GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
19 Ağustos 2020 Çarşamba

O vagonu gözden uzaklaştırmak doğru mu?

83 yıl önceydi…

Günlerden de 9 Ekim Cuma…

Akşam saati, güneş battı; batıyor…

Aydın Ortaklar, özel bir gün yaşıyor…

Çünkü…

Atatürk geliyor…

Günün esas oğlanı ise…

İncir Kooperatifi katibinin oğlu Hanri

O meşhur “Beyaz Tren” istasyona giriyor…

Gazi, halkın arasına karışıyor…

O sırada 7.5 yaşındaki Hanri…

Babasının elinden kurtuluyor, doğru Atası’nın yanına…

Çocuk işte…

Atatürk ne yapıyor?

Sevimli yavrunun kıvır kıvır saçlarını okşuyor…

Konuşması bitince Hanri’yi de trenine bindiriyor…

Birlikte kompartımanına gidiyorlar…

Gazi camı açıyor; Hanri’yi de karşısına oturtuyor…

Garson, rakı ve beyaz leblebi getiriyor…

Atatürk köylüleri selamlarken…

Hanri de leblebileri kıtır kıtır yemekle meşgul…

Beyaz leblebi o yıllarda adeta nimet…

Gazi fark ediyor; işaret ediyor…

Garson yeni leblebi kasesi getiriyor…

İkinci, üçüncü kase derken, küçük Hanri’nin cepleri doluyor…

Atatürk, gülümseyerek soruyor peş peşe:

Minik misafirin adı ne? Kimin çocuğu? Babasının işi ne? Kaçıncı sınıfa gidiyor?

Leblebileri yürüten o çocuk bugün 90 yaşında…

O’nu dünya tanıyor…

Adı; Hanri Benazus

İzmirli eski işadamı, yazar ve Atatürk fotoğrafları arşivcisi…

“Beyaz Tren”de yaşadıklarını hiç unutmamış…

Anlatırken hala sesi titriyor:

 

“O gün, çocuklukla ilgili bir şey bu, duyduklarımdan hareketle ben bir dev görmeye gittim... Çocuk kafamda düşmanı denize döktü, vatanı kurtardı, cumhuriyeti ilan etti ya, o bir devdi... İlk gördüğümde hayal kırıklığına uğradım; herkesin boyunda normal bir insandı... Bunun yanında bir özelliği vardı… O kalabalığın içinde yalnız O’nu görüyordunuz... O gün, yanından ayrıldıktan sonra gerçek devliğin ne olduğunu anladım…”

***

O tarihe mal olan dakikaların yaşandığı vagon…

Ya da, en çok bilinen adıyla…

Atatürk’ün “Beyaz Vagon”u…

Tam 13 yıldır…

Bu kadim kentin göbeğinde, Tarihi Alsancak Garı’nın önünde…

Tüm haşmetiyle…

Açık alanda sergileniyor…

Hep bilinen fotoğraflarında olduğu gibi…

Atatürk’ü kalbinde taşıyanların “sevda şarkısı” eşliğinde…

Ziyaret ediliyor…

Ha’di, diyelim ki ziyarete zamanınız yok…

Cumhuriyeti’in kurucusu Atatürk’ün…

Yaşamının son 11 yılında düzenli olarak…

Türkiye’yi boydan boya dolaştığı “Beyaz Tren”in…

İzmir’in en bilinen meydanında…

Önünden geçen milyonlarla selamlaşması…

Büyük Kurtarıcı’yı hatırlatması kadar anlamlı bi’şi olabilir mi?

Üstelik…

Kurtuluş’un ve Kuruluş’un yaşandığı ve yaşatıldığı…

İzmir gibi özel bir şehirde…

O duygunun bir şerbet gibi gönüllere akması…

Hangimizi etkilemez ki?

***

Veeee, sürpriz…

Anadolu Ajansı’nın haberine göre…

O “Beyaz Vagon”

(Bakın burası çok önemli…)

Hava koşullarından etkilenmesin(!) diye…

Ve de…

Daha sağlıklı ziyaret ortamı yaratılması(!) amacıyla…

Kapalı perona taşınacak!

Ne zaman?

Pek yakında…

***

O vagonun içinde neler vardı?

Toplantı salonu… Tam donanımlı mutfak… Özel tasarlanmış banyo…

Yatak odaları…

Atatürk’ün çalışma masası ve yaver odası…

Peki, n’olacak şimdi?

Şu olacak…

“Beyaz Vagon”, gözünüzün önünden yakında kaybolacak!

O’nu bulmak ve…

Ata’nın izlerini hissedebilmek için…

Tarihi Gar’ın içindeki özel sergi alanına gideceksiniz…

Neden?

Olumsuz hava koşulları “Beyaz Tren”i etkilemesin diye…

İyi de…

13 yıldır…

(Neredeyse beş bin gün…)

O tarihi mirasın…

Neden olumsuz hava koşullarından etkilenmesine izin verdiniz?

İyice çürüsün, diye mi?

Yoksa…

Hepten “gözden ırak” olsun diye mi?

Formüle bakın!

Bunca yıldan sonra “Beyaz Vagon” kapalı alana…

Yani…

Gözlerden ırak bir yere!

***

Ah; az daha unutuyordum…

Vagonu “yerinden etme”ye karar verenlerin…

İkinci gerekçesi daha da ilginç!

Atatürk’ün anısına “yeni yer ayarlayanlar” diyor ki:

“Daha sağlıklı bir ziyaret ortamı yaratmak istiyoruz!”

Şeytan dürttü…

Acaba, dedim kendi kendime…

Bu cümle ile maazallah Korona filan mı kastediliyor?

Haftasonu…

Plajlarda kulaç atacak yer bulunmaz manzaraya gözlerini kapatanlar…

Ata’nın vagonunu sığınağa sokarak…

Bizim sağlığımızı mı düşünmeye başladılar?

***

Bitiriyoruz…

Hava muhalefetini kast ederek…

Araya araya…

Bulunan formül…

Ulu Önder’in masal gibi “Beyaz Vagonu”nu…

Bu kadim kentte…

Tecrit etmek ise…

Vah… Vah… Vah…

Nokta…

Sonsöz: “Eğriyi kendinde arayan, doğruyu kalbinde bulur… / Hz. Mevlana…”