GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
25 Kasım 2019 Pazartesi

Aramızda fark var

Geçtiğimiz günlerde, Lyon Üniversitesinin restoranında, 22 yaşında bir genç kendini yaktı. Yoksulluğuyla baş edememiş.

Ve Fransa’da kırk üniversitede öğrenciler ayağa kalktı, “güvencesizlik öldürür” sloganıyla eylem yaptı.

Aynı ayın içinde, ülkemizde, dört kardeş siyanür içerek intihar etti ve hemen ardından, 9 aydır süren işsizliğe dayanamayan baba, ailesini de alıp bu dünyadan göçtü gitti ve son olarak üç kişilik bir aile... 2014 yılından beri,  intihar eden kişi sayısı, yıl bazında, 3 binin altına düşmüyor. (Bu vakaların sosyal psikolojide nasıl ele alındığı ayrı bir yazı konusu olmalı.)

Sonuç olarak;

Bizde, kimsenin kılı kıpırdamıyor.

Orada, toplum ayağa kalkıyor, yönetim sorunun üzerine gidiyor.

Çünkü aramızda fark var.

 

Aramızdaki farka gelince…

Avrupa halkları, sahip olduğu hak ve özgürlükleri kimsenin lütfuyla almadı, hiçbir efendinin inayetine ihtiyaç duymadı. Dolayısıyla, uzun soluklu mücadelelerden sonra, ağır bedeller ödeyerek elde ettiği hak ve özgürlüklere nasıl sahip çıkacağını ve hesap sormasını iyi biliyor.

İslam kültürüyle hemhal Ortadoğu halkları ise, efendilerine minnettar, munis ve edilgen olmanın gereklerine göre hareket ediyor.

Efendilerin sağcı veya solcu olması pek bir şey değiştirmiyor; otoritesine itaattir esas olan.

Doğu toplumlarında, kurallar sadece ve sadece onları tanıyanlar için vardır. Ve bu kural tanımamazlığın hesabı sorulmaz, herkesin yaptığı yanına kalır.

Batı toplumlarında ise, böyle davrananların akli dengesinin bozuk olduğu düşünülür. Çünkü kendini tutmasını bilen, “muktedirim ama yapmam” diyen insan zihni inşa etti o kültürü.

Hal böyle iken, son derece kurallı bir yönetim biçimi olan demokrasiyle yönetilmek istiyor olmamız ayrıca bir muammadır. Bu tercihin nedenini, akıl ve ruh sağlığımızı emanet ettiğimiz hekimlere sormak mantıklı olabilir...

Gemisini yürüten kaptanlar ülkesinde itiraz kültürüne fazla anlam yüklemek saçma oluyor. Her yükselen itiraz sesini ciddiye almamak lazım; ya dümeni bozulduğu, ya da gizleyeceği bir şeyleri olduğu için birilerinin yaygara yapıyor olma ihtimali çok yüksektir.

İkibinli yıllar boyunca, onca belanın orta yerinde iken, “Gezi eylemlerinden ötesi yalan” bir durumla karşı karşıyayız.

Aramızda fark var… Onlar yapıyor, biz konuşuyoruz…

Hazin ama gerçek, şark ile garp kültürü arasında yaşanan gelgitler toplumu kimliksizleştiriyor.

Ülkenin geleceğine zar atan muktedirler de, bu belisizlikte, tuttuğunu yönetiyor…