GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
29 Eylül 2016 Perşembe

İzmir ile Ankara arası bahar havası!

Başbakan Binali Yıldırım’ın koltuğu devrettiği Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan İzmir’de basın yayın kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. Arslan’ın seçim bölgesi Kars olmasına rağmen özellikle bakanlık içinde geçmişte yaptığı görevler tüm Türkiye’deki projelere vakıf olmasını gerektiriyor. Başbakan Yıldırım ile aynı üniversitenin aynı bölümünden mezun olan Arslan’ın kurumda Denizcilik Müsteşarlığı Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı ve Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı (DLH)Genel Müdürlüğü gibi görevleri bulunuyor. İzmir’deki iki günlük programında kamuoyunun aksine “aksayan, engellenen, geciken proje yok” mesajını veren bakan özellikle Yıldırım’ın sürekli kendisinden İzmir’deki konularla ilgili bilgi aldığını da vurguladı. Bu durum geçtiğimiz hafta kente gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin “sayın başbakanımızın selamlarını getirdim” sözleriyle örtüşüyor. Zaten Özhaseki de belediye başkanlarıyla yaptığı kapalı toplantıda diğer bakanlıkların temsilcilerini ararken Yıldırım’ın özel talimatı ve bilgisi dahilinde geldiğini ifade ederek işlerin hızlandırılmasını talep etmişti.  Yıldırım’ın “İzmirli başbakan” sloganı ile çıktığı yolda kente gelen uzlaşı ve barış rüzgarları şimdilik sorunsuz devam ediyor.

Peki bu uzlaşı ve barış ortamı, siyasi atmosferin müdahalesinden uzak yeni dönem kente ne kazandıracak? Bakan Arslan, basın mensuplarıyla yaptığı toplantıda bunlara da kısa kısa değindi. Malum Konak Tüneli’nden sonra İzmirlileri doğrudan etkileyen hükümet projesi yapılmadı. Havalimanı, İzmir limanı, Çandarlı, lojistik köy, büyük kanal ve diğer otoyol ve hızlı tren projeleri günlük ihtiyaçların dışında büyük bölgesel ihtiyaçları karşılayacak. İşte tam burada trafik sorunlarının sık sık gündeme geldiği İzmir’de Körfez Tüp Geçişi projesi akla geliyor. Bakanlığın burası ile ilgili planı 2017 yılında tüm fizibilite çalışmalarını yaparak ihaleye çıkacak hale getirmek. Bu projenin maliyeti 3 milyar TL olarak düşünülmüştü. Tabi ki bu yap-işlet-devret modeli ile yapılacak. Fakat Balçova İnciraltı-Çiğli Ana Jet Üssü arasına yapılacak olan tüplü köprü için öneriler getirilmişti. Ticaret odası projenin ortasına ada yapılmasını buraya da plaj kurulmasını istiyor. Zaten işi alacak olan firmanın vatandaştan alacağı geçiş ücreti kısa sürede 3 milyar TL’yi karşılamayacağı için köprünün ortasına bir kara parçası, rekreasyon alanı, dinlenme-gezinti yeri düşünülüyor. Bakan Arslan, İTO’nun önerisi dahil her şeyin düşünülebileceğini çünkü yatırımcının bir işe tüm cazibesi ve getirisi ile “müşteri” gözünden baktığını söyledi.

Tabi ki sadece İzmir için Körfez Geçişi değil birçok proje var. İzmir-İstanbul Otoyolu, Ankara İzmir Otoyolu, Ankara İzmir Hızlı Tren Projesi de 2018 yılı itibariyle ciddi mesafe kat edilecek projeler. Yine Sabuncubeli Tüneli, Menemen Çandarlı Yolu ile 35 proje arasında yer alan birçok iş de bir yıl içinde kendisini gösterecek.  Sayın bakan, Başbakan Yıldırım’ın yolundan “belirlenen tarihleri öne çekip pazarlık yapmasıyla” da gidiyor. Kendisi bu durum için “seçim yatırımı ya da bir hazırlık için yapmıyor, aynı anlayış ile hareket ediyoruz” yanıtını veriyor.

Gelelim İzmir’de yıllardır iktidar olan CHP ile genelde iktidar olan AK Parti’nin ortak neler yapabileceğine. Herkesin bildiği gibi İZBAN projesi buna en iyi örnek. TCDD ile Büyükşehir’in birlikteliği hatların uzaması, yeni yollar ve güzergahlar ile devam ediyor. Bu arada İZBAN’da sefer sıklığının artışı ile ilgili bakan iki önemli formül üzerinde durduklarını söyledi. Sinyalizasyonda düzenleme yapılsa bile Alsancak’ta yıllardır sabit duran yoğun makas ve ray var. Bir tren Menemen ya da Menderes-Torbalı yönüne gitmek için Alsancak’a girip çıktığında 10 dakika kaybediyor. İki kurum,  ilk formül olarak Torbalı’dan Alsancak’a ya da Menemen’den Alsancak’a gelecek trenin yolcuları bırakması. Yani Alsancak’ın İZBAN için aktarma merkezi haline getirilmesini ortaya koymuş durumda. Böylece hızlı sirkülasyon olacak. İkinci formül olarak da her trenlerin bir kısmının Alsancak’a girmemesi. Menemen güzergahından Torbalı’ya giden ya da oradan gelen bir tren bypass hat ile doğrudan son noktaya gidecek. Böylece 10 trenden sadece 3-4 tanesi Alsancak’a girecek. Böylece hat işgal edilmeyecek ve sık sefer yapılarak süreler kısaltılacak. Bu konuda çalışmaların sürdüğünü ifade eden bakan son kararın verilmediğini söylerken günlük 193 tren seferinin de bu yöntem ile 240’a kadar çıkartılacağının müjdesini verdi.

Merkezi hükümet-yerel yönetim işbirliği olan İZBAN’dan sonra Körfez’in taranması ve limanın büyütülmesi konusunda gerçekleşmişti. Orada da ÇED onayı geçtiğimiz haftalarda geldi. Çalışmalar kısa sürede başlayacak ve hem Körfez temizlenecek hem de daha büyük yük gemileri limana girebilecek.  Şimdi ise sırada metro hatları projesi var. Daha önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Başbakan Yıldırım’ın bakanlığı döneminde İzmir’deki bazı metro güzergahlarının hükümet tarafından yapılmasını istedi. Çünkü, Ankara ve İstanbul’da bazı metro hatları belediyelerin bütçesini aştığı için doğrudan bakanlık tarafından yapıldı. Halen daha o illerde yeni güzergahlar ortaya çıkmaya devam ediyor. Ne yazık ki İzmir’de bu konuda bir yol kat edilemedi. Tam bu esnada Kocaoğlu’nun bakanlığa önerdiği güzergahlar yeniden gündeme geldi. Kocaoğlu, Halkapınar-Otogar, Bornova Merkez, Üçkuyular-Narlıdere ve Buca-Tınaztepe metrolarını bakanlığa yollamıştı. O dönem “dosya geldi, kayboldu, bulunamadı” gibi açıklamalar yapıldı. Bakan Arslan, İzmir’de en azından bir tane bile olsan şehir içi güzergahın bakanlığın metro inşaatı yapmasına sıcak bakıyor. Konuyla ilgili de, “projelere bakalım, öncelik sıralamasına göre öne alırız” diyor. İşte Kocaoğlu da tam bu noktada Üçyol’dan Şirinyer’e kadar yeraltından yapacağı metronun Şirinyer’den Buca Tınaztepe’ye oradan da Çamlıkule’ye giden güzergahı bakanlıktan istedi. Bu arada bakanlığın gündeminde hızlı trenin son durağı olan Otogar ile Halkapınar arasındaki güzergahın olduğunu öğrendim. Zaten Büyükşehir, Üçkuyular’ın Narlıdere’ye uzatılması için ihaleye çıkacak. Tüm bunlar İzmir’de “en büyük sorun ne” denildiğinde hep bir ağızdan çıkan “ulaşım ve trafik sıkışıklığı” yanıtının kaybolması için önemli çalışmalar. Tabi ki bedelleri de milyonlarla ifade ediliyor. Büyükşehir’in yapımını hızla sürdürdüğü tramvay projesine şehir içi metrolar eklendiğinde daha da güzel olacak. Bu arada hem Büyükşehir hem de İzmir halkı bakanlıktan Ankara ve İstanbul’a verilen, Adana’da uygulamaya konulan desteği görmek istiyor.  İzmir-Ankara arasındaki uzun süredir devam eden ılımlı havadan yeni projelerin hayata geçmesi bekleniyor.

NOT: Önceki yazımda Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin İzmir ziyaretinde kendisine anlatılan Ildır-Gerence Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi’nden bahsetmiştim. Projenin mimarı Gazeteci Erol Yaraş aradı ve ayrıntılarını anlattı. Yaraş, Folkart Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak’ın destek verdiği projede kesinlikle zıpkınla avlanma gibi vahşi yöntemlerin olmadığını belirtirken “zenginler için özel bölge” söylemini de kabul etmediğini söyledi. Çeşme aşığı bir İzmirli olduğunun altını çizen Yaraş konuyla ilgili şöyle diyor: “Kontrolsüz balık avcılığı sadece Çeşme’nin değil Ege’nin bir sorunu. Çeşme’de Ildır ve Gerence Körfezi dışında başka alan kalmadı. Buradan geçimini sağlayan balıkçılar var. Koruma altına alınırsa kaçak avlanma olmaz. Troller ve büyük ağlar atarak avlananlar da oluyor. Deniz altındaki faunaya da büyük zarar veriyorlar. Bu proje onay alırsa balıkçılar küçük teknelerle avlanma yöntemi dışında gezi tekneleri ile de turistlere av turu düzenleyebilecek. Proje büyürse ve kabul görürse, yurt dışından gelen ziyaretçinin tuttuğu balığı otelde önünde yemek servisi olarak görmesi ayrıcalık olur. Bölge her açıdan gelişir ve standardı artar”