GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
24 Eylül 2016 Cumartesi

Terra Madre’den selamlar...

Yine mi Gastronomi Turizmi diyeceksiniz. Ama bu seferki çok farklı. Bizim İzmir’de hayal bile edemeyeceğimiz bir iş...

Torino Belediyesinin bütün bir şehri açtığı Slow Food tarafından 11.incisi düzenlenen, yemek kültürüne adanmış en önemli uluslararası etkinliklerden biri olan Terra Madre Salone del Gusto 22 Eylül’de başladı.

Ve biz Türkiye’den yaklaşık 30 kişi Torino’dayız ve mutluyuz. 60 ülkeden beş bin temsilci, 800’ün üzerinde katılımcı, 300 Slow Food Presidia ve 500 Terra Madre gıda topluluğu bu etkinlikte yerlerini almış durumda...

Slow Food Kurucu Lideri Carlo Petrini, 20 yıl önce Salone del Gusto doğduğunda Gıda ve Tarım’a iletişim, ekonomi ve siyasette çok az yer verildiğini anımsatıyor.



Petrini, “Gelecek için en önemli savaş, iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin korunması ve gıda üretimi üzerinden olacak. Hep birlikte, günlük seçimler ile, biz olağanüstü bir potansiyele sahibiz” diyor.

Slow Food ilkelerine uyan, yani 'dürüst, adil ve temiz' ürünlerin yer aldığı, "Salone del Gusto" adı verilen yerel gıdalar fuarı ilk kez deneme niteliğinde 1996'da burada kapılarını açmış, 1998'den beri de her iki yılda bir Torino da ve her seferinde daha da büyüyerek sergileniyor. Hem de ne büyüme! Bu yıl salonlar yetmedi caddelere taştı.


Terra Madre’ye gelen on binlerce üretici arasında Türkler de yer alıyor.

İtalyanların yanı sıra 95 ülkeden gelen üreticiler, gıda uzmanları, üretici birlikleri temsilcileri, medya mensupları ile davaya destek veren gönüllüler toplandık...'Buğdayın Anavatanı Türkiye' konulu bir stant açıldı. Buğdayın kültür bitkisine dönüştüğü topraklarda yetişen en eski buğdaylardan Siyez ve ondan yapılan olağanüstü lezzette bulgur, Anadolu'da yetişen diğer antik buğday çeşitleriyle birlikte tanıtlıyor.

Terra Madre’de 82 değişik Lezzet Atölyesi yer alıyor. Torino Kraliyet Sarayı’nın Kraliçe Elena’ya ait dairesinde workshoplar yapılacak. Circolo dei Lettori bölgesinde İtalya'nın farklı bölgelerinden, toprakana ürünleri bulunacak. Etiyopya, Senegal, Tanzanya, Hindistan, Honduras, Kolombiya ve Peru “Kahve” temalı etkinlikte buluşuyor.

Ve burada saymakla bitmeyecek etkinlikler. Torino kentinde adim atacak yer, otellerde kalacak oda yok. Bir de bu is geçici bir turistik faaliyet asla değil...

Benim de Yönetim Kurulu Üyesi olduğum Türkiye Mutfak Dostları Derneği ‘nin desteklediği Essedra da Terra Madre’de kendine geniş yer buldu.

Uluslararası Pazar, Balkanlar ve Türkiye’den Terra Madre gıda toplulukları ve Presidia ürünleri vitrinine ayrılmış olan 15 standa ev sahipliği yapıyor.  Bu alanın büyük bir kısmı, politikaları etkileme ve sürdürülebilir kırsal kalkınma modellerini teşvik etmek için sivil toplumun ve kapasitesinin güçlendirilmesi yoluyla Balkan ülkeleri ve Avrupa’nın, Avrupa entegrasyonu sürecini desteklemek amacıyla Avrupa Birliği tarafından ortaklaşa finanse edilen ESSEDRA projesi sayesinde gerçekleştirildi. Bu proje aynı zamanda, bu yıl sunulacak olan beş yeni Slow Food Presidia kurulmasına katkıda bulundu.

Bunlar arasında Kurtovo Konare pembe domates Bulgaristan (tatlılığı ile Bulgaristan çapında bilinen ve yüksek kaliteli Lutenitsa (baharatlı domates ve biber konservesi) üretmede kullanılan bir tür. Peljesac Varenik– Hırvatistan – (Güney Dalmaçya’nın en tipik şaraplarından biridir. Bu şarap sadece Pelješac yarımadasına özgü Plavac Mali üzümünden yapılır ve bal ve marsalanotaları ile güçlü meyvemsi tada sahip bu şarabın rengi koyu karamel ve kan kırmızı tonları arasında değişir.) Stanushina üzümü– Makedonya Cumhuriyeti – (Karadeniz üzüm türleri ailesinde yer alır ve antik çağlardan beri dik tepelerde yetiştirilmektedir. Bu üzümden ya çilek, ahududu ve kurutulmuş meyve aromalı yakut kırmızısı şarap kominyak ya da karaciğer sorunları ve solunum yolu enfeksiyonlarını tedavi etmede ve ev kullanımı için şeker yerine kullanılan bir içki olan madzun elde edilir); Makedonya Bal Arısı Presidium’u (Batı Bulgaristan’dan, Doğu Arnavutluk’a kadar, tarihi Makedonya bölgesinde bulunan yerli Apis mellifera Macedonicaarı türlerini korumak amacıyla kurulmuş) yer alıyor...
***
Doğal ürünleri birer ikişer yitirdiğimiz, yerel tohumların yasaklandığı, üreticilerin dev şirketlerce patent altına aldıkları tohumları ekmeye zorlandığı, genleri değiştirilmiş ürünlerin birçok ülkede yerel ürünleri saf dışı bıraktığı dünyamızda, Slow Food, geleceğe umutla bakmak isteyenlerin son sığınağı. Nitekim bu yıl ziyaretçi rekoru kırılıyor.

İtalya’da bir gıda devrimi başladı büyüyor... Herkesin haberi olsa iyi olur...

Gastronomi turizmini fil gibi anlayan görme engellilere de...