İlk kez tanık olanlar da olabilir aranızda…
Fark etmez…
O kara üzümü buzdolabından çıkarınca…
Ya da yıkayınca…
Üzerinde bir “buğu” tabakası oluşur…
Bırakın kütür kütür yemeyi, bakmaya doyamazsınız…
Tablo gibi…
O bir salkım üzümü “saklayasanız” gelir içinizden…
Aynen…
Bizim İzmirli Cankuş’umuz Sezen Aksu’nun…
“Firuze” adlı şarkısında da geçer bu deyiş…
Hatırlayın…
“Üzüm buğusu gibisin sen Firuze..."
Aslında…
Güzelliği ve “biricik” oluşu anlatır; “üzüm buğusu”…
Tadını çıkaranlar (!) iyi bilir…
Buğulanmış…
Bir kara üzüm gibidir İzmir akşamları…
Ne demiş şair dostlar?
“Yaşayan bilir Prenses İzmir’i…”
Yaşarken de Karabağlar’a özel…
Doğası ve bereketiyle ünlü…
Bi’eşi daha olmayan…
Dünyanın kıskandığı Kavacık’a…
Kocaman bi’selam çakalım…
***
Adı; “Kavacık”…
Dünyadaki şöhret etiketi; “Alphonse Lavallee”…
Fotoğrafı bile ağızları sulandırıyor!
Şu yaşlı dünya üzerinde…
Tek vatanı var!
Son derece özel “toprak yapısı” nedeniyle…
İzmir’in Karabağlar İlçesi’ndeki…
Meşhur Kavacık Köyü’ne özel…
Tek kelimeyle…
Tanrı’nın biz insanlara lütfu…
Bu “Kavacık Üzümü” için…
Geçtiğimiz dönemde coğrafi işaret belgesi alınmış…
Bu belge…
İzmir’e özel o “Mor Sultan” nimetin tapusu sayılıyor!
***
Şu ayrıntı çok hoş…
Biz yetiştiği toprağa baygınız…
Fransızlar…
Bizim Kavacık’a…
Bizden önce…
Üşenmiyor uluslararası isim yakıştırıyor:
“Alphonse Lavallee” yani “Soylu Vadi”…
En başlarda…
Fransızlar, bizim Kavacık’a “delicieuse” diyordu…
Yani…
Tek kelime ile “Enfes”…
Kıskandıran “lezzet salkımı” Kavacık, işte bu kadar özel…
***
Böylece Kavacık’ı…
Bilmeyen, tanımayan ve tatmayan kalmadı…
Morumsu - lacivert rengi, iri taneleri ve…
Olağanüstü lezzetiyle…
Sofraların baş tacı oldu…
***
Türk Patent ve Marka Kurumu…
Kızıldağlar üzerinde…
Ve de denizden 30 kilometre uzaklıktaki…
Kavacık Köyü’nde yetişen bu “mor üzüm” türünün…
Kendine özgü lezzeti…
Damakta burukluk oluşturmayan…
Tadı başka üzümlere benzemeyen “Kavacık” için…
Dikkat çekici bi’ayrıntıyı masaya koydu…
Kavacık Üzümü, erken olgunlaşıyor ve uzun süre bozulmadan kalabiliyor…
***
Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay…
Kavacık Üzümü’nü dünyaya tanıtmak ve…
Özellikle de kırsaldaki kalkınmayı desteklemek için adeta çırpınıyor…
Mesela, yarın geleneksel…
“12’nci Kavacık Üzüm Festivali” başlıyor…
(14 Eylül Cumartesi ve 15 Eylül Pazar…)
İki gün sürecek bir “Lezzet Durağı” için hazırlıklar tamam…
Kısmetse…
İzmir’in şahane bir hafta sonunda…
Mor lezzet damlası Kavacık Üzümleri…
Tezgahlarda salkım salkım İzmirlileri bekliyor…
***
Bitiriyoruz…
Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay…
Sadece “Kavacık Festivali”yle gurur duymuyor…
Dahası var…
Diyor ki Helin Başkan bu toprakların “Mor Güzeli” için…
Yalnız İzmir’e değil…
Dünyaya da sesleniyor:
“Biz kara üzümümüzü geliştirmek, üreticiyi desteklemek ve bu anlamda da Karabağlar'dan Türkiye'ye, Türkiye'den tüm dünyaya bunun yayılacağı ve bereketini Karabağlar'dan tüm dünyaya artırılacağı bir sürecin içerisinde çalışmalarımızı yürütüyoruz…”
Bu kadarla kalmıyor Karabağlar’ın Başkanı Kınay…
Şunu çok iyi biliyor ve…
Her fırsatta “rol model Kavacık”ı da anarak diyor ki:
“Çünkü biliyoruz ki tarımı yok edersek, tarım alanlarımızı yok edersek, çiftçimizi yok edersek, hayatımızı yok edeceğiz, sofralarımızı yok edeceğiz…”
Ha’di o zaman kolay gelsin…
Kavacık’ın “Mor Sultan”ı…
Dünyanın “10 numara 5 yıldız” lezzet durağı olsun…
Nokta…
Sonsöz: “Şikayet ettiğimi sanma sakın, sevgilinin ayakları altında ezilen üzüm gibi… Lal rengi şaraba dönüştüm ben, bu yüzden razıyım ezilmeye… / Zülfü Livaneli – Müzisyen, senarist, politikacı, yazar ve film yönetmeni…”