Siyaset’te pek az yaşanır bir olaydır...
“Efsane” yakıştırmasına layık politikacılara...
Hep iki “koltuk” layık görülür...
Ya, mevcut partisinin Genel Başkanlığı...
Ya da...
Cumhurbaşkanlığı makamı...
Ancak...
O rüyanın gerçekleşebilmesi için “muazzam” bir plana...
Filmlerdeki gibi “olağanüstü cesaret”e ve...
Hepsinden önemlisi zavallı “Sezar” benzeri...
Hazin bir son yaşamamak için...
“Brütüs” gibi arkadan “hançerleme” ustalarının tuzağına...
Düşmemek gerekiyor...
Çünkü...
Entrika...
İnsanoğlu ile yaşıt...
***
“Hayalle yaşamak güzeldir...”
Siz, hiç “cumhurbaşkanı adayı” önerisini...
Elinizin tersiyle iter misiniz?
Peki...
Var mı böyle “gizemli” projeler?
Olmaz olur mu?
“Millet İttifakı”nın masası sizce neden...
“Sallan yuvarlan!” oldu?
“Altılı Masa”nın, Cumhurbaşkanlığı için kalbinde sakladığı iki isim...
İstanbul’un Reisi Ekrem İmamoğlu ile...
Ankara’nın kaptanı Mansur Yavaş...
Ortalığı düzeltmek için “Biz hazırız!” demediler mi?
***
Kılıçdaroğlu veda ettikten sonra...
Özgür Özel...
İki “büyük” başkanın adını saklamadan şu “naif” örneği seslendirmedi mi?
“Şu anda takımda iki forvet var... Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu... Maçın son dakikasında bir penaltı kazanıldığında teknik direktör, (Bırakın ben atacağım!) demez... En formda oyuncusuna attırır... Günü geldiğinde de arkadaşlarımızdan biri cumhurbaşkanı adayı olacak...”
Bu samimi açıklamanın sonunda n’oldu?
Mansur Yavaş...
Olası cumhurbaşkanlığı adaylığında...
Adı açık biçimde telaffuz edildiği için Özgür Özel’e teşekkür etti...
Hatta...
Gurur veren cümleler de seslendirdi:
“Genel başkanımız bizi onurlandırdı... (İki forvetim var) derken beni de saydı... Ben Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’yım... Somut bir cumhurbaşkanlığı süreci ortaya çıkana kadar bu konuyu ağzıma almayacağım... Somut bir süreç çıktığında partinin ve genel başkanın takdiri neyse onu yapacağız...”
***
İlginçtir ki...
Ekrem İmamoğlu’dan gelen “seda”nın ise üstü kapalıydı:
“Benim konuştuğum tek mesele İstanbul... Önümüzdeki beş yıl çok iyi olacak İstanbul adına... Bunu yaşamak ve yaşatmak istiyorum... 2028’a dört yıl var, bugünden onu konuşmak benim adıma hadsizlik olur...”
***
Neden böyle dedi; İstanbul’un Reisi?
Çünkü...
İmamoğlu...
Kalbinden geçen samimi arzuların ışığında...
Başarılı bir şekilde hissettiriyor ki...
“CHP Genel Başkanlığı” unvanını istemiyor...
Bunun yerine...
Galiba...
Şunu anlatmaya çalışıyor “kalbinin sesi” ile sevenlerine:
“Bütün siyasi kesimlerin desteği ile...
Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazırım!”
***
Ni’tekim...
Kulislerdeki fısıltılardan bu “sonucu” çıkarmak...
Hiç de zor değil...
Kaldı ki...
Ekrem İmamoğlu’nun...
CHP Genel Başkanlığı’nı istemediği net bi’şekilde belli oluyor...
Görüntü ise...
Tartışmasız...
Cumhurbaşkanı adaylığı için hazır olduğunu işaret ediyor...
***
Bitiriyoruz...
Peki...
Yakın gelecekte neler olacak, neler yaşayacağız?
Ömrünün 50 yılını “CHP”ye vermiş…
100 yaşını geride bırakmaya hazırlanan CHP’de...
Neredeyse hemen her “1 Numaralı” koltukta görev yapmış…
Değerli büyüğüm Bülent Baratalı’ya...
“CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı kim olur?” diye sordum...
Politika ustasının ilginç yorumu şöyle:
“Cumhurbaşkanlığı adaylığını, (İstemem, teşekkürler!) diyenine hiç rastladınız mı? Yakın siyasi tarihimizde parti başkanlığı ve başbakanlığı bile bırakıp cumhurbaşkanlığına koşan üç siyasetçiyi; Sayın Turgut Özal, Sayın Süleyman Demirel ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı unutmayalım... Üstelik (cumhurbaşkanı koltuğu) o tarihlerde Parlamenter Sistem’in bir parçasıydı ve Cumhurbaşkanlığı (temsili) bir makamdı... Oysa bugünkü durumda (Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) Cumhurbaşkanlığı makamı (Devlet) demek... Devlet, tüm sistemleri (yasama, yürütme, yargı) kontrol ediyor... Böyle güçlü bir makamı kim istemez?
CHP’ye gelince...
Cumhurbaşkanı adayını belirleme yetkisi Parti Meclisi’ne ait...
Sonuç olarak...
60 kişiden oluşan parti meclisinde çoğunluğu sağlayan Cumhurbaşkanı adayı oluyor...
Bence...
Sayın Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adaylığı ateşini yaktılar; ekiplerini hazırladılar hatta ofislerini bile kurdular... Ankara rüzgarının taşıdığı bilgilere bakılırsa; ulusal ve uluslararası firmalarla anlaştılar... Komut belli; “Makineler tam yol ileri...” Ancak bu çalışmalar parti içinde sıkıntı yaratmamalı... Çözüm ise, cumhurbaşkanı adayının üyeler tarafından seçilmesidir... Bir milyonu aşkın CHP üyesi sandığa giderek cumhurbaşkanı adayını belirlerse bu sonuca kimse itiraz edemez...
Zaten...
Doğrusu da budur...”
Nokta...
Hamiş: “Parlamenter sisteme geri dönüş tartışmaları bir daha açılmamak üzere yine milletimiz tarafından kapatılmıştır...” / Cumhurbaşkanı Erdoğan – 16 Nisan 2024”
Sonsöz: “En fakir adam bir kuruşu olmayan değil, bir hayali olmayandır... / Anonim...”