Resmi olmayan kesin sonuçlara göre CHP listeleri artık belli. Listenin genel karakteristiğine bakıldığında, Kılıçdaroğlu’nun, parti içi iktidarını perçinlemek, 12 Haziran sonrası parlamento grubuna hâkim olmak gibi kaygılarla hareket ettiği söylenebilir. Kendisini o makama taşıyan Önder Sav başta olmak üzere Baykal’ın yakın çalışma arkadaşlarını da tıraşlayarak, CHP’de parti içi hizipçiliği bitirdiği savunuluyor Kılıçdaroğlu’nun…
Ama pratikte durum biraz faklı… Sav ve Baykal ekibini tasfiye eden Kılıçdaroğlu’nun kendi ekibini yazdığı artık su götürmez bir gerçek. Bunu yaparken de örgütün hatta kamuoyunun taleplerine çok da kulak asmadığı net. CHP listelerindeki bir diğer karakteristik özellik ise oportünist/popülist bir yaklaşımın ürünü olması… İzmir listelerini kast etmiyorum, çünkü İzmir’i altta ayrıca değerlendireceğim. Ama ülke genelinde ‘daha çok partili, emektar’ yerine, ‘daha çok oy getirecek’ isimler tercih edilmiş durumda. BDP ile gizli ittifak iddiası da cabası…
İzmir neden farklı?
Evet. İzmir’de de ülke genelindeki tasfiye mantığı güdülmüş görünüyor. Sav ve Baykal ekibi tasfiye edilmiş, örgütün hatta ilçe belediye başkanlarının talepleri görmezden gelinmiş.
Ama İzmir’de ‘daha fazla oy kaygısı’ güdülmemiş sanki. Öncelikle Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu dışında (Balçova Belediye Başkanı Çalkaya hariç) neredeyse hiçbir belediye başkanının desteklediği aday listelerde yok. Dahası listelerin seçilebilecek sıralamasında yok.
Demek ki bu seçimde sadece Kocaoğlu ve Çalkaya çalışacak.
İl Başkanı Tacettin Bayır’ın eniştesi alınmamış, ilçe örgütlerinin çoğunun dediği olmamış. Yani örgütün sesine kulak verilmemiş. İzmir biraz çantada keklik görüldüğünden olsa gerek, bu kent için çok önemli olan seçim bölgesi ilkesi bile hiçe sayılmış, ihlal edilmiş. Alsancak seçmeni Alaattin Yüksel, Balçova İlçe Başkanı Mustafa Moroğlu, Bucalı Mehmet Ali Susam, Bucalı/Alsancaklı Levent Piriştina ikinci bölgeye, Çamdibili Atilla Sertel birinci bölgede…
Susam neyse… Kendisi esnaf teşkilatı ve geçen dönemin tecrübesiyle ikinci bölgeye alıştı. Ama Susam’dan verim almak isteniyorsa Buca’ya yani birinci bölgeye konulmalıydı.
Listelerin seçilebilecek sıralamasında yer alan 6-7 ismin kentle, kent siyasetiyle bağı ya hiç yok ya da oldukça zayıf. Yargıç Ali Rıza Türmen’in nerede oturduğunu bilmesem de, Güldal Mumcu, Mustafa Balbay, Oğuz Oyan, Rahmi Aşkın Türeli, Birgül Ayman Güler, Aytun Çıray gibi isimler İzmir’de oturmuyor. Hepsi ayrı ayrı önemli ve ağır isimler.
Balbay mesleğe İzmir’de başladı, tartışılmaz bir değer. Prof. Birgül hanım, Güldal Mumcu üzerinde tartışma bile yapılmayacak simalar belki… Aytun Çıray’ın merkez sağdan getirecekleri, (Sağcı/solcu ayırmam) diyen Kılıçdaroğlu’nun söylemiyle örtüşmesi de ayrı bir konu. Lakin pratikte İzmir halkının dokunabildiği, derdini rahatlıkla paylaşabildiği simalar değil bu isimlerin büyük bölümü…
Listelerin Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel’in ‘liste başı olma hırsı ve inadı’ yüzünden bu hale geldiğini savunuyor bir grup. Özellikle bölgesel dengelerin gözetilmemesini böyle anlatıyorlar. PM Üyelerinin oylama saatine kadar listeleri görmediği de su götürmez bir gerçek. Hani deniyor ya… Son şekli PM verir listeye’ diye. Evet, son şekli PM veriyor. Kabul edenler/etmeyenler… Edilmiştir. İşte böyle verdi son şeklini PM milletvekili listelerine… Diyorlar ki, bu liste isyan çıkarır. Ne çıkarır bilmiyorum. Ama İzmir’i heyecanlandırmadığı aksine kızdırdığı kesin. 270 aday adayının olduğu bir kentte reaksiyon da normaldir aslına bakarsanız. Ama reaksiyonun dozu bu kez biraz yüksek olabilir.
*
Listelerde yer alamayanları belki sonra değerlendiririz. Ama alanlara baktığımızda, ‘Ben olsaydım farklı yapardım, daha iyi olurdu’ diyor insan. Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Cemiyet Başkanı Atilla Sertel’in 10. sıradan konulması tek kelimeyle ayıp. Görevi başında vefat eden Piriştina’nın oğlu Levent de 10. sıradan daha iyisine layıktı.
Adı Alevi yapının adayına çıkan BİLSES Vakfı Başkanı Erdal Aksünger’in yeri iyi…
Listenin en tecrübeli 70’lik emekli hakim, AİHM yargıcı Rıza Türmen…
Güldal Mumcu’yu yukarıda özetledik.
Prof. Hülya Güven’e gelince… Eşrefpaşa hastanesinde devrim yapan, PM üyesi olarak görev yaptığı son dönemde, hükümetin sağlık politikaları hakkında hazırladığı raporlar verdiği demeçlerle dikkat çeken Güven, Kılıçdaroğlu’nun sağlık politikalarında da önemli bir misyon üstleniyor.
Musa Çam, DİSK’in adayı… Süleyman Çelebi ile birlikte 10 Aralık hareketinde anti Baykalcı çizgide siyaset yapan Çam, DİSK’in eski genel sekreteri… İzmir solunda sevilen bir sima…
Alaattin Yüksel’i anlatmaya gerek yok. Listede Moroğlu ile birlikte CHP örgütünün belki de birkaç adayından biri. Yanlış bölgede olması da mühim değil. Eski İl Başkanı, Genel Başkan Yardımcısı Yüksel, her ne kadar son süreçte kötü bir sınav da vermiş olsa, en az eleştirilecek, bulunduğu noktayı en çok hak eden isimlerden biri olarak dikkat çekiyor.
Ve Mehmet Ali Susam… Her türlü saldırıya rağmen yerini koruması bile başarıydı. PM Üyesi Susam da hem esnaf teşkilatının desteği hem son dönem örgüt tecrübesiyle CHP listelerinin sürükleyici simalarından… İzmir’de sevilen bir sima…
DPT Uzmanı Rahmi Aşkın Türeli, İzmir’le fiili bağı, işi gereği az olsa da örgütün yakından tanıdığı bir isim. Ankara’daki İzmirliler Derneği Başkanı ve DPT uzmanı Türeli, Küçük Menderes Havzası’nın adayı… Türeli’yi farklı kılan nokta, eski genel başkan, eski genel sekreter ve yeni genel başkanın üzerinde mutabık kaldığı bir isim olması… Geçen dönem 8. sıradan aday yapılan Türeli bu kez TBMM’yi garantilemiş görünüyor. Aydın Özcan Rumeli platformunun CHP’ye sunduğu isimlerden… Önceki dönem 11. sıradaydı. Bu kez seçilme ihtimali olan psikolojik eşikte. Yani 7. sırada…
Aytun Çıray’ın Küçük Menderes’ten getireceği kadar götüreceği oyların da olacağı iddia ediliyor. Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı ve DP Genel Başkan Yardımcılığı, Başbakan Müşavirliği gibi etkin görevlerde bulunan Çıray’ın uzun yıllar ANAP/DYP çizgisinde CHP’ye karşı aktif siyaset yapması, parti örgütünde farklı yankı uyandırıyor. Ancak Çıray’ın özellikle merkez sağdan oy getirebileceği kaydediliyor.
CHP İzmir listesini öpüp başına koyanlar da var. Bu listede örgüt yok diye kazan kaldıranlar da… AK Parti’de teslimiyet anlayışı hakim olabilir. Parti büyüklerinin dediği gibi ‘hesaplaşma değil helalleşme mantığı’ da olabilir. Ancak demokrat kimlikli CHP’de hesaplaşma beklentisi yüksek. Şimdi değilse de 12 Haziran sonrasında… Pek çok kurultay delegesi küskün ve de kızgın… Olağanüstü kurultay için imza vermeye dünden razı… Parti içi dengelerde yapılan operasyon ve tasfiyeler, araları açık olan Sav-Baykal yapılarını yakınlaştırıyor. İki eski tüfeğin ittifakından ne mi çıkar?
Belki de hiçbir şey… Ya da devrik bir genel başkan…
Not: AK Parti kulislerinden sızanlar ciddi. CHP’yi aratmayacak bir tasfiye sözkonusu… Mevcut vekillerin hiç olmadığı söyleniyor. Ve listelerde çok flaş yerli isimlerin olduğu…