GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
12 Mart 2020 Perşembe

Masal… Çocuk… Başkan…

Masallar var ya, masallar…

İnsanoğlu’nun bilgeliğini geleceğe taşır…

Yine o, masallar var ya…

Aslında…

Dinlerken, istediğiniz kadar “üfürükten tayyare” deyin…

Sadece “gerçeği” anlatırlar!

Şaşırırsınız…

Henüz iki buçuk yaşında iken…

Evdeki büyüklerden dinlediğiniz masalları asla unutmazsınız…

Gülmeyin; düşünün ve şaşırın…

Minikken dinlediğiniz o canavarlı, manavarlı masallar var ya…

Her kelimesi ile belleğinizdedir!

Zaten…

Siz de onları kendi evlatlarınıza anlatmadınız mı?

Ucundan, azıcık da olsa!

***

Girelim, Zaman Tüneli’ne…

Tiyatro yapmış, sahne tozu yutmuş bir Tunç Soyer

Kızlarını büyütürken…

Masal anlattığı günleri unutsa…

“Masal Evi”lerini yaratabilir miydi?

Nerede?

Seferihisar’da?

Ne zaman?

Beş yıl önce…

O tarihte “Masal Evi” kimin aklına gelir?

Seferihisar Başkanı Soyer’in…

O sırada…

Türkiye’nin ilk kez duyduğu bir icraattı “Masal Evi”

Amaç, çocukları geleceğe daha iyi hazırlamaktı…

Yaratıcılıklarını geliştirmekti…

San’atla buluşturmaktı…

Yabancı dil öğrenmelerini sağlamaktı…

Hepsinden önemlisi…

O mini minileri…

Değişen dünyayı iyi anlayan…

Birer dünya vatandaşı olarak yetiştirmekti…

Hemen…

Masal ekseninde gerçekleştirilecek bir eğitim projesi hazırlandı…

Başlamak bitirmenin yarısıdır, sözü işe yarıyordu…

Kolları sıvadılar…

Seferihisar toplu konutları karşısındaki…

Belediyeye ait binayı düzenlenerek eğitime hazır hale getirdiler…

Tunç Soyer, o gün şöyle dedi:

“Belki de dünyada ilk kez uygulanacak bir modeli hayata geçiriyoruz... Dört-beş yaş çocuklarına eğitimi masallarla başlatacağız…”

O çocuklar, bugün “cin gibi” maşallah…

***
Şimdi sıra İzmir’de…

Model, aynı…

Başkan da aynı…

Bi’farkla…

O, artık İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı…

Ve, şu sıralarda koltukta birinci yılını doldurmak üzere…

Üstelik…

Bir yıla şimdilik beş “Masal Evi” sığdırmanın mutluluğunu yaşıyor…

Toros, Selçuk ve Bayraklı’dan sonra önceki gün Kadifekale’de…

Beşinci “Masal Evi” ise…

Hafta sonu Karaburun’da açılacak…

***

“Masalevi”, sosyal bir proje…

Hedefi kocaman…

Masal ekseninde…

Çocuğu bilgilendiriyor, sosyalleştiriyor, hayattan zevk almayı öğretiyor…

Başarı isteği uyandırıyor, insana ve çevreye karşı…

Duyarlı olma bilinci kazandırıyor…

***

Geleceğin daha aydınlık olmasını istiyorsak…

Çocukların dünyasına eğilmemiz şart…

Çünkü…

Geleceği onlar var edecek!

Belki de içlerinden biri…

Seçilmiş Belediye Reisi olarak İzmir’i yönetecek…

Nereden geldiğini…

Nereye gittiğini…

Masal dinler gibi yaşayacak…

***

Kimse inkar edemez…

Masallar, çocukları eğlendirirken hayatı da gösteriyor…

Dinlemeyi…

Anlamlı ve amaçlı konuşmayı…

Hatta, gülmeyin ama…

Mücadele etme becerisi kazandırıyor…

***

“Yeni Türkü”, 25 yıl önce bir şarkı yapmıştı…

Adı; pek hoştu:

“Bana Bir Masal Anlat Baba…”

Hatırladınız mı, sözlerini?

“Bana bir masal anlat baba…
İçinde tüm oyunlarım,

Kurtla kuzu olsun, şekerle bal…

Anlatırken tut elimi…

Uykuya dalıp gitsem bile,

Bırakıp gitme sakın beni…”

O şarkı neden çok tuttu, moda oldu dersiniz?

***

Bitiriyoruz…

Tabii ki, İzmir gibi bir kentin dünya kadar eksiği var…

Trafik sıkışıyor, yakınıyoruz…

Yeterli otopark yok, cinler tepemize çıkıyor…

Kaldırım olmaktan çıkmış kaldırımlar var; sekerek yürüyoruz…

Bi’sürü eksikten sinirlerimiz zıplıyor…

Ancak…

Çocuklar her şeyden daha önemli…

Hayatın gerçeklerini…

İyi ve kötü ayrımını…

Doğruyu yanlışı…

Güzeli ve çirkini ancak masallarla öğretebiliriz onlara…

Masallar sayesinde çocuklarımıza yol gösteririz…

Günümüzde, her ne kadar…

Akıllı telefonları elinden düşürmeyen mini minileri…

Görmezden gelsek de…

Masalları yeniden çocukların hayatına sokmak hoş olmaz mı?

Ne demiş, Albert Einstein?

“Bilgi sınırlıdır ancak hayal gücü dünyayı kuşatır…”

***

“Çocuklara Masallar” deyip, geçmeyin; hayatı öğretiyor…

Ve bunu, Tunç Soyer iyi biliyor…

Nokta…

Sonsöz: “Masallar gerçekten ötedir… Bize ejderhaların var olduklarını anlattıkları için değil, ejderhaların bile yenilebileceğini anlattıkları için… / Gilbert Keith Chersterton – İngiliz Yazar…”