GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
23 Eylül 2024 Pazartesi

Siyasi yasak gelirse ne olacak?

Her şey...

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun...

2019’un 30 Ekim’inde...

Fransa'nın Strasburg kentindeki bir kongrede...

Yaptığı konuşmayla başladı...

O sırada...

Süleyman Soylu İçişleri Bakanı’ydı...

İmamoğlu dönünce...

İsim vermeden İstanbul’un Reisi’ni topa tuttu:

“Avrupa Parlamentosu'na gidip, Türkiye'yi şikayet eden ahmağa söylüyorum... Bunun bedelini bu millet sana ödetecek...”

Medya, İmamoğlu’na döndü ve sordu: “Ne diyeceksiniz?”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı...

Cevap verirken...

Bakan Soylu’yu pas geçmedi ama içinde kalan bir ayrıntıyı...

Şöyle seslendirdi:

“31 Mart'ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa'da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır... Önce ona bir odaklansın...”

***

Kökü Latince’den gelen “ahmak” kelimesinin...

Tam karşılığı “eğitilmemiş” insan...

Türkçe’ye de...

“Zekası pek gelişmiş” olarak geçiyor...

***

Bugün...

O “ahmak” kelimesi...

Siyaset’in beş harften oluşan “manşeti” konumunda...

Çünkü...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun...

Yüksek Seçim Kurulu üyelerine “ahmak” dediği iddiasıyla...

Yargılandığı dava...

İstinaf Mahkemesi’nde sürüyor...

Peki...

Yarınlarda ne olur?

İki şey olabilir...

İstinaf, ya “İki yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak” cezasını bozar...

Ya da olduğu gibi onaylar...

Karar onanırsa...

İtiraza bu kez Yargıtay bakar...

Yargıtay da cezayı onarsa karar kesinleşir...

Peki...

O zaman neler yaşanır?

***

Aslında ana konu, yukardaki son cümle...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel diyor ki:

“CHP, Ekrem İmamoğlu'nun yanındadır...

İstanbul'un sevgilisi, partimizin gözdesini...

Kimsenin kem gözlerine emanet etmeyiz, insafına bırakmayız...

Herkes haddini bilecek...”

***

Bu kadar yeter mi?

Şimdi diyeceksiniz ki:

“İmamoğlu kaybederse, İstanbul’un akıbeti ne olur?”

Şöyle düşünelim ve yıllar öncesine gidelim...

31 Mart 2019 yerel seçiminde...

Sandıktan çıkan sonuç...

Gece yarısı İmamoğlu’nun canlı yayında söylediği gibi oldu...

Ne demişti İmamoğlu...

Saatler gece yarısın gösterirken:

“Seçimi en az 10 bin farkla kazandık...”

***

Ni’tekim...

Gayrı resmi sonuçlara göre...

Ekrem İmamoğlu; 4 milyon 169 bin 765 oy almıştı...

Binali Yıldırım’a ise sandıklardan 4 milyon 150 bin 036 oy çıkmıştı...

Müthiş mücadelenin farkı...

Ekrem İmamoğlu lehine...

“19 bin” civarındaydı...

AK Parti yönetimi buna inanamadı...

Hatta...

O günlerde...

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz...

İstanbul seçimini yorumlarken tarihe geçti:

“Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu...”

***

İşte o seçimi...

İtirazı mümkün olmayan bir şekilde...

Yüksek Seçim Kurulu iptal etti...

O “inat seçimi”...

23 Haziran 2019'da tekrarlandı...

Milyonlarca İstanbullu bi’kez daha sandık başına gitti...

Bu kez...

İnanılmaz bir rakam çıktı AK Parti’nin karşısına...

Resmi sonuçlara göre...

Oyların yüzde 54,22'sini alan Ekrem İmamoğlu...

“806 bin oy farkı ile seçimi kazanmıştı...”

Ne var ki...

Tekrar “seçim” için sergilenen inat...

Vatandaşın cebini yaktı!

Çünkü, yenilenen İstanbul Seçimi...

“41 milyon liraya mal olmuştu...”

***

Türkiye’nin siyaset sahnesi...

Şimdi yeni bir yargı kararını bekliyor:

Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak gelecek mi?”

Gelirse o yasak...

CHP’nin Çatı Katı o karar karşısında nasıl bir duruş sergileyecek?

Hep bir ağızdan bilinen beylik söz şu:

“Biz parti olarak yekvücut karşı dururuz...”

Bu karşılık “yeter” mi?

Bilinmez ama...

CHP lideri Özgür Özel’in...

Tüzük Kurultayı’ndaki şu cümlesi dikkate değerdir:

“Partimizin gözdesini kimsenin kem gözlerine emanet etmeyiz!”

***

Geride bıraktığımız birkaç gün içinde...

Bu konuda yeni bir gelişme yaşanmaya başlandı...

Ekrem İmamoğlu’nun avukatları...

İstinaf aşamasındaki dosyaya bilimsel mütalaa sundu...

Söz konusu mütalaada...

TCK’nın 125 3-a maddesinin... (Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu cezası...)

Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülerek...

Bu hükmün iptali istemiyle...

Dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi gerektiği savunuldu...

***

Bitiriyoruz...

Ömrünün 50 yılını “CHP”ye vermiş…

Değerli büyüğüm Bülent Baratalı’ya sordum:

“Bu dava nasıl sonuçlanır ve İmamoğlu ceza alırsa CHP’nin siyasi yürüyüşünde neler yaşanır?”

İşte Bülent Baratalı’nın yorumu:

“Bugünlerde Orta Doğu’da kıyamet koparken ülkemizde iktidar kulislerinde köpürtülen ana mesele İmamoğlu’na İstinaf’tan ceza ve siyasi yasak çıkar mı sorusunda düğümleniyor... Aslında bu tür siyasi yasaklarda geriye giderek bakmak gerekiyor... Ecevit, Demirel, Türkeş, Erbakan, Baykal ve son olarak da Erdoğan’a yapılan engellemeler aktif siyasetin önünü asla kesemedi... Hatırlayın; (Muhtar bile olamayacak!) dedikleri Erdoğan, Cumhurbaşkanı oldu... Demek ki, yapay bahanelerle getirilen siyasi yasak işe yaramıyor... Dolayısıyla Sayın Erdoğan’a önemli bir görev düşüyor... Nedir o? Kendi başına gelenin İmamoğlu’nun başına gelmemesi için çaba göstermek; 2002’de CHP’nin kendisine verdiği desteği, İmamoğlu için sergileyerek (Demokrasiye aykırı bu davanın) seyrini önlenmektir... Şimdi CHP ve İmamoğlu mağdurdur... Erdoğan için, borcun ödenmesinin tam zamanıdır... Çünkü, merhum Baykal’ın başlattığı (Erdoğan’ın okuduğu şiir nedeniyle seçme / seçilme hakkından mahrum bırakılması demokrasi ile bağdaşmaz!) sözleri artık İmamoğlu için tam bir örnektir... Tarih tekerrür etmelidir... Ancak, karar mahkümiyet olarak çıkarsa, her fırsatta (Dicle’nin kıyısında kaybolan bir kuzunun bile hakkını arayacağım) diyen CHP Lideri Özel ve partisi yasal yollardan kamuoyunu harekete geçirerek, kararın hukuki değil siyasi ve haksız olduğunu ortaya koyacaktır... CHP, varlığı dünyada 100 yılı aşan bir kaç partiden biridir... Yok edilmeye çalışılmış; kapatılmış, mallarına el konulmuş, çok badireler atlatmıştır ama dimdik ayakta kalmıştır... Bunu da atlatır... Zaten partinin doğal cumhurbaşkanı adayı Özgür Özel’dir...”

Nokta...

Sonsöz: “Politika’da hiçbir şey kazayla olmaz; olmuşsa eğer mutlaka öyle planlanmıştır... / Franklin D. Roosevelt - 1933'ten 1945'teki ölümüne kadar 32. Amerika Birleşik Devletleri başkanı olarak görev yapan siyasetçi...