GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
14 Ağustos 2024 Çarşamba

Kılıçdaroğlu’nun tavrı nasıl okunmalı?

Kılıçdaroğlu’nun izlediği “yeni toplumsal mutabakata” dayalı sıra dışı siyaset, Kurultay’da beklemediği gelişmelerle Genel Başkalığı kaybetmesine neden oldu.

Yeni toplumsal mutabakat için Kılıçdaroğlu’nun oluşturduğu sıra dışı siyaset neden ibaretti?

Önce, tabanda sağ ve sol kesimleri buluşturacak,toplumsal mutabakatın yolunu açacak çıkışlar yaptı. Kucaklaşmayla yıkmaya çalıştığı, sağ/sol ayrışmasının oluşturduğu barikatlardı.

Daha sonra, 6’lı Masa ile bir adım daha attı. Büyük uzlaşmaya dayalı geniş tabanlı hükümet oluşturmak, 6’lı Masa ile mümkün hale geldi. Ve yeni toplumsal mutabakata bir adım daha yaklaştı.

Yeni toplumsal mutabakat için 2500 sayfa metin oluşturuldu. 2500 sayfa müktesebat, yeni anayasa, güçlendirilmiş parlamenter sistem gibi değişimi ifade eden süreçlerin yol haritasını oluşturuyordu.

Özetle, kurulmakta olan yeni Dünya düzeninde Türkiye’nin alması gereken yerin okumasını doğru yapan Kılıçdaroğlu, kurduğu ittifakla hedefe yaklaşmıştı.

Sonra, bir anda, Meral Akşener vakası yaşandı. Ve Akşener’in yarattığı güven sorunu, CHP ittifakında oy kaybına yol açtı. 6’lı Masa’daki Truva Atı M. Akşener’in tavrı elbet de sorgulanacaktır.

Dahası, ne ilginçtir ki CHP’nin yeni yönetimi, 6’lı Masa ile amaçlanan toplumsal mutabakatı ve parlamenter rejimin yeniden inşasını adeta yok saydı. Onların değişimden anladıkları genç görünmek, estetik falanmış...

Daha sonra, Erdoğan-Özel yakınlaşması bağlamında yeni anayasa, parlamenter rejime dönüş, yarı başkanlık gibi konular gündeme geldi.

Bunun Türkçe meali, Kılıçdaroğlu’nun yürüttüğü çalışmaların inisiyatifi Erdoğan’a geçerken, 6’lı Masa’nın yerini iktidar grubu alıyor.

Hazin ama gerçek; Özgür Özel, Türkiye’nin önünü açacak toplumsal mutabakatın öncülüğünü, Kılıçdaroğlu’nu tasfiye ederek Erdoğan’a altın tepside sundu. Kuruluşunun 23. yılında AKP’ye katılımlar tam da bu nedenledir.

Kılıçdaroğlu’nun öfkesini ve tepkilerini anlamak için, olan bitene, CHP’de oluşan Erdoğan patentli yarılmadan itibaren bakmak gerekir.

Bu ahval ve şerait içinde, CHP’de 4 kutuplu mücadele giderek kızışıyor. İmamoğlu, Özer, Kılıçdaroğlu, Yavaş arasında süren mücadelenin önümüzdeki günlerde iki kutuplu mücadeleye dönüşmesi kuvvetle muhtemel.

Eylül, Ekim aylarında, CHP’de dört kutuplu hesaplaşmayı daha görünür kılacak gelişmeler olacak. Ve muhtemelen ortaya iki kanat hareketi çıkacak. Sosyal demokrat bir parti için olumlu sayılabilecek gelişme... Tabii ki söz israfı aşılıp doğru program oluşturulabilirse…

Tam burada, Kılıçdaroğlu-İmamoğlu hattında çözüm yollarını zorlayan Tunç Soyer’in değerli çabalarını da görmek gerekir.

Sonuç olarak, Kemal Bey, mağlubiyeti hazmedemeyen huysuz ihtiyar değil, CHP’de siyasete kattıklarına sahip çıkan siyaset adamıdır.

Bitirirken küçük bir hatırlatma; Birinci parti muhabbeti iyice abartıldı. Türkiye’yi düzlüğe çıkaracak doğru siyaseti oluşturamazsa, CHP’de oy kaybı başlayacak. Ve bu durum, AKP’de oy kaybını durdurabilir.