GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
8 Haziran 2020 Pazartesi

Atın şu eskimiş çoraplarınızı!

90 gündür, kendimizde değiliz!

Korona…

Yasak…

Maske…

İşini kaybedenler…

Dükkanını açamayanlar…

“Biz size gösteririz!” diyerek, dişlerini gıcırdatan 65’likler…

Tatil rezervasyonunu iptal ettirenler…

İki gün öncesine kadar…

Taş çatlasın 15 kişiyle gidip gelen belediye otobüsleri…

Bir anda “dolmuş” görüntüsü vermeye başladı…

Bu arada…

Salgında kaybettiğimiz vatandaş sayısı 5 bine yürüyor…

Devlet Baba hafta sonu “sokağa çıkma yasağı” getiriyor…

Sabah saatlerinde…

Cumhurbaşkanı, “Gönlüm elvermedi” diyerek…

Yasağı iptal ediyor…

Yani…

Öylesine lezzetsiz bir “ortaya karışık” geldi ki…

Millet’in iştahı kesildi, lokma yiyecek hali yok…

***

Genel manzara şu:

Allah kahretsin; salgın devam ediyor mu?

Ediyor…

İkinci Dalga gelecek mi?

Bilen yok!

Aslında üstümüzden “tsunami geçti” haberimiz yok…

Tüm bunlar yaşanırken…

Normalleşmeye adım attık mı?

Hem de nasıl…

İlahlar istedi diye, futbol maçları başlıyor mu?

Başlıyor…

Bir kısım vatandaş, Korona’yı ikinci plana atıp…

Bodrum’a, Çeşme’ye, Kuşadası’na dümen kırdı mı?

Kırdı…

Maskeler nerede?

Ya çene altında ya da torpidoda…

İyi o zaman…

65’liklere de Allah acısın!

***

Korona’yı işin içine karıştırmayalım ve…

Doğrudan soralım:

Peki, biz nasıl “her şeye iştahlı” hale geldik?

Cevabı, 40 küsur yıl öncesinde…

***

TRT, henüz renkli yayına geçmemişti…

Bir reklam filmi, ortalığı kasıp kavurmaya başladı…

Sahne şöyle:

Sokak ana-baba günü…

Kadınlar, adeta çıldırmış…

Çoraplarını çıkaran pencereden fırlatıyor…

Üstünde megafon olan bir Renault Toros…

İçinde yılların Halit Kıvanç’ı (Allah uzun ömür versin)…

Bağırıyor, Halit Abimiz:

“Atın, atın! Eskimiş çoraplarınızı atın! Jil geliyor!”

Mahallenin teyzelerden biri, tutmadı sloganı:

“Ay, çorap atılır mıymış hiç?”

Bir başka kadın giriyor ekrana:

“Atamıyorsanız paspas yapın…”

Tam o sırada…

Gökten çorap yağmaya devam ediyor…

Sahne değişiyor…

Şahane güzel üç kadın (Hale, Lale, Jale) kırıtarak yürürken…

Dış ses giriyor devreye:

“Eski çoraplarınızı atın!”

O güzel kadınlar dönerken, hep bir ağızdan reklamı bitiriyor:

“Ya da paspas yapın!”

***

Bu reklam filmiyle Türkiye bir anda değişiverdi…

O film…

Bastırılmış “tüketim arzumuz”u filizlendirdi!

Jet hızıyla gözümüzün-gönlümüzün çektiği her şeyi…

Çılgın gibi satın almaya başladık…

Aşırı tüketmenin modern hayatın gereği olduğuna inandık…

Belki de ilk kez…

Türk Milleti, “çöpe ekmek atmaya” o günlerde başladı…

Tüketmek o kadar hoşumuza gitti ki, üretmeyi unuttuk!

Hatta ve dahi…

Korkarım ki, “şükretmek” bile aklımıza gelmez oldu!

Şimdi son durumumuz şu:

“Tükettikçe daha fazlasını istiyoruz…”

Öyle bir “bıçak sırtı” çizgide dolaşıyoruz ki…

Bankalara borçlanmak bile…

Şu sırada hiç birimizi korkutmuyor…

Bi’hoşluk daha var…

Artık mağazalara da gitmiyoruz, deli gibi alışveriş için…

İnternet’ten ihtiyacımızı karşılıyoruz…

Şu hale bakar mısınız?

Almaya karar verdiğiniz ayakkabının ekran görüntüsü…

Size yetiyor…

Dayan, banka kartına…

***

İçinde bulunduğumuz tablo şu:

Her 100 kişiden 29'u borçlanıp, yardımlarla karnını doyuruyor…

Halkın yüzde 55'inin gelecek kaygısı var…

Bir de gerçekleri inkar etmesek…

***

Siyaset’le final yapalım…

Araştırma şirketi KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır

Ak Parti’nin oy oranının…

Yüzde 45’den yüzde 30’lara gerilediğini açıkladı ve ne dedi biliyor musunuz?

“Su kaynıyor… Çayın altı açık, buhara döndüğü gün fark edeceğiz!”

***

Şu anda 30 yaşın altında 19 milyon seçmen var…

Bu gençlerin yarısı…

O araştırmaya göre…

Mevcut siyasi aktörlerden umudunu kesmiş durumda…

Bu arada…

2023'te de ilk kez oy kullanacak 4 milyon genç seçmen ise…

Mevcut siyasilere burun kıvırıyor…

Yetmezmiş gibi…

Kendini şu anda “partisiz, boşlukta ve umutsuz” hisseden yüzde 36 civarında bir kitle var…

***

Bitiriyoruz…

Bu Korona Belası, gün gelecek; sönüp gidecek…

Kimileri…

“Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” dese de…

Onlara inanmayın…

Eski halimize mutlaka döneceğiz…

Bunun için de…

Belki…

Eski çoraplardan yine “kurtulma zamanı” gelmiştir!

N’olursa olsun…

Bir kez daha…

Gönülden “Yeni çoraplar bana uğur getirecek” deyip…

Atıverin eski çoraplarınızı!

Kimbilir, gün gelir…

Düzinelerle yeni çorabınız olur…

Mutluluktan uçarsınız…

Nokta…

Sonsöz: “Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır… Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir… / Hz. Mevlana…”