GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
24 Temmuz 2018 Salı

Gazete doktorları…

Arada yazıyorum, Hipokrat’ın meşhur sözünü… Geçmiş yıllarda Türkiye kurucu liderlerinden olduğum Slow Food Hareketi de bu sözü benimsemişti. Mesaj net: “Ne yiyorsan, ne içiyorsan O’sun”…

Allah selamet versin, gazete doktorları diye sınıflandırabileceğimiz ve Tıp Fakültesinde 6. Sınıftan sonra TUS sınavında da olmayan bir ihtisas dalı gelişti son yıllarda… Hipokrat yemini duvarda asılı… Bu doktorların kendilerinden menkul önerilerinin ilk sıralarında da “şunun sütü, bunun sütü kullanımı” ilk sıralarda geliyor. Zaten bu gıda işinde okumuşu, cahili de fark etmiyor herkesin iddialı bir görüşü var. Bereket versin ki sadece başlık okuyorum, ayrıntıya girmeyip ruh sağlığımı koruyorum.

Evet ne yiyorsak oyuz. Aklımıza bu sloganı yeniden getiren ABD’den gelen bir haber oldu… Amerika Birleşik Devletleri’nin en güçlü denetleme kuruluşlarından olan Gıda ve İlaç Dairesi olan (FDA) düzenlemelerine göre, içinde süt kelimesi geçen bir ürün, meme dokusundan gelmek zorunda. Böyle bir kuralın varlığını gereksiz bulabilirsiniz, ancak son dönemde marketlerde artan bitki sütü ürünleri nedeniyle konu tekrar gündeme geldi… Ünlü kahve zincirleri bile soya sütü, badem sütü  falan satıyorlar.  Ülkemizde de birçok süpermarkette çok sayıda gerçek süt olmayan bitkilerden elde edilen sözde süt ürünleri bulunuyor.

Ancak ABD’de oyunun kuralı değişmek üzere..  Bence dünyanın en güçlü örgütlerinden biri olan ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) Komisyon Üyesi Scott Gottlieb’in geçtiğimiz hafta içi yaptığı duyuruya göre kurum önümüzdeki yıl süt konusundaki uygulamasını değiştirecek. Scott Gottlieb, www.politico.com’a yaptığı açıklamada; “Tanımımızın standardına baktığımızda, tanım standardının emziren bir hayvana dayandığını görüyoruz. Öte yandan, bademin emzirmediğini biliyorsunuz. Bunu itiraf etmem gerekiyor” diyerek esprili bir şekilde konu hakkında bilgi verdi.

Süt endüstrisi bu gelişmeyi olumlu karşılamış. Bazı üreticiler, kendi ifadeleriyle bitkisel süt ürünlerinin hatalı bir şekilde etiketlenmesinden şikayetçiydi.

Gottlieb bu değişimin ne kadar süreceğine ilişkin de bilgi verdi. Tahmin edileceği üzere bitkisel sütlerdeki etiketlerin bir gecede değişemeyeceğini söyleyen Gottlieb, tüketicilerin yakın gelecekte bu değişimi görmeye başlayacağını aktardı. Gottlieb; “Bunu çok hızlı yapamayız, biraz zaman alacak. 2 yılı geçmeyeceğini düşünüyorum. Tahminime göre sürecin tamamlanması 1 yılı bulacaktır” diyor…

BALIKYAĞI MESELESİ

Bir de gazete doktorlarının köşelerinden eksilmeyen konu balık yağı… Çocukken zorla içtiğim, içtikten sonra da kustuğum balık yağını doğrudan almak en iyisi… Kaynağım BBC News… Çünkü bilimsel araştırmalara göre balık yağı takviyeleri hiçbir işe yaramıyor! Genellikle balık yağı formunda alınan omega 3 yağ asidi takviyeleri, en yaygın tercih edilen gıda takviyeleri arasında. Balık yağının birçok sağlık faydasına sahip olduğu yönünde yaygın bir inanış olsa da, yeni bir bilimsel çalışma bunun doğru olmayabileceğini gösteriyor.

Bilim camiası uzun bir süre boyunca balık yağının faydalı olup olmadığını belirlemek için çok sayıda çalışma yaptı. Geçtiğimiz hafta ise çok sayıda çalışmanın sonuçlarını bir arada değerlendiren bir grup elde ettiği sonuçları yayınladı.

Halen bazı kısımlar kalsa da yapılan çalışma hem önceki çalışmalarla hem de son dönemde yapılanlarla uyumlu; kalp sağlığı için en iyi olanın balık yağı kapsülleri almak yerine doğrudan yağlı balık tüketmek olduğunu gösteriyor. Genel anlamda normal bir beslenmeye ilave olarak balık yağı takviyesi alan ve yağlı balık tüketenler kıyaslandı.

Elde edilen sonuçlar incelendiğinde ilave yağ asidi almanın insanların kalp damar sağlığı üzerinde etkili olmadığı görüldü. BBC News’e konuşan ekip, omega 3 takviyesi alan birinin bu tarz bir fayda sağlama ihtimalinin yüzde 0.001 olduğunu söyledi. Bu, yok sayılabilecek kadar düşük bir etki.