GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
5 Şubat 2016 Cuma

Haram et!

 “Haram” sözcüğünün genel olarak bilinen anlamı, din kitaplarının  "yapmayınız" diye açıkça yasak ettiği şeylerdir. Haramların yapılması ve kullanılması kesinlikle yasaklanmıştır. Haram olan şeyleri terk etmek, kullanmamak ve onlardan sakınmak farzdır ve çok sevabıdır.

Ancak  başlıkta ifade ettiğim “Haram” sözcüğünü bu anlamda kullanmadım. Kırmızı et fiyatları o kadar yükseldi ki vatandaşlarımızın  çoğunluğu kırmızı ete adeta haram gibi yaklaşamıyor.

İnsanlar artık 5 liralık, 10 liralık kıyma alıyor. Artık kiloyu değil, parayı söyleyеrek et alıyor.

Fiyatların normal duruma dönüşmesi için ilgili sektör ikiye bölünmüş durumda. Kimileri çözüm için besi hayvanı yanında karkas etin de ithal edilmesi gerektiğini ifade ediyor, kimileri ise  ithalatın gereksiz olduğunu ve  yerli besiciye zarar vereceğini söylüyor.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ne Söylüyor?

Geçtiğimiz günlerde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, “Her an et ithal edebiliriz” diye konuştu.

 Ve, “Burada hedefimiz hayvan sayısını artırmak. Süt olmadan et olmaz. Sütle ilgili bazı tıkanıklığı gidermek için kararlar almıştık. 2016 yılında hayvancılık desteklerimiz devreye girmiş olacak. Hayvancılıkla uğraşanlar rahat olsun, biz onların destekçisi olacağız. Üreticiyi korurken, tüketiciyi de koruma yükümlülüğümüz var.

Spekülatörlere karşı et ithalatı imkanımız var. Bu bizim önceliğimiz, arzu ettiğimiz bir şey değil. Her an ithal edebiliriz. Spekülatörlerün oynadığı oyunla karşı karşıyayız. Spekülatörlere fırsat verilmemeli” dedi.

İthalat Çözüm Mü?
Kanımızca, ithalat kesinlikle çözüm değil. Yapılmakta olan ithalat şimdiye değin olduğu gibi hayvancılığı olumsuz etkileyecek .

Çünkü yapılan her ithalatta yetiştiriciler fakirleşiyor, hayvan sayısı azalıyor ve hayvansal üretimimiz düşüyor. İthalat lobisine ve AB/ABD’li tekelci firmalara yarıyor. Onlar zenginleşiyor, biz fakirleşiyoruz. Bir başka deyişle Fakir Türk Çiftçisi, Zengin Batı Çiftçisi’ne yardım ediyor.

Ne yapmalı?

Et üretimini artırmak için, devletin piyasaya müdahalesi dışında yapısal çözümlere gereksinme vardır. Bunlar arasında:

 •Tarımda uygulanan yeni-liberal politikalardan vazgeçilmeli.

Özelleştirilen ve kimileri de kapatılan Tarımsal KİT’ler; Süt Endüstri Kurumu, Yem Sanayi, Yapağı ve Tiftik Anonim Şirketleri yeniden açılmalı. ESK daha işlevsel hale getirilmeli.

Hayvan üreticilerinin sanayici olmaları doğrultusunda politikalar uygulanmalı ve üreticilerin ürettiği kırmızı et, aracı sayısı azaltılarak tüketicilere ulaştırılmalı.

• Hayvan ıslahı çalışmalarına önem verilmeli. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yetiştirici Birlikleri ve üniversitelerle ortak ıslah çalışmaları sistematik duruma getirilmeli.

Koyun ve keçi yetiştiriciliğinin hayvansal üretim içindeki payını yükseltecek düzenlemeler yapılmalı. Daha önce yazıldığı gibi kırmızı et ihtiyacını sığıra bağlamak doğru değil. Türkiye’nin iklimi ve meraları sığırdan daha çok koyun ve keçiye uygun.

gibi çözümler sıralanabilir.

İthalat çözüm değil. Bağımlılık yaratıyor. Tıpkı afyon, esrar gibi. Bağımlılığa karşı çıkılmalı. Çağdaş ve adam olmanın anlamı budur.