GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
5 Kasım 2009 Perşembe

Depremin merkez üssü!

CHP Lideri Deniz Baykal’’ın İzmir’’e gelmeden önce gerçekleştirdiği Konak operasyonu kafaları allak bullak etti. Tüm taşları yerinden oynatmaya yetti.’¶ Şimdi herkes, tüm ekip ve de ekipçikler bu operasyona bir anlam yüklemeye çalışıyor.
Ancak merak edilen asıl soru depremin merkez üssü. Konak’’ın İzmir ve de mevcut il başkanı için taşıdığı anlam, Ankara’’dan basılan düğmenin hangi ilçeyi, hangi ekibi sarstığı, taşların yeni dönemde nerede nasıl şekilleneceği’…
Önemli bir grup köşesinden olacakları izleyip duruma göre hareket etmeye çalışsa da yapılan yorumlara baktığımızda ağırlıklı görüşün operasyonun hedefindeki ismin İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu olduğu görülüyor.  
Ve de Nalbantoğlu’’nun ’‘ortada duruşunun’’ yani ’‘Sav’’dan vazgeçememenin’’ faturasını ödediğini düşünenlerin sayısı epey fazla. Görevden alma emrinin MYK’’ya doğrudan Baykal tarafından verilmiş olması, ilçe kongrelerinin başlamasına ramak kala, İzmir’’deki yapılanma hesaplarını da alt üst etti.  
Ancak, operasyona ilişkin İzmir’’e düşen ilk bilgilerde de önemli ölçüde sapma olduğu da ortaya çıktı bu arada. Yani Konak operasyonunun perde arkasındaki ismin Kemal Karataş olduğu hatta ona çok yakın olduğu bilinen Muhsin Kara’’nın geçici yönetim kurulu başkanı olarak atanacağı iddiası ’‘fos’’ yani ’‘boş’’ çıktı.
Yani Baykal’’ın eski göz ağrısı Karataş’’ın sözüyle değil yeni göz ağrısı MYK Üyesi Mehmet Ali Susam ve İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’’ın yönlendirmesiyle İzmir’’e müdahale ettiği, yeni yönetimi de bu iki ismin şekillendireceği’…
Ama hala kafalarda Karataş’’ın da özellikle Susam üzerinden yeni süreçte rol oynama ihtimaline ilişkin soru işaretleri var.
Bu kanıya bu kadar net nasıl vardığıma gelince; Çünkü CHP Lideri’’nin yeni Konak için hem Susam’’a hem de Ayhan’’a özel bir olarak yetki verdiği konuşuluyor. Örgüt tecrübesi olan Ayhan ile MYK Üyesi Susam’’ın Baykal tarafından birlikte çalışma konusunda görevlendirildiği önemli kaynaklarca teyit edilen bir bilgi.
 
Peki neden Susam, Nalbantoğlu’’nun en yakın arkadaşı, 30 yıllık siyasi dostu Konak İlçe Başkanı’’nı hedef seçti? İkili arasına giren kara kedi neydi? İlişkiler nasıl bu kadar gerildi?
En önemli neden Nalbantoğlu’’nun Buca ataması’… Geçtiğimiz günlerde Nalbantoğlu tarafından Karşıyaka ile birlikte operasyon yapılan Buca sürecinin hiçbir yerinde Susam’’ın olmaması, haberdar edilmemesi kavganın birinci ve de görünen nedeni.
İkinci bölge vekili olmasına karşın Bucalı Susam olarak tanınan MYK üyesi, bu duruma çok alındı. Ve Nalbantoğlu’’nun atadığı yönetimin iki gün sonra MYK tarafından görevden alınmasında etkin bir rol oynadı. Ancak Susam burada kendisine haber verilmemesini değil Genel Sekreter Sav ekibinin ağırlığını gerekçe göstermiş, Nalbantoğlu’’nu belirli bir ekibe hizmet etmekle itham etmişti.
Tabi ki basın yoluyla değil. Yeni Buca’’nın şekillenmesinde rol oynayan Susam, Buca atamasından sonra Baykal’’ın kongre sürecinde güç verdiği isimlerden biri olarak karşımıza çıktı. Ve de Konak’’ın görevden alınmasında da iki önemli faktör rol oynuyordu.
Nalbantoğlu’’nun yakını olmasına karşın Konak yönetimindeki Sav ekibinin ağırlığı bu ilçedeki üyeliklerin Sav cephesine göre şekillenmesini sağlıyordu.
Bu konuda canı yanan üyeler Susam’’ı telefon ve faks yağmuruna tuttu. Yani Konak, eskiden olduğu Sav ekibine doğru kayıyordu. Öte yandan Sav ekibine karşı açıktan savaşı göze alamayan ya da almayan Nalbantoğlu da meseleye buradan bakanlarca Genel Sekreter’’e hizmet ediyordu. Baykal bu konuda ikna edildi ve düğmeye basıldı. Nalbantoğlu’’na çok ama çok önemli bir mesaj verildi.
***
Milletvekili olmasıyla birlikte Sav ekibiyle birlikte hareket eden ancak MYK’’ya girdikten sonra başta PM Üyesi A. Rezzak Erten’’le yaşadığı sorunlar olmak üzere geçen yıl tamamen bu ekiple yolları ayırıp Baykal’’la ilişkilerini geliştiren Susam, kongre süreciyle birlikte Baykal’’ın İzmir’’deki en önemli gücü olmayı başarmış görünüyor.
 
Ve gelinen noktada Konak depremi İzmir’’in 30 ilçesinde aynı şiddette hissedildi. Sarsıntı örgütün tüm yapı taşlarını yerinden oynattığı için bu kritik kararın olası sonuçlarını doğru analiz etmek gerekiyor’…
 
*Baykal’’ın ’‘Sav ekibini tasfiye et’’ emrini ’‘göreceli’’ olarak yerine getiren ve şimdiye kadar bu ekiple mesafeli bir ilişki kuran İl Başkanı Nalbantoğlu, Baykal’’ın hışmından sonra Sav ekibine daha yakın durabilir mesela.
Yani Nalbantoğlu süreç içinde Sav’’ın il başkan adayı olabilir. Çünkü bu ekiple açıktan savaşmamak ya da kimilerine göre bu ekibe ’‘gizli’’ hizmet etmek gibi ithamlarla en yakın ekipdaşını kaybeden Nalbantoğlu, her yönüyle Sav mağduru çünkü.
 
*Ya da Genel Başkan’’a, ’‘Mesajı aldım’’ diyerek kalan süreçte Sav yapısına açıktan savaş açabilir. Bu durumda da ’‘genel başkanın’’ adayı olma şansı hala var.
*Susam’’ın kongre sürecinde öne çıkarılması geçen dönemin potansiyel Büyükşehir adayları ve de mevcut Büyükşehir belediye başkanı Aziz Kocaoğlu’’nu da farklı şekilde kamplaştırabilir. Kaldı ki İzmir’’in 4’–5 ilçesinde hedefinde Büyükşehir adaylığı olan ilçe belediye başkanı var.
Ancak Susam’’ın ilk hedefinin yeniden MYK ya da ’‘genel başkan yardımcılığı’’ olması başkan adaylarını rahatlatırken, vekil adaylarını, MYK ve PM üyesi adaylarını sıkıntıya sokuyor.
Başta PM Üyesi Bülent Baratalı, Bucalı Ahmet Ersin, PM Üyesi A. Rezzak Erten olmak üzere ’‘Susam’’ın gücü’’ ayrıca ilgilendirebilir.
***
İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan’’a gelince; iki dönem il başkanlığı tecrübesi olan Ayhan’’ın Baykal tarafından yetkilendirilmesi dikkate değer bir durum. İzmir’’in özellikle ikinci bölgesinde ayak basmadığı köy bırakmayan Ayhan, soru önergeleriyle de dikkat çekmeye başladı. Tabi ki Baykal’’ın Susam’’la birlikte Ayhan’’ın yetkilendirmesinin en önemli nedeni Selçuk Ayhan’’ın örgüt deneyimi’…
Birinde MYK üyesi apoleti varken, diğeri örgütteki tecrübesi var. Yani ikisi birden iyi bir karışım. Sav ekibiyle başa çıkma konusunda il başkanlığı sırasında da iyi/kötü bir sınav veren Ayhan, kongre sürecinden yara almadan çıkarsa hem Ankara yolunu yeniden tutma hem de stratejik görevler alma konusunda şanslı olacaktır.
Baykal’’ın kılıcını taşıması muhtemel bu ikiliye dair tek kaygım var. O da savaşın ardından tepedeki suların durulması, eskiye dönülmesi’…
Yani Genel Sekreteri ile olan dansı istediği kıvama getiren Baykal’’ın, kongreler sonrası Sav’’la yeniden kol kola girme ihtimali’… CHP’’yi izleyenler bu ihtimalin çok da uzak olmadığını bilir. Hatta bu filmi birkaç kez izlemişlerdir de. İşte o zaman Susam ve Ayhan’’ın kaderi Sav’’ın eline geçebilir.
Tıpkı Karataş’’ın zoraki il başkanı yapılıp, sonrasında başkan adaylığından düşürülmesinde olduğu gibi’… Umarım anlatabilmişimdir’…