GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
29 Ağustos 2016 Pazartesi

Geleceğin Türkiyesi

Türkiye 2023’e kadar çözmeyi düşündüğü sorunları çözemezse “Ne yapalım kaderimiz böyle!” diyemez. Ne yapar eder, 2023 olmazsa 2030’a kadar bir şekilde çözer!  

Bu kadar iddialı bir yargıya nasıl vardığımı mı merak ediyorsunuz;

-Türkiye’yi “Cumhuriyetin 100. Yılı 2023”e hazırlayan ilk kitabı ve projeler serisini “İzmir 2023” kitabımda anlattım.
-“2053 Ütopyadan Gerçeğe Gelecekte Kentsel Yaşam” adlı kitabımda da Türkiye’yi İstanbul’un fethinin 600. Yılına hazırlayan projeler serisini yazdım.

İzmir 2023’te yer alan projeler, teşekkür dahi edilmeden ve kaynak gösterilmeden Ak Parti, CHP ve MHP belediyeler ve Hükümetleri tarafından kullanıldı!  

2004’te hayal denilen projelerin çoğu ya uygulandı ya da başlandı ama bitirilemedi. Er veya geç bir şekilde bitecek.
Çok önemli bir konu hariç!
Ona kimse dokunmadı!

Bunun farkında olan kaç kişi var, merak ediyorum!

Türkiye 800 bin km² ve 80 milyonluk bir ülke. Bizde birçok yenilik parça parça ama bulunduğu ortamla uyumsuz bir şekilde uygulanır.
Sorulduğunda birkaç yıllık aramadan sonra şöyle bir cevap gelir, başıma geldiği için yazıyorum:
Bu fikirler 17, 26 bir kısmı da 1973’te meğer projelendirilmiş, gerçekçi bulunmadığı için de rafa kaldırılmış!” denir.
Bu bilgiye devlet ancak 6 yıllık araştırmadan sonra ulaşır!

Bunu en açık ve keskin ifadelerle anlatmak isterim:
Yaşamı boyunca orijinal bir cümlesi olmayanlar, makam ve mevki mücadelesinde parmak ısırtacak çalımlar atabilirler. Ülkedeki sistem de iyi çalım atananları ödüllendiriyorsa, dünyanın en parlak görüşleri de sunulsa değeri yok!

Yeni bulunmuş bir makinanın her bir parçasını ülkenin farklı diyarlarına serpiştirseniz bu makine nerede çalışır?!
Hiçbir yerde!
İşte bizdeki yenilikçilik ve yaratıcılık da böyle!

Biri bir görüş mü geliştirdi, ilk yapılacak iş, bu yenilikleri ortaya koyanların başını ezmektir!
Sesini çıkaramayacak hale getirmektir!
Kısa bir süre unutturup sonra da “Ben yaptım!” diyecek zamanı kollamaktır!

Bu olayları yaşamış, başı ezilmiş biri olarak söylüyorum:
Oysa; kimsenin “yaratıcı görüşlerden” ve görüş sahiplerinden korkmasına gerek yok! Çünkü yaratmanın makam ve mevki gibi bir hırsı yoktur; olamaz da!
Kafa ezmek de ne demek!
Yararlanmak dururken!...
Değil mi?!

Gelelim Türkiye’nin kısa ve orta vadede çözülmesi gereken hayati sorunlarına:
Türkiye’nin sorunları yeni kurulacak 12 Bölge Büyükşehirde çözülebilir.
Uygarlıktan kopmadan gelecek hakkında neyi tasarlıyorsak, onu mutlaka “bir kent” modeli içinde düşünmek zorundayız. Bugün içinde yaşadığımız kentler; tasarı zevkimizi ve yeteneğimizi köreltmiş olabilir.
Bu demektir ki, bütün sorunların sıfırdan ele alınacağı “geleceğin kentleri” üzerinde düşünmek zorundayız.

Türkiye’nin büyük şehirlerinin tamamını Türkiye üzerinden geçmesini istediğimiz dünya hava, kara, demiryolu ve limanları ile bir şekilde ilişkilendirmeliyiz. Yatırımların amacı bu olmalıdır.

Geleceğin sektörleri, uygulama ve yatırım alanları, askeri bölgeler, tarım, sanayi, konut ve iş siteleri, eğitim, sağlık, dinlenme, turizm… ülke içi ve dışı rekabet pazarları ve en önemlisi ortalama istihdam miktarı… daha doğrusu her ne öngörülüyorsa veya çözmek istiyorsak… bunların tamamını yeni 12 Bölge Büyükşehir modelinde projelendireceğiz.  

Bölge Büyükşehir modeli yenidir başkanları Hükümetler tarafından atanan ve örneğin “İzmir, Manisa, Aydın” gibi birden fazla komşu ili kapsayan bir planlama alanını içerir…
Bunun için dünyanın önemli plan, proje, danışmanlık ve düşünce kuruluşlarından destek alınabilir.
Örneğin İzmir’den Van’a gün aydınlığında uçan biri, yorulmadan Anadolu’yu bir uçtan diğerine gözlemlediğinde ülke topraklarının bomboş olduğunu, bir ağaçlandırma dahi yapılmadığını görecektir. 
Ülke adeta beyaz bir sayfa gibi! O nedenle 12 Bölge Büyükşehir yereye kurulacak diye kimse endişelenmesin!
Daha fazlası bile kurulabilir!

***

Gün gelecek, bir irade ortaya çıkacak, halk ağırlığını ülkenin her karış toprağının ekonomiye ve sosyal yaşama kazandırılmasından yana tavrını koyacaktır.

Böylece Türkiye’nin her bir metrekaresi, coğrafi özelliklerine göre ekonomiye kazandırılacaktır. Uçsuz bucaksız topraklar sonunda imar edilecek, işlenecek, yeşillenecek, uca ve bucağa kavuşacaktır.

Bu da ancak yeni Türkiye’yi gelecek zamanlara taşıyacak yeni 12 Bölge Büyükşehir projesi ile mümkün olabilecektir.

Köhne alışkanlıkların yuvası eski kentlerde yaşam devam ederken, her Bölge Büyükşehrinin azami büyüklüğü 750 bin konut, 250 bin kamu ve özel sektör iş yeri olacaktır.

Bölge Büyükşehirlerinin azami büyüme marjları yasayla belirlenecek ama bir anda 750 bin konutun 250 bin iş yerinin inşasına başlanmayacaktır. Halkın serbest seçimi, yeni kentlere doğru yöneldikçe baştan belirlenen büyüklüğe ulaşıncaya kadar yapılar talebe göre inşa edilecektir. Azami rakamlara ulaştığında ise duracaktır.

Yeni kentlerin planlaması geleceğin teknolojileri, ekonomileri, üretim ve hizmet sektörleri, dinlenme, spor ve eğlenme… ihtiyaçları dikkate alınarak planlanacaktır.

12 kentte yapı faaliyetlerine aynı anda başlanmayacağına göre öngörülemeyen durumlar karşısında planlarda ve projelerde revizyon yapılabilecektir. Kentler ne kadar iddialı olursa olsun, bitinceye kadar revizyona açık olacaktır.

12 Bölge Büyükşehirin tasarımları birbirinden farklı olabilecektir. Farklılıkları öncelikle coğrafi özellikler, iklim, halkın talepleri, dünyanın geleceği ve Türkiye’nin vizyonu, kent profesyonellerinin önerileri… belirleyecektir. 12 şehir bittiğinde 9 milyon konut, 3 milyon da kamu ve özel iş yeri yapılmış olacaktır.

Şu an yenilenmesi gereken konut ve iş yeri sayısı yaklaşık 15 milyon olduğuna göre 12 milyon yeni konut ve işyeri, yeni 12 Bölge Büyükşehirde yapıldığında, Türkiye’nin dünya standartlarının üzerinde yeni 12 kenti olacaktır.
Bu yaklaşık 80 milyon nüfusun yarısının bu kentlerde yaşayacağı anlamına gelecektir…

İsteyen gammazcılık, isteyen de felaket çığırtkanlığı yapsın!
Ama birileri de popüler gündemin dışında durarak bu tür konular üzerinde düşünsün, fikir üretsin!  

Fena mı olur?!