GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
20 Nisan 2010 Salı

Üçüncü sayfa!

Siyasete ’‘aygır’’ molası verdik ya’… Sorguladık, sorduk? Neden İzmir ulusal gündeme sadece üçüncü sayfa haberleriyle çıkıyor dedik?
Üçüncü sayfa haberleriyle, ancak üçüncü sınıf kent oluruz diye ekledik.’¶
Birkaç okurum bunu sorguladı. İzmir’’in üçüncü sayfaya layık bir kent olmadığını iddia etti.
Onlar gibi düşünüp, yıllarca yaptığımız gibi kendi gerçeklerimizden kaçmayı tercih edebilirdim.
Ama yapmadım. Üçüncü sayfaya layık bir kent olduğumuzu kanıtlamaya çalıştım. Hem onlara hem de kendime’…
Madalyonun diğer yüzüne baktım. Öbür yüzünü ezberledik çünkü. Ege’’nin İncisi, Türkiye’’nin batıya açılan yüzü, fuarlar/kongreler, liman/ticaret, tarım kenti, kızları güzel, boyozu özel’…
Peki, neden üçüncü sayfa kentine dönüştük? Çünkü;
İlişkiler vıcık vıcık;
Dayanışma ’‘sıfır’’,
Birliktelik yok,
Ortak akıl mı?
O da ne’…?
Uzakta Asya’’da bir ülke olsa gerek!
Siyaseten CHP’’nin kalesi miyiz?
Bence hayır’… Sadece AKP’’den korkuyoruz. O kadar.
’‘Başımızı örtecek, rakımızı alacak’’ diye.
Ne kentiyiz peki?
Liman mı? Limanın hali-pürmelali ortada’…
Satmaya kalktılar, onu bile beceremediler.
Ticaret mi?
Yerli tüccarı, İstanbul’’a yerleşeli epey oldu.
Tarım mı? Çiftçi mi kaldı ki?
Ya ne kentiyiz?
Biraz ondan, biraz bundan’… Aşure!
Neden üçüncü sayfa kenti olduğumuz yeterince açık değil mi aslında?
Birlikte hareket edemezsen, yumruğu tek bir noktaya vurmazsan, düşene bir tekme de sen vurmak için lokma kuyruğunda bekler gibi beklersen, cebinden muz kabuğunu eksik etmeyip, birilerinin ayağını kaydırmak için fırsat kollarsan, üretilen fikir dahi olsa, üreteni sevmez, bitirmeye, tarihe gömmeye çabalarsan, üçüncü sayfadan dışarı çıkamazsın arkadaş.
**
Faşist de derler, Gavur da’…
Allah aşkına! İzmir gibi özene bezene yaratılmış bir kent bu yaşadıklarının ne kadarını hak ediyor?
Kızları güzelmiş’… Gevreği, boyozu, kumrusu özelmiş.
Güzel kızlar, gevrek/boyoz/çiğdem bir yere kadar.
Projen var mı projen’…?
Hani seni Türkiye’’de değil uluslar arası arenada konuşturacak cinsten projen.
-Henüz yok, üzerinde çalışıyoruz.
İşte birini örnek verdik geçenlerde. Mavişehir’’in ’‘Opera ile imtihanı’’ yazısında. Dünyanın sayılı opera binalarından birini yapmak için ulusal düzeyde yarışma açan belediyeye 220 Mavişehirli itiraz ediyor.
Opera binasıyla deniz manzaraları kaybolacak, trafik akışı yoğunlaşacakmış da ondan.
Küçük olsun benim olsuncular, belden aşağı vuran, satılık ruhlu, kraldan çok kralcılarla ve de ’‘Her şeyin en güzelini/doğrusunu ben bilirim’’ diyen yöneticilerle İzmir’’in bir yere gittiği/gideceği yok.
Bakın Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’’e’…
Ya da bir zamanlar Ankara’’nın en sefil ilçesi Beypazarı’’na’…
Usta yöneticiler elinde ne hale geldiler. ’‘Yok, canım biz de çok yok kat ettik’’ diyenleriniz olabilir. Ettiniz de biz niye göremedik. Gördük de yazmadık mı?
**
Neden, neden, neden? Çünkü, yöresel oyunumuz zeybek bile tek kişilik.
Herkes oyunu tek başına oynamayı,
Savaşı değilse de,
Zaferi tek başına paylaşmayı sever bu kentte’…
Herkes kendince kral, kendince küçük dünyasında mutludur.
Paylaşmak, birlikte yönetim gibi kavramlarınsa sadece adı vardır.
Bırakın ulusal/uluslar arası bazda ses getirecek proje yapmayı,
Yaptığımızı bile satamayız aslında.
En acısı da budur.
Kadifekale’’deki yarım asırlık çirkinlik, gecekondu istilası, heyelan tehdidi ortadan kalkıyor sözüm ona.
Melih Gökçek’’in Ankara’’da yaptıklarıyla aynı bir bakıma’…
Peki, anlatabildik mi?
İzmir’’in rant değeri en yüksek iki arazisini kentin kültür-sanat hayatına kazandırdık.
Alsancak Havagazı Fabrikası ve Adnan Saygun Sanat Merkezi’’ni tamamladık.
Ne oldu? Kim biliyor? Ve de neden?
Çünkü, Havagazı’’nda düğün yapar, Adnan Saygun gibi dev tesisi yılda birkaç konserle geçiştirirsen olacağı budur.
Sırf Ekrem Demirtaş’’ın projesi diye ’‘ayakbastı parasında’’ yan çizer, Kruvaziyer Limanı’’nı ağırdan alırsan,
AKP’’den gelecek diye, her şeyi reddeder, dünyaya at gözlüğüyle bakarsan,
Kente yönelik siyasi ya da ticari saldırılarda, pısıp bir köşede kalırsan,
Olacağı budur.
Futbol diyoruz, altı kişi yan yana gelemiyor. Sonra da soruyoruz. İzmir futbolu neden süper ligde değil? Aslında soruyu sorarken yanıtını da biliyoruz.
İyi de birader, taraftarın bile birbirine tahammülü yok ki, başkanları nasıl masaya otursun?
**
Her şeyin/herkesin ayrı telden çaldığı, badem bıyıklı bürokratların ayak direttiği, yerel yöneticilerin hapsoldukları küçük dünyalarından çıkamadığı bir kentten ne bekliyoruz ki!
Tabi ki üçüncü sayfada kalacak.
Tabi ki ’‘testere cinayetleriyle, arsenik tehlikesiyle, azgın aygırı, AIDS’’lı öğrencisi, ünlü çetecileri, gözaltına alınan belediye başkanlarıyla’’ anılacak’…
Yani’… İt, uğursuz haberleriyle gündeme gelecek.
İt, uğursuzun da yeri gazetelerde belli’…
Üçüncü sayfa.
Madalyonun bu yüzünden bakarken umut verici tek bir şey görüyorum kent adına.  
İzmir Ekonomik Koordinasyon Kalkınma Kurulu.
Kocaoğlu’’nun önderliğindeki 84 kişiden müteşekkil yapılanma’… Dahası 84 efenin, efeliği kenara koyup, senfoni titizliğinde çalışması’…
Güzel şeyler yaptılar bir yılda. Umarım dağılmazlar’… Çünkü sinyaller kötü.