız varsa: 

MEDYA YAZAMIYOR: “Kuzey Kutup dairesinden Cezayir’e, yani en yukarıdan en aşağıya kadar her tarafta müthiş bir sıcaklık artışı var. Bunun tabii ki insan kaynaklı iklim değişikliğinden olduğuna şüphe yok. Fakat medya bunu söylemiyor. Bize düşünüyor bunu söylemek. Bütün meteoroloji kaynakları, BBC World bile bundan bahsetmemeyi tercih ediyor. Bu konuda büyük bir suskunluk var çünkü şirketler, hayvan endüstrisi yani küresel ısınmanın başlıca sorumluları da medyayı kontrol ediyor.”

ALTI AYDA BİR TELEFON YENİLERSEN OLACAĞI BU:  Aslında her şey birbirine bağlı, Japonya’daki seller de büyük felaket ve bu akıl durdurucu bir şey. Japonya gibi afet kontrolünde bir ülke bile bunu yaşıyor. Bu artık dünyanın her yerinde yaşanıyor ve devam de edecek maalesef. Pina gibi dünyanın en saygın dergilerinden birinde iklim değişikliğinin beklenenin iki katı olacağı yönünde belirtiler olduğuna dair veriler yayınlanıyor. Ama Yunanistan’da ne Çipras ne de diğer insanlar bunu söylemiyor. Halbuki asıl meselenin fosil yakıtlarI yerin altında bırakmak olduğunu hepimiz biliyoruz, ama sistem o şekilde devam ediyor. Sadece hükümetleri de suçlamıyorum çünkü tüketim kültürü, her altı ayda bir yeni bir cep telefonu alma tutkusu bu hale getirmiş durumda…”

BU GEZEGEN YETMİYOR ARTIK: “Küresel Ayak İzi Ağı’nın dün yayınladığı verilere göre Dünya Limit Aşımı Günü bu yıl iki gün öne çekilmiş durumda. Şu anki tüketimle insanların dünyanın 1.7 katı büyüklüğünde bir gezegene ihtiyacı var. Tabii bu ortalama, ABD’nin 2.5 katı büyüklükte bir gezegene ihtiyacı var mesela. En basitinden plastik kirlenmesinden bile vazgeçilemiyor, oysa tamamen cepten yiyoruz ve gelecekten borç alıyoruz. Bir çeşit devrimci dönüşüme ihtiyaç var. Mesela plastik kirlenmesinden bile vazgeçilmemesi durumu var, oysa tamamen cepten yiyoruz ve gelecekten bir çeşit devrimci dönüşüme ihtiyaç var.”