GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
18 Aralık 2020 Cuma

Müzisyenler ‘duman’ oldu!

Gece yarısı gördüm, sosyal medyada yazdıklarını…

Çok içten, çok duygu yüklüydü o satırlar…

Belli ki…

Yazarken gözyaşlarına engel olamıyordu…

Daha ilk cümleden anlaşılıyordu…

Kalbindeki sızının ne kadar acıttığı…

“Dün bir müzisyen kardeşimiz kendini astı…

Lafı uzatmaya gerek yok…

Sahne sanatı (müzisyen) yapan bizler aylardır çalışmıyoruz…

Bu zor zamanlarımızda…

Arayan, soran, unutmayan gerçek dost…

Yüreği öpülesi insanlar çok az da olsa…”

Gerisini ben de getiremedim…

İki damla yaş döküldü telefonumun ekranına…

***

Sahne adı “Mikrop”tu…

Ama…

İyi huylu bir mikroptu…

Gerçek adı ise, Hikmet Durmuş’tu…

Seven…

Sevdiğini hissettiren…

İyilik yapmaya kendini adamış bir sahne yıldızıydı…

Neredeyse 20 küsur yıldır O’nu tanıyorum…

O sahnedeyken…

Havalar nasıl olursa olsun…

Sizin havanızı tavan yaptırırdı…

Şarkılarıyla… Esprileriyle… Neşesiyle… Şovlarıyla…

Lacivert gecelerde ışık saçardı…

Akşamın bitmesini hiç istemezdiniz…

O’nunla birlikte sahnede…

Şakır şakır göbek atan onca hanımefendi tanıyorum…

İşte, o dünya efendisi “Mikrop Hikmet” gibi…

Bu güzel ülkenin binlerce müzisyeni…

Koronavirüs Belası yüzünden…

Geride bıraktığımız…

Mart/Nisan’dan beri çalışmıyorlar…

1 Haziran’la başlayan “engin serbestlik” günlerinde…

Az biraz çalıp/söyleyip nafakayı çıkardılar ama…

Sonra ne sahne kaldı ne mikrofon…

Notalar sustu…

Enstrümanların üstü toz tuttu…

Çok acıklı ama…

Gözü gibi baktıkları baba yadigarı çalgılarını satanlar var…

***

Onların tamamı…

Yevmiye usulü dediğimiz…

Sigortasız çalışıyor…

Zamanında kazandığını biriktiren…

Kira geliri olan…

Emekli maaşı alan yok aralarında…

Onlar ağırlıklı…

Kafelerde, barlarda müzik yapan sanatçılar…

Çoğu kez karın tokluğuna da olsa…

San’at icra ettiklerini unutmak mümkün mü?

Ne dernekleri var ne sendikaları…

Borç/harç ev kiralarını…

Kış kıyamette gaz, elektrik faturalarını ödemeye çalışıyorlar…

Çünkü…

Aylardır çalışamıyorlar…

Eğlence yerleri kapalı…

***

Peki, Devlet Baba bu durumu gördü mü?

Tabii ki, gördü…

Peki, ne yaptı?

Kültür Bakanlığı marifetiyle…

Adını “Müzik Hayattır” koyduğu projeyi hayata geçirdi…

Salgın döneminde çalışamayan…

Zırnık geliri olmayan…

Birlik, dernek veya sendikalarda kaydı bulunmasa da…

Müzisyenlere, müzik emekçilerine, yorumcu ve eser sahiplerine…

Ayda 1000 TL. sözü verdi…

Sonra ekledi:

“Bu parayı sana Ocak’tan itibaren üç ay boyunca vereceğim!”

Eeee, sonra?

Sonrası Allah kerim!

***

“Ayda 1000 TL. neye yeter?” diyenler olacaktır…

Sonuna kadar haklılar…

Öbür yandan…

Kültür Bakanı’na sorarsanız…

O 1000 TL.’yi “acilen” bekleyen…

30 binden fazla başvuru olduğunu söylüyor…

Sıkıntı büyük…

Hem de çok büyük…

***

Dönüyoruz başa…

İzmir’in gülen yüzü “Mikrop Hikmet”in…

Sosyal medyadaki…

Ağlatan mesajının finalini merak ediyorsunuz di’mi?

O’ndan önce “Mikrop”un…

Bi’özel yanını paylaşayım sizinle…

***

Yıllar önce ailesiyle ve yedi kardeşiyle…

Terör yüzünden Bingöl’den İzmir’e göç etti…

İmam Hatip Lisesi’ni dereceyle bitirdi…

Müezzinlik sınavında en yüksek notu aldı…

Ekmek parası için restoranlarda komilik yaptı…

Bulaşık yıkarken…

Zeki Müren’in şarkılarını söylüyordu…

Sonrasını kadere bıraktı…

Belki de en iyisini yaptı…

İmam Hatip’ten mezun o gencecik Hikmet…

İzmir’deki bir yılbaşı gecesi eğlencesinde…

Assolist oldu…

Ne aldığı eğitimin sırtına yüklediği sorumluluğu unuttu…

Ne de “dost” biriktirmeyi…

Hayatının mihenk taşında şu yazıyor:

“İyilik yap, iyilik bul…”

Bu yüzdendir ki, müthiş yardımseverdir…

Bir grubu var; adı “Biz Bize Yeteriz”

O gönül birliği yaptığı dostlarıyla birlikte…

Hayata geçirdiği “Sosyal Sorumluluk Projeleri” saymakla bitmez…

Hastaları şifa merkezlerine taşır…

Kimsesiz çocuklar için gece düzenler, yardım toplar…

İhtiyacı olanlara…

Tekerlekli sandalye yetiştirir…

O günü kadar yaş günü kutlayamamış yavrulara…

Çalgılı, çengili, pastalı, hediyeli partiler düzenler…

Eeee, daha n’olsun?

İşte, böyle bir sanatçı, dayanamayıp soruyor:

“Bize yazık değil mi?”

***

Bitiriyoruz…

Önceki gün bu güzel ülkede…

Aylardır çalışamayan bir müzisyen canına kıydı…

Başka canları…

Müziklerin Efendileri’ni kaybetmeyelim…

İzmir’in altın kalpli sanatçısı “Mikrop Hikmet”

Sosyal Medya notunu…

Unutulmazlar arasına yerleştirirken diyor ki:

“Sahnede ya da sahne dışında fark etmez… Biz, sizlerin mutluluğunuza katkı koyduk… Sizi sevindirdik… Bir telefonla da olsa, sorun hatırımızı… (Mikrop nasılsın?) deyin… Yanlış anlarım, kırılırım diye sıkılmayın… Sorun, bi’defacık da olsa (Mikrop’um, nasılsın, bi’ihtiyacın var mı?) diye… O bile bize yeter…”

Nokta…

Sonsöz: “Her şey vaktini bekler… Ne gül vaktinden önce açar; ne güneş vaktinden önce doğar… Bekle, senin olan sana gelecektir… / Hz. Mevlana…”