88 yıl öncesinin İzmir’i…
Takvimler, 22 Haziran 1934’ü gösteriyor…
Dönemin İran Şahı Pehlevi…
Türkiye’yi ziyaret ediyor…
O günlerin…
Dünya ölçeğindeki önemli konuğuna…
Bizzat Atatürk eşlik ediyor…
Şah, geceyi İzmir’de geçirecek…
Demişler ki, Pehlevi’ye…
“İzmir müstesna bir kenttir… Yaz gecelerinde yıldızlar, bu şehrin insanlarının üstünde yorgandan farksızdır…”
Nitekim…
Protokol gereği, İzmir’in önemli konuğuna…
Eski Naim Palas’tan…
Yıllar sonra Atatürk Evi’ne dönüştürülen konak…
(Bugün Birinci Kordon’daki Atatürk Müzesi…)
Tahsis edilir…
Atatürk, İzmir’deki konutunu ağır konuğu için hazırlatmıştır ama…
O sırada İzmir’in Valisi Kazım Dirik’e sorar…
“Biz nerede konaklayacağız Vali Bey?”
Bu kadim kente 10 yıl hizmet eden Vali Dirik…
Cumhurbaşkanının sözünü ikiletmez:
“Müsaade buyurursanız, Vali Konağı şu andan itibaren emrinizdedir!”
İşte, Atatürk’ü iki gece ağırlayan…
Neredeyse…
130 yıldır dimdik ayakta duran…
İzmir’in ünlü “Vali Konağı” çok yakında yepyeni yüzüyle…
İzmir’in yine nazar boncuğu olmaya hazırlanıyor…
Ne zaman?
Bu yazının sonunda…
İyisi mi, biz yine yıllar öncesine dönelim…
***
Vali Konağı ifadesi, aslında kentin…
Valilik makamı olarak bilinir…
İzmir, her zamanki gibi farklıdır…
İzmir’e hizmet eden valiler, neredeyse bir asırdır…
Mithatpaşa Caddesi’ndeki…
Denize nazır, iki katlı şahane binayı “konut” olarak kullandılar…
Taaa ki…
Önceki Valimiz Erol Ayyıldız ve ailesi…
Vali Konağı’nı boşalttığı güne kadar…
(İzmir’den ayrılmadan altı ay öncesi… 2020’nin ilk günleri…)
Önce…
O güzelim konak…
Valilik ile Katip Çelebi Üniversitesi arasında bi’gidip/geliyor…
İddia odur ki…
Bu muhteşem Vali Konağı ile…
Katip Çelebi’nin rektörlük yaptığı Ege Ordu Komutanı lojmanı…
Aslanlar gibi takas ediliyor…
Aslında…
Hayli ilginç bir “al gülüm, ver gülüm” olayı bu!
Neyse bu gel / git’ler arasında…
Tarihi bina, doğal olarak zarar görmüş…
O gündür, bugündür…
O mimari şaheser…
Kaderiyle baş başa kalmış…
Bir yapı…
İçinde insan yaşamazsa bir “çiçek” gibi solar…
O güzelim binanın başına da böyle bir kadersizlik gelmiş…
Evin cephesindeki demir parmaklıklardan…
Bahçeye çöp atanlar bile olmuş…
Allah’tan…
İzmir Valisi Sayın Selim Köşger duruma el koymuş…
Vali Bey…
Gerisini şöyle anlattı:
“Burası, benden önceki Valimiz Erol Bey, ayrılmadan yaklaşık 6 ay önce boşaltılmış… İki senedir boş duruyor… Şimdi restore ettirmek için ihaleye çıkıyoruz… Burası İzmir’in en kıymetli yapılarından biri… Takdir edersiniz ki, tarihi bir konutu restore etmek, mali açıdan da kolay değil… Restorasyon işlemi tamamlandıktan sonra nasıl değerlendireceğimize henüz karar vermiş değilim… Ortaya çıksın, bakacağız ve karar vereceğiz… Ancak orasının bir konut şeklinde restore edileceğini özellikle belirtmek isterim… Kesinlikle eskisinden daha güzel olacak…”
Sona geldik…
İzmir, bir “değeri”ne, bozulmadan yeniden kavuşuyor…
Restorasyon ne kadar zamanda biter?
Orası şimdilik meçhul…
Ancak…
Gönül şunu istiyor:
İzmir’in 130 yıllık Vali Konağı…
Yine bu kentin valilerine ve ailelerine…
Sımsıcak bir yuva olmaya devam etsin…
Bu kadar alımlı, çalımlı…
İnsanın içini açan Vali Evi…
Başka hangi kentimize nasip olmuş ki?
Öyle değil mi?
***
Bitiriyoruz…
İzmir Vali Konağı’yla ilgili minik ama az bilinen bir anıyla…
Yıl, 1922…
Kurtuluş Savaşı sona erince…
İzmirli İsmet Paşa’nın eşi Mevhibe İnönü…
Bir süre için Göztepe’deki Vali Konağı’na yerleşiyor…
Cumhuriyet’in ilanından sonra…
21 Ocak 1924’te…
Oğlu Ömer’i bu konakta dünyaya getiriyor…
Ne anılar, ne anılar…
Bakalım…
İzmir’in naif Vali Konağı, ne zaman eski günlerine kavuşacak?
Nokta…
Sonsöz: “Her şey, neye layıksa ona dönüşür.. / Hz. Mevlana…”