GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
18 Nisan 2024 Perşembe

Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...

Yerel seçimler sonrası devir teslim törenlerinden sonra olup bitenleri adeta magazin haberleri gibi izliyoruz. Hangi Belediye Başkanı ne kadar borç devretmiş ve seçimden önce kaç personel almış…

Tabii hepsi açıklanmıyor ya da açıklanamıyor ama açıklananlar üzerinden de belediyelerin adeta birer saltanat ve yağma kurumu haline dönüştüğünü net olarak görüyoruz.

En ilginçlerinden biri İstanbul Sancaktepe’de karşımıza çıktı. Belediye Başkanının makam odasında iki adet lüks banyo olduğunu öğrendik. Parmak iziyle girilen yine şatafatlı bir Şark Odasını aynı haberde gördük. Başkanın iki adet lüks banyosu bulunurken, sekiz başkan yardımcısının da makam odalarında banyo olduğu anlaşıldı.

İnsan düşünmeden edemiyor, makam odasında banyonun ne işi var? Gece de makam odasında mı kalıyor Başkan ve yardımcıları? Kıyafet dolapları da var demek ki. Ya da o kadar çok çalışıyorlar ki, gündüz arada bir banyo ihtiyacı da oluyor. Hatta bir banyonun bile yetmediği oluyor demek ki.

Şark Odası da ilginç. Çünkü herkese açık değil. Parmak iziyle açılıyor.

Depremin merkezi Maraş Pazarcık Belediye Başkanı da dertli. Milyonlarca liralık borç yapıldığı gibi, seçimden iki gün önce bir şirkete çok yüklü bir ödeme yapılmış. Yangından mal kaçırır gibi. Çevre ilçelerden bile personel atamaları yapılmış. Yıkık bir kentte beş parasız bir belediye.

Uşak Belediyesi yeni Başkanı da Bayram tatili boyunca makam araçlarının kullanılmasını yasakladı. Bu da önemli bir yolsuzluk alanı gerçekten.

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığında 12 Milyar borcun dağılımını gösteren pankart asılı duruyor.

Belediyeler borçlanmaz mı, borçlanır elbet. Bütçesi ile gerçekleştiremeyeceği bazı büyük projeler için borçlanırlar ve zamana yayarak bunu öderler. Ama görülen örnekler böyle değil.

Borçlanma ve bütçe krizinde diğer önemli bir istismar alanı da ölçüsüz personel alımları. Belediyeler belli ölçüde fazla personele sahip olabilir çeşitli nedenlerle. Ama makul düzeyde fazla personel alabilir. İki katı değil.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, göreve başlar başlamaz, seçim öncesi iki ayda Belediyeye ve şirketlerini iki bin kişinin alındığını açıkladı. Ardından sadece İzbeton’un borcunun 2,5 milyar olduğu açıklandı. Tabii, Cemil Beyin geldiği Karşıyaka Belediyesinde durum nedir bilemiyoruz.

Bayraklı’nın yeni Belediye Başkanı da seçim öncesi alınan 200 personelin işten çıkarılacağını söyledi. Çünkü böyle olunca, bütçede hizmet ve yatırım için hiç para kalmamış olacakmış.

Örnekler bunlarla sınırlı değil elbet. Koltuğa yeni oturan Başkanların çoğu borç ve personel istismarını açıklayamıyor. Çünkü kendi partisinden koltuğu devraldığı için, bunu sakıncalı buluyorlar. Oysa ki birçok belediye başkanı burnundan soluyor.

Hatta öyle belediyeler var ki, seçim öncesi üç ayda üç kez borçlanma gerçekleştirdiği için yıllık borçlanma limitlerini de doldurmuş bulunuyorlar. Bu nedenle bazılarında işçi maaşları ödeme sorunu yaşanmaya başladı bile.

Bu çok önemli soruna sadece bir magazin olayı gibi bakmamak lazım. Aslında çok açık bir gerçek var ortada. Parti ayrımı olmaksızın belediye kaynakları ki onlar kamu kaynağıdır, keyfi ve kayırmacılık için kullanılmaktadır.

Belediye Başkanları yetkilerini ölçüsüz kullanırken, Belediye Meclisleri de ne yazık ki denetim görevini yapmamaktadır.

Dolayısıyla belediyeler hizmet ve demokrasi kurumu olduğu halde, maalesef denetimsizlik ve kayırmacı siyasi pratik nedeniyle saltanat ve yolsuzluk kurumlarına dönüşmüştür...