GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
18 Ağustos 2020 Salı

CHP bi’daha böyle bir ‘dava adamı’ görür mü?

Yıldız Tarihi; 1950’lilerin ortaları…

Sağlam 65 yıl önce, yani…

Şu sıralarda…

132’inci yaşını kutlayan İzmir Atatürk Lisesi’nin bahçesi…

Kuytu bir köşede…

İki delikanlı, birbirini ikna etmeye çalışıyor…

Gençlerden biri, Bergamalı Sedat

Diğeri, adı gibi Alev; o da Ödemiş’ten…

Sedat, 9 yaşında anacığını kaybetmiş…

Babası Bergama Belediyesi Başkatibi; orta dereceli memur yani…

Alev de anasız büyümüş iki yaşından sonra…

Babası hem terzi hem çiftçi…

Sedat, okumak istiyor sonuna kadar ama Bergama’da lise yok!

Hayalinde ise doktorluk var…

Ama, önce…

Devlet parasız yatılı sınavına girip kazanması gerekiyor…

Başka çaresi yok…

Giriyor sınava ve kazanıyor…

O sırada lise eğitimi dört yıl…

Sedat, müthiş bir öğrenci…

Dersleri şahane, arkadaşlığı ise efsane…

Öğretmenleri dahil, herkesin parmakla gösterdiği bir delikanlı…

Tam o günlerde…

Öğrenci Başkanlığı seçimi gelip, çatıyor…

Başkanlar genellikle dördüncü sınıftan ve…

İzmir’de yaşayan popüler gündüzcü öğrencilerden belirleniyor…

Kural değil ama, temayül böyle...

Herkesin sevgilisi Sedat, dördüncü sınıfta…

O sıralarda, iktidarda Demokrat Parti var…

Memleket’te demokrasi rüzgarları esiyor…

Sedat, diyor ki; bi’sınıf alttaki Alev’e…

“Adaylığını ilan et öğrenci başkanlığı için, kazanacaksın…”

Nitekim…

Bergamalı Sedat, bir maestro gibi…

Koca okulu başarıyla örgütlüyor…

Sonunda Lise 3 öğrencisi Ödemişli Alev…

İzmir’in tarihi Atatürk Lisesi’ne Öğrenci Başkanı seçiliyor…

Ve…

O gün, İzmir’de yolu hep CHP’ye çıkan bir dava arkadaşlığı filizleniyor…

***

Atatürk Lisesi’ndeki o devrimci-örgütçü genç Sedat…

Ömrü boyunca…

Asırlık CHP’de davaya inanmış cesur bir imza…

Sönmeyen örgütçü bir meşale oldu…

İstanbul’da Tıp Fakültesi’ne kazandı…

İyi de; para yok, pul yok…

Üstelik, babasını da kaybetmiş; acısı büyük…

N’apsın delikanlı Sedat?

Kafasını çalıştırıyor; Sağlık Bakanlığı’nın açtığı…

Mcburi hizmete dayalı sınava giriyor…

Kazanıyor; Sağlık Bakanlığı’nın bursuyla okuyor…

Ve…

Bergamalı Sedat, bu vesile sayesinde…

Cumhuriyet’in…

Hem lisede hem üniversitede kendisine nasıl sahip çıktığını…

Ömrü boyunca unutmuyor…

Ve daime…

Atatürk Cumhuriyeti’nin yanında yer alıyor…

***

İşte o Bergamalı genç, doktor çıktı…

Yeminini etti, psikiyatri uzmanı oldu…

Kendisini okutan Cumhuriyet’e hayatını adadı…

Altıok’u, bir an olsun aklından çıkarmadı…

60’ların başında…

“7 Tepeli Şehir”de üniversite gençliğini örgütlerken…

CHP’nin İstanbul Gençlik Kolları başkanlığını da yaptı…

Daha sonraki yıllarda…

Gün geldi; onca siyasi fırtınanın göbeğinde…

İzmir Tabip Odası Başkanlığı’nı onurla üstlendi…

İkna kabiliyeti yüksek…

Hatip özelliği asla unutulmayan bir siyasetçiydi…

CHP dediniz mi, O’nun için akan sular dururdu…

Sanki…

Siyaset yapmak için yaratılmıştı…

Politaka’nın “karınca ezmez” Sedat Başkanı’ydı…

Herkese sevgiyle elini uzattı…

Daima saygı gördü…

***

Siyaset’e gönül veren gençlere “ders gibi” bir örnek…

1977 Aralık Yerel Seçimleri’na az kala…

Doktor Sedat…

Ecevit’in önderliğindeki CHP’nin İzmir İl Başkanı’dır…

Karaoğlan’ın gönlünde taht kurduğunu ise…

Uçan kuşlar bile bilir…

O kuşlar ayrıca bi’de şunu bilir…

CHP’nin çatısı…

O günlerde İzmir Belediye Başkanı İhsan Alyanak‘ın…

Kimi zaman “ön görülemeyen” sert çıkışlarını…

İtfaiye araçlarıyla gazete bastığı iddialarını…

Hiç hoş karşılamıyordu…

Bülent Ecevit, zamanı geldi eteğindeki taşı döktü…

Sonuna kadar güvendiği il başkanına…

“Bırak koltuğu, seni kontenjandan İzmir Belediye Başkan adayı yapalım…”

Doktor Sedat ilkeli bir politikacıydı; bir an bile düşünmedi…

Liderine, son derece nazik bir şekilde…

Benzerine az rastlanan şu cevabı verdi:

“Efendim, diğer adaylarla birlikte ön seçime girip, kazanmak istiyorum!”

Tercümesi şu:

Doktor Sedat, bileğinin hakkıyla İzmir’in patronu olmak istemişti…

Karaoğlan, üstelemedi…

Çünkü, şunu iyi biliyordu…

Bu her politikacının izleyeceği bir yol değildi…

Kendisine altın tepsi içinde sunulan İzmir Belediye Başkan adaylığını…

“Hayır istemiyorum, ben ön seçime gireceğim” diyerek…

Kenara itebilecek politikacı kolay kolay bulunamazdı…

Böylesi bir “dimdik tavır”

Ancak kendisine güvenen ve…

İlkelerine son derece bağlı kişiler tarafından gösterilebilirdi…

***

Sarsıcı bir örnek daha…

80 Darbesi sonrasıydı…

CHP kapatılmıştı...

Siyaset’en “sol cephe”den sadece…

İzmir eski valilerinden Necdet Calp’in kurmaya karar verdiği…

“Halkçı Parti”ye izin vardı…

Necdet Calp, İzmir’de görev yaparken…

Doktor Sedat’ı tanımış ve üstün özelliklerine hayran kalmıştı…

Eski Vali, İzmirli dostunu Ankara’ya çağırdı…

Ve şöyle dedi:

“1983 seçimlerinde seni İzmir’de liste başı yazıp, milletvekili adayı yapmak istiyorum…”

Başkası olsa şaşırır di’mi?

Ama Doktor Sedat şaşırmadı…

Sustu, dinlemeye devam etti…

Halkçı Parti’nin kurucusu Calp…

Konuğunun gözlerinin içine bakarak devam etti:

“Ben Kenan Evren Paşa ile konuşacağım… Adaylığın sırasında siyasi veto yemeyeceksin… Buna emin ol…”

Hayatını CHP’ye adamış Doktor Sedat…

Kelimelerin üstüne basa basa…

Bir kez daha siyaset tarihine geçecek şu cevabı verdi:

“Ben; darbe yapan, partimizi kapatan, genel başkanımızı tutuklayan ve bizleri siyasi yasaklı hale getiren 12 Eylül generallerinin icazeti ile milletvekili olmayı asla kabul edemem…”

Ve, Doktor Sedat’tan final cümlesi:

“Zaten ben Bülent Ecevit’e söz verdim…”

***

Peki, söz verdiği Ecevit’le bir daha yolları kesişti mi?

Kader bu; evet buluştular…

Bülent Ecevit, eşinin kurduğu DSP’nin başına geçtiğinde…

Doktor Sedat’tan…

Önemli bir dileği oldu…

“DSP’nin İzmir’de teşkilatlanması ve desteklenmesi için sana ihtiyacım var…”

Doktor Sedat, yorulmuştu…

Ecevit’e nazik bir şekilde cevap verdi:

“Ben gereken desteği vereceğim ama aktif görev alamam!”

***

Bitiriyoruz…

Bugün, bu köşede…

Dokuz yaşında yetim kalan…

Siyaset’en hiç bir güce boyun eğmeyen…

Cumhuriyet’in şefkatiyle okuyup adam gibi adam olan…

Vatanına, milletine hem hekim olarak…

Hem de bileği bükülmez bir politikacı olarak iz bırakan…

Ömrünü CHP’ye adamış…

Bir dava adamını…

Gerçek bir Atatürkçü’yü…

Doktor Sedat Akman’ı bugün sonsuzluğa uğurluyoruz…

İzmir, O’nu hiç unutmayacak…

Nokta…

Sonsöz: “Bazı insanlar prensipleri için partilerini değiştirir, bazıları ise partileri için prensiplerini değiştirirler… / Winston Churchill – Britanyalı politikacı, Birleşik Krallık eski Başbakanı…”