GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
13 Şubat 2017 Pazartesi

Tarım nereye? (4): Kapitalist paradigmaya karşı çözümler

“Tarım Nereye/1 ,2 ve 3”adlı yazılarda, “Kapitalizm Tarımda Milyarlarca İnsanı Yoksullaştırıyor Mu?” ve    “Endüstriyel Tarım, İnsanlığı Doyuruyabilir ve İstihdamı Sağlayabilir Mi?” ve  “Tarımda Kapitalist Paradigmanın  Yıkımları” konuları üzerinde durmuştum. Bu yazıda ise, “ Tarımda Kapitalist Paradigmaya Karşı Çözümler “ tartışmaya açılacaktır.

Tarımda kapitalist paradigmaya karşı seçenek ya da çözümler  elbette var. Bu çözümler; toprak edinme hakkının sağlanması, küçük ve orta ölçekli çiftçi / köylü modeli  ve örgütlenme, tarımsal Ar-Ge hizmetleri ve eğitimin yeniden düzenlenmesi, ulusların gıda egemenliğinin korunması, uluslararası denilen ancak merkez ülkelerin denetimindeki örgütlere karşı tavır geliştirme ve bölgesel anlaşmalar yapma gibi  başlıklar  altında özetlenebilir.

Toprak Edinme Hakkının Sağlanması

Kapitalizmin dünya kuşatmasına karşı temel ve öncelikli çözüm, köylülerin toprak edinme hakkının, bir başka deyişle çiftçilik yapmak isteyen topraksız ya da az topraklı çiftçilerin yeterince topraklandırılmasıdır.

Küçük ve Orta Ölçekli Çiftçi / Köylü Modeli  ve Örgütlenme

Dev işletmelerde yapılan endüstriyel tarımda ortaya çıkan olumsuzluklara karşı en uygun model, küçük ve orta ölçekli çiftçi / köylü modelidir. Bu işletmelerde toplam etmen verimliliğin, büyük işletmelerden daha yüksek olduğu bilinmektedir. Köylü işletmelerinde, belli bir ölçüde var olan ölçek sorunu ise kamu yatırım işletmelerinin ve desteklemelerin onlara yönlendirilmesi ve kooperatif örgütlenme ile aşılabilmektedir. Örneğin kamu sulama hizmetleri, tarımsal desteklemeler, kooperatif makine parkları, süt toplama hizmetleri, girdilerin ucuza temin edilmesi ve çıktıların değerlendirilmesi gibi. Sırası gelmişken bir tartışmayı da burada yapmak gerekiyor; Tarımda işletme büyüklüğü ve mülkiyetin kime ait olması konusunda doğru seçenek nedir?

Geçmişte reel sosyalist ülkelerde de kapitalist işletme modeli, kapitalizm ile yarışmada temel alınmıştı. Bu anlamda sovhoz ya da kolhoz denilen büyük işletmeler devreye sokuldu, küçük ve orta ölçekli işletmeler dışlandı. Anılan işletmelerde, endüstriyel tarımın sakıncaları yanında, ortaya çıkan en önemli konu, tarım işçilerinin yabancılaşması oldu. Çünkü işletmelerin devlet mülkiyetine dönüştürülmesi yaklaşımı, köylülerin toprak edinme hakkı ve isteğinin önüne geçemedi. Burada yönetimin bürokratlaşması da rol oynadı. Sonuç olarak emek ve toprak verimliliği de istenilen ölçüde olamadı.

Bu nedenlerle, ister kapitalist, ister reel sosyalist ülkelerde dev işletmeler modeli yerine, insanlara toprak edinme hakkı sağlayan ve aile işgücünün egemen olduğu küçük ve orta ölçekli işletmeler modeli, insan doğasına şimdilik daha uygun bir model olarak ortadadır.

Tarımsal Ar-Ge ve Eğitimin  Yeniden Düzenlenmesi

Tarımsal Ar-Ge etkinlikleri ve eğitim, genellikle endüstriyel tarım ve büyük tarımsal işletmelerin gereksinimlerine göre şekillendirilmiştir. Bu durum, özellikle güney ülkelerinde de girdiler temelinde dışa bağımlılığı besleyen önemli bir etmen olmuştur. Diğer yandan Ar-Ge planlanmasında, üretici örgütlerinin ve meslek odalarının katkısı da yoktur. Bütün bu olumsuzluklar dikkate alınarak, küçük ve orta ölçekli işletmeler için düşük endüstriyel girdiye dayalı sürdürülebilir tarım, organik tarım ve permakültür tarımın gereksinimlerine uygun Ar-Ge etkinlikleri ve eğitim hizmetleri düzenlenmelidir.

Ulusların Gıda Egemenliğinin Korunması

Gıda egemenliği için, ulusal gıda pazarlarının adil olmayan dış ticaretten korunması, çiftçilerin genetik, toprak ve su gibi kaynaklar üzerinde haklarının tekelci şirketlere karşı korunması sağlanmalıdır. Bunun sağlanması da, ekonominin diğer dallarında olduğu gibi kamunun denetimiyle olasıdır. Bu bağlamda uluslararası finans kuruluşlarının müdahalesi önlenmeli, iç pazara sermaye giriş ve çıkışları denetlenmelidir.

Merkez Ülkelerin Denetimindeki Finans Örgütlerine Karşı Tavır Geliştirme

Uluslararası denilen, Dünya Bankası, IMF, Dünya Ticaret Örgütü gibi finans örgütleri, ABD / AB gibi merkez ülkelerin denetimindedir. Bu örgütlerin denetimine karşı önlemler geliştirilmelidir. Bu önlemlerin başında ise çevre ülkelerinde, uluslararası sermaye ile çıkarları gereği işbirliği içinde bulunan sosyal sınıf ve katmanlarının egemenliklerinin geriletilmesi konusu gelmektedir. Diğer yandan, işlenmemiş ya da işlenmiş tarım ürünlerine konacak gümrük fonlarının iç pazarı koruyacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta da; iç piyasadaki tarım ürünleri fiyatlarının, dünya borsa fiyatları arasındaki bağı koparmak zorunluluğudur. Çünkü dünya borsa fiyatları, genellikle, üçüncü dünya pazarlarını ele geçirmek için müdahale edilerek düşürülmüş fiyatlardır. Anılan fiyatlarla, bir yandan merkez ülkeler için sorun olan stoklar eritilmekte, bir yandan da üçüncü ülkelerinin tarımları çökertilerek sürekli sosyal, siyasal ve ekonomi bağımlılık yaratılmaktadır.

Bölgesel Anlaşmalar Yapma

Merkez ülkeler ile anlaşmalar yerine çevre ülkeler arasında sosyal, siyasal ve ekonomik anlaşmalar yapmak daha yararlı bir seçenek olarak düşünülmelidir. Bu bağlamda tarımsal Ar-Ge, eğitim ve tarım ürünleri ticareti temelinde anlaşmalar yapılabilir.

Özetle, tarımda küçük ve orta ölçekli işletmeler ölçeğinde, kapitalist olmayan bir yolu izlemek zorunluluğu vardır. Aksi durumda insanlığın yaşayacağı olumsuz bir kaotik ortamın sahneye çıkması, kaçınılmaz bir gelecektir.