GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
18 Mayıs 2024 Cumartesi

Köy Enstitülü olmak…

Köy enstitüleri Türkiye'de eğitim alanında önemli bir reform hareketiydi. Bir eğitim devriminin adıydı… 1940'larda Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün önderliğinde başlatılan köylerde eğitimi ve kalkınmayı hedefleyen bir girişimdi. Bu enstitüler, özellikle kırsal kesimdeki köylü nüfusun eğitim seviyesini artırmak ve tarımı çağdaşlaştırmak amacıyla kurulmuştu…

Bu enstitüler, kırsal bölgelerde yaşayan gençlere ücretsiz eğitim imkânı sunmuş ve onları öğretmen olarak yetiştirmiştir. Köy enstitülerinde öğrencilere tarım, hayvancılık, ziraat gibi alanlarda da eğitim verilmiştir, böylece köylülerin modern tarım tekniklerini öğrenmeleri ve tarımsal üretimlerini artırmaları hedeflenmiştir.

Köy enstitüleri sadece eğitim kurumu olarak değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel birer merkez olarak da işlev görmüştür. Köylüler için sağlık hizmetleri, sosyal etkinlikler, kooperatifler gibi faaliyetler de bu enstitülerde gerçekleştirilmiştir. Böylelikle köy enstitüleri, köylerde geniş kapsamlı bir kalkınma ve modernleşme sürecinin öncüsü olmuştur.

Ancak, köy enstitüleri politik, ekonomik ve ideolojik tartışmaların merkezinde de yer almış ve zamanla gerici iktidarlar tarafından hedefe konulmuş ve yok edilmişlerdir.

Köy enstitüleri Türk eğitim tarihinde önemli bir dönemi temsil eder…

İvriz Köy Enstitüsü de, Türkiye'de köy enstitüleri hareketinin önemli bir parçası. İvriz Köy Enstitüsü, 1940'lı yıllarda Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) önderliğinde ve dönemin eğitim bakanı Hasan Âli Yücel'in direktifiyle kurulmuştur.

Enstitü, İvriz Köyü'nde eğitim gören gençlere pedagojik eğitim, tarım, hayvancılık gibi alanlarda eğitim vermiştir.

İvriz Köy Enstitüsü, dönemin koşullarına göre oldukça ileri ve modern bir eğitim anlayışını benimsemiştir. Bu enstitüde eğitim gören öğrencilere sadece akademik bilgi vermekle kalmamış, aynı zamanda onları topluma entegre olabilen, köylerde modern tarım ve hayvancılık tekniklerini uygulayabilen bireyler olarak yetiştirmeye çalışmıştır.”

Bugün İvriz Köy Enstitüsü, Türk eğitim tarihinde önemli bir yere sahiptir ve köylerde eğitim ve kalkınma alanında yapılan çalışmaları temsil eder.

***

Bugün nereden çıktı diye sorabilirsiniz İvriz Köy Enstitüsü diye…

Geçen hafta sonu Bursa’da Rotary’nin yıllık konferansı vardı. Çok başarılı geçen konferansımızı düzenleyen Gökdere Rotary Kulübümüzün başkanı Figen Erdağ Demircan bana ve tüm katılımcılara kısa bir süre önce kaybettiğimiz babası Şaban Erdağ’ın yazdığı “Eğitim Yolunda Bir Ömür- Milli Bir Mesele” adlı kitabını armağan etti.

Kitapta Şaban Erdağ, eğitim yolundaki deneyimlerini; Anadolu topraklarının gelenek ve görenekleri ile harmanlanan yaşamından kesitlerle samimiyetle aktarıyor.

Konya Ereğli İvriz Köy Enstitüsü’nde yetiştikten sonra; önce öğretmen, ardından ilköğretim müfettişi olarak Anadolu’nun pek çok ilinde milli eğitime hizmet üreten Şaban Erdağ; eğitim alanına adeta ışık tutuyor.

Topluma örnek bir eğitim emekçisinin kaleminden çıkan bu kitapta; dünya çapında bir eğitim modeli olan köy enstitüleri en ince ayrıntılarına kadar aktarılarak; eğitim konusunun Türkiye için neden ve nasıl “milli bir mesele” halini aldığına dikkat çekiliyor.

Teşekkürler Figen Başkanım…

***

Konferansta aldığım ikinci kitap armağanı ise İnci Germenliler’in “Teleferikte Aşk” adlı kitabıydı.

Kitabın arka kapağında yazdığı gibi, bu roman sizleri sihirli bir seyahate davet ediyor.

Enteresan ve karmaşık, aşk-evlilik hikayesi var kitapta: Gün geçtikçe çözülmeye başlayan evliliğini sürdürmeye çalışan Lara, duru ve temiz bir sevginin özlemini çekiyordu. Kutay ise maceralı ve kederli hayatına, huzurla birlikte sevgi getirecek bir kadını arıyordu. Beklenmeyen ve bir anda gelişen olaylar zinciri, Lara ve Kutay arasında bir ilişkinin başlamasına sebep oldu. İkisi de susuzluklarını gideren sevgi pınarını, birbirlerinin ruhunda bulmuşlardı. Ne şöhret ne asalet ne de servet… Hiçbiri onlar için sevgi kadar paha biçilmez bir hazine değildi. Kaderin akıl almaz bir cilvesiyle teleferikte yaptıkları yolculuk esnasında, kazara çarpışan kalplerinin verdiği mücadeleyi, her zaman olduğu gibi yine aşk mı kazanacaktı?