Kışla diye tutturanlar muazzam gücün karşısında direnemeyeceklerini anladığından, dürüstçe tamam yanlış yaptık ta diyemediklerinden ortamı soğutmak, unutturmak ve böylece karşılarında ki gücü dağıtarak amaçlarına ulaşmak kurnazlığı ile ortaya referandum fikrini attılar.
Böylece demokrasinin silahları ile demokrasiyi vurmaya çalıştılar. Ama daha söyler söylemez baktılar olmuyor plebisiteye çevirdiler. Belediye anketi yani.
Referandum olmazdı. Çünkü Anayasamıza göre referandum sadece Anayasa değişiklikleri için yapılabilir. Başka bir konu için bağlayıcılığı olan Seçim Kurulunun denetiminde oylama yapılamaz.
Belediye Yasasının 15. maddesine göre yerel bazda, ancak bağlayıcılığı olmayan anket mahiyetinde oylama yapılabilir. Hatta kurnaz siyasetçi buradan alacağı sonuca dayanarak ve aykırılıkları boğarak amacına ulaşabilir. Ya da aksi bir sonuç çıktığında yenilgisine bir gerekçe bularak olaydan elini çekebilir.
Yani öylede böylede kurnaz siyasetçi kendine bir çıkış yolu bulabilir. Fakat bu öldürülen eylemcileri geri getirmez, yaralananların, şiddet görenleri ruhlarındaki erozyonu tamir etmez, edemez.
Bunlardan daha önemlisi hukukun aldığı veya alacağı yaradır.
Öncelikle belirtelim ki temel hak ve hürriyetler referandum ile düzenlenemez. Mevcut eylemler çevrenin korunması için yapılmaktadır. Çevre hakkı en temel insan haklarındandır.
Çevre için yaparsanız sonra birisi çıkar kılık kıyafet için yapar. Bir diğeri dini inançlar için, bir başkası konuşmak, yemek, içmek gibi insani ihtiyaçların düzenlenmesi için ister.
Buda olmaz.
Gerçi büyük düşünür Necati Şaşmaz (namı diğer Polat Alemdar) büyükleri dinlemek gerektiğini söyledi. Böylece referanduma gerek kalmamaktadır. Zira referandumu da bizim adımıza büyüklerimiz yapacaktır. Böylece fitne fesat kalmayacaktır.
Milletvekili olan bir düşünürümüz de ben bilmem büyüklerim bilir demişti zaten.
Kısacası ortacası uzuncası referandum olmazzzzz…
….
Sırf şu mesele memleket ise mesele hürriyet ise dizeleri için bir daha…
İZMİR
Geceleri Ege’dir İzmir’in
Bahçeleri Akdeniz
Turunç kokar Gümüldür yamaçları
Kemalpaşa’da kiraz
Bir zeytin görürsen yol kenarında
Eylen biraz
Yapraklarında hüzün
Dallarında barış
Körfezin gerdanına
Yarım ay gibi serilen
Karanlığın önüne
Bent bent duvar duvar örülen
Mesele memleket ise
Mesele bayrak ise
Mesele hürriyet ise
Bir yay gibi gerilen
Şehir…
Sevdalar kara sevdadır
Dostluklar sıkı bu şehirde
Ve her akşam
Denize verdiklerinden güneşi
Yakamoz yudumlayıp
Şarkı söylerler
Okaliptus yapraklarında
Bornovada canı yansa bir akasyanın
Palmiye yas tutar karaburunda
İzmir çukurunda
Bostanlı vapurunda
Martılara gevrek atıp
Bir cigara yakmaktır hayat
Bu kadar basit bu kadar rahat