GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
19 Eylül 2024 Perşembe

Türkiye'nin İslam’la sınavı

Ahlat fotoğrafının mesajı alındı. Malazgirt Zaferi kutlamaları vesilesiyle verilen mesaj; Türk kültürü, Arapların 1400 yıllık islam tarihinde vücut bulur.

Arap İslamcılığının Sünni seferberliği, Türkiye’nin demografik yapısında Arap kimliğini baskın kılacak uygulamalarla sürüyor. Selefilik, Vahabilik derken bizleri bildikleri gibi Müslüman yapmak için başımıza Arapları diktiler.

Cumhuriyet devrimi, İslam dinini salt inanç alanında benimseyen bir anlayışı hâkim kılmıştı. Gelin görün ki Araplar, bu tercihi yapan Cumhuriyet rejimine her zaman husumet beslediler.

Ve sonunda, yeşil kuşak, ılımlı islam derken Arap kültürüne yelken açan İslamcılar iktidara getirildi. Onlar da Türkiye’yi Ortadoğu cehenneminin orta yerine getirip bıraktılar. Türkiye artık o Gayya kuyusunda…

Ülkeyi Arap/Sünni işgaliyle dönüştürmek için demografik yapıya müdahale etmeye başlayan İslamcı zihniyet, belli ki yüzyıllık rövanşı almak istiyor.

Ne var ki İslamcı zihniyet, Anadolu halklarının islamla buluşmasını, Arap kültürüne biat ile karıştırıyor; Tarihin hiçbir döneminde o biat mümkün olmadı.

İslamcıların Türk kimliğine besledikleri kin ve nefret duyguları, her türlü işbirliğini ve ihaneti mümkün kılıyor. Mesela, İsrail’e meydan okuyanlar, Doğu Akdeniz’de ABD donanması ile yapılan ortak tatbikata sessiz kaldı.

İkiyüzlü ahlakın olağanlaşması ve neo liberal pragmatizm,İslamcılara devleti ele geçirmeleri için eşsiz imkanlar sundu. Ne ki Arap kültürüyle devlet yönetmenin yarattığı sorunların altında kaldılar. Ancak altında kaldıkları sorunların İslam dininden kaynaklanmadığını söyleyerek tuhaf bir savunma yapıyorlar. İslam dininden kaynaklandığını söyleyen yok, zaten. İslam adına hareket edenlerin, dini istismar etmeleri sonucu ortaya çıkan hengâme yaratıyor sorunları. İnancı rahat bırakmaları gerekir. Din devleti olmuyor.

Hal böyle iken, 30 Ağustos’ta, üç kadın teğmenin birincilikle mezuniyeti ve “Mustafa Kemal’in askeriyiz.” sloganı, İslamcı cenahta endişe yarattı. Kırk yıldır,emek emek kendilerine açtıkları yer tehlikeye mi giriyordu?

Atatürk’ün kült kişiliğinin ve laikliğin bu kadar güçlü ve yığınsal savunulduğu başka bir dönem yok.

Ve gene bu dönemde, muhalif Müslümanların şu çıkışı çok anlamlı; “İslam’ı Müslümanların elinden kurtarmak gerek.” Arap kültürü ile tanrı buyruğu birbirine karışınca olacağı buydu…

Tehlike büyüyor.Türkiye, 3 kutuplu kaotik çatışma ortamına sürükleniyor. Din ve etnisite grupları birbirini itiyor.

Acı ama gerçek; Buradan toplumsal mutabakat çıkmaz.