İki takım için de zor bir maçtı...
Bucaspor kazansa, bir üst sıraya çıkacak ve rakibinin iki puan üstünde soluk alacaktı...
Olmadı, Sivasspor zor maçı kolay kazanarak puan farkını 4'e çıkardı ve rakibini kaderiyle başbaşa bıraktı...
Adı üstünde bir final maçıydı. Sarı-lacivertlilerin kendi sahalarında o görkemli taraftarlarının desteğiyle çok daha rahat, stresten uzak olmaları beklenirken; Üstelik de haftalardır ligde kalmak için büyük bir mücadele örneği ortaya koyup, daha güçlü karşıtlarını bile yenebildikleerini gözümüzün önünde tuttuğumuzda, bu final maçının da aşılabileceği düşünülebiliyordu...
Ne var ki, Bucaspor bu kez başaramadı ve ligin bitimine 8 hafta kala daha zorlu bir sürece girdi...
Dört puanlık fark, iki takımın da bulunduğu yere baktığımızda çok ama çok önemli...
Bucaspor, Sivasspor'a evinde yenilmekle çok önemli bir avantaj yitirdi...
Şimdi ortaya çıkıp, "Hakemin ters kararı penaltı ve kırmızı kart olmasaydı her şey daha başka olurdu" diye konuşmasın hiç kimse!..
4-0'lık sonuç ortadayken, Samet Aybaba'nın, "Daha dikkatli maç yönetmeleri gerekiyor, tecrübeli hakemlere bu yakışmıyor" sözlerini de tartışılabilir bulmuyorum...
Çıktığınız bir final maçıysa eğer, daha dikkatli olması gereken, kontrollü oynaması gereken sizsiniz öyle değil mi?
Bucaspor, sezon başından bu yana çok puan yitirmiş olabilir hakem hatalarıyla. Ancak, bugün bulunulan yerde tartışılacak konu bir pozisyon ve hakemler olmamalı...
Sarı-lacivertliler, daha sezon başında en büyük darbeyi Bülent Uygun'dan yemişken, ardından gelen yönetici tartışmaları kendileri için ikinci darbedir!..
O da yetmiyormuş gibi, eski ve yeni belediye başkanlarının da takım üzerine günlerce tartışmaya girmeleri, desteğe en büyük gereksinim duyulan günlerde işin tuzu biberi oldu...
Oysa ortada İzmir'den herkese örnek gösterdiğimiz bir BUcaspor gerçeği vardı...
Altyapısıyla, yönetici kadrolarıyla, tesisleriyle, taraftarıyla bir örnek değil miydi Bucaspor?
Ne oldu da bugünlere gelindi? Hiçbir BUcaspor yöneticisi çıkıp da, bugünlere gelişin öyküsünü anlatmayacak mı? Yaşanan sorunlar dillendirilmeyecek mi?
Yoksa bir yöneticinin dediği gibi, "Düşelim de kendi gerçeğimizi görelim ve bir dahaki sefer düşmemek üzere gelelim" düşüncesi gerçek mi?
Bucaspor şimdi kendi içinde bir tartışma ortamına girmemesi gerekiyor...
Ligde kalan 8 haftada, büyük bir mücadeleye girilecek. Bu haftalar içinde sarı-lacivertlilerin bir bütün olarak hareket etmesi, düşünmesi, çalışması zorunluluğu var...
Büyük bir final maçı yitirildiğine göre, atılması gereken adımlar da önemli!..
Finali de yitirdiğine göre, ileride zor günler var demektir...
***
Bank Asya 1. Ligi'nde bu hafta da değişken sonuçlar çıktı ortaya ve lider yine değişti...
Ligin İzmir ve Ege'yi ilgilendiren bölümünde, zirve mücadelesi veren Tavşanlı Linyitspor emin adımlarla yürüyor...
Denizlispor yerinde sayarken, Akhisar Belediyespor kendi sahasında Rizespor'a yenilerek ligin dibine çakıldı kaldı. Üstündeki takımlarla puan farkı az olduğundan, son haftalarda büyük bir çekişme izlenecek alt sıralarda.
Karşıyaka Reha Kapsal yönetiminde zorlu Adana deplasmanından üç puan çıkardı. Yeşil-kırmızılılar zor olan ilk altı düşlerini tazelediler böylece!..
Ya Altay...
Siyah-beyazlılar "tek tek basaraktan" deyip, bir puan çıkardılar Gaziantep Belediyespor'dan...
Yeterli mi? Elbette değil. Ancak, alt sıralardaki takımlar puan yitirince derin bir "Ooooh" çekiyorlar...
Altay'ın bu kadro ve bu yapısıyla daha fazlasını gerçekleştirmesi olanaksız.
O nedenledir ki, önümüzdeki haftalar çok zorlu geçecek, çok!..