GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
12 Temmuz 2024 Cuma

Çeşme’de 550 TL’ye ekmek, İspanyada turiste su tabancası!

Bunu da gördük ya… Barselona’da turist karşıtı eylemlerde su tabancası kullanan eylemcilere belediye de sert tepki göstermiş.

Biz Bodrum, Çeşme ve Ayvalık’ta fırsatçı turizmcilerin yaptığı kötü işleri konuşurken, gerçek turizm esnafı sezonu nasıl bitireceğini düşünüyor. Konserler iptal ediliyor, mekanlar boş kalıyor… Birçok arkadaşım “Bodrum’da bir akşam yemeğine İstanköy’de hafta sonu tatili yaparım” diyerek adanın yolunu tuttu. Şimdi de Bodrum’daki bazı uyanık mekân sahipleri adına bağlı oldukları sivil toplum örgütleri “Kapıda vize uygulaması kalksın” diye bağırıyorlar. Midilli, Sakız, Sisam, İstanköy ve Rodos’ta esnaf halinden memnun olduğu için “kolay vize” zor kalkar.

Kapıda vize de aslında büyük bir işkence. Ama kazık yiyeceğine bu muameleye razı oluyor yurttaşlarımız…

Yabancı turist açısından ise Türkiye’nin derdi yok. Yabancı konukların sayısı hızla artıyor. Sorun yerli turist açısından büyük, ama yabancının umurunda değil.

Yerli turist neden azalıyor? Çünkü Bodrum, Çeşme ve Ayvalık’ta her mekan kendi kafasına göre fiyat belirliyor ve bu fiyatlar sürekli değişiyor. Çeşme’de 550 TL’ye ekmek satılıyor, Bodrum’da 300 TL’ye Türk Kahvesi! Geleneksel “lahmacun” fiyatına hiç girmeyeyim.

Bizimkiler turist peşinde koşarken “Turizm Kirletir” kampanyaları dünyanın birçok yerinde yaygınlaşıyor.

Mesela Avrupa’nın turizm şampiyonu İspanya’da sıkıntı büyük. Dünyada ABD’nin ardından, 85 milyon ile 2023 yılında en çok turistin geldiği ülke olan İspanya, bu yıl 90 milyona yakın turist bekliyor.

Buna karşın Kanarya Adaları ve Balear Adaları ile Endülüs bölgesindeki Cadiz ve Malaga gibi bazı kentlerden sonra Katalonya bölgesinin en büyük şehri Barselona’da da yerel halk, yaşam kalitesinin düştüğü, konut sorunu başta olmak üzere ekonomik sorunlarının büyüdüğü gerekçesiyle turizm sektörüne müdahale talebiyle gösteri düzenlemişti.

Geçen hafta Barselona’da yine turist karşıtı eylemler yaşandı. Bu protestolar, turistlerin kent üzerindeki etkisine dikkat çekmek amacıyla düzenlendi. Göstericiler, kentin turizmden dolayı yaşadığı barınma krizine ve mahallelerin turistlerle dolup taşmasına karşı tepkilerini dile getirdiler. Özellikle, kısa süreli kiralamaların ve turistik apartmanların kaldırılması, uçuşların azaltılması ve kruvaziyer gemilerinin limana yanaşmasının durdurulması gibi talepler öne çıktı.

Barselona’da 100’den fazla sivil toplum kuruluşunun (STK) çağrısıyla kent merkezindeki La Rambla caddesinde gerçekleşen yürüyüşün ardından okunan manifestoda, “Turistik daire kiralama ruhsatlarının ve otel izinlerinin sınırlandırılmasını istiyoruz. Turizmin kitleselleşmesi yerel halkın kent yaşamını olumsuz etkilemekle kalmadı ayrıca konut fiyatlarının inanılmaz şekilde artmasına, geleneksel ticaretin yok olmasına da neden oldu” denilmişti.

Barselona Turizm Gözlemevi adlı kuruluşun verilerine göre, Barselona’ya 2023 yılında 25,9 milyon turistin geldiği ve bunun kent ekonomisine direkt katkısının 12 milyar 750 milyon euro olduğu belirtiliyor.

Bu rakamlara aldırış etmeyen bazı protestocular, turistleri hedef alarak onlara su tabancasıyla su sıktılar geçen hafta… Bu tür eylemler, şehirdeki yerel halkın yaşam koşullarını iyileştirme ve ekonomik modeli çeşitlendirme çağrılarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Avrupa’nın başka kentlerinde de turist karşıtı eylemler oluyor. Bu yaz Atina’da turist karşıtı grafiti ve protestolar yaygınlaştı. Yerel halk, turistlerin şehri aşırı kalabalıklaştırdığı ve geleneksel mahalleleri yok ettiği gerekçesiyle öfkeli. Airbnb gibi kısa dönemli kiralamaların artışı, konut fiyatlarını yükselttiği ve yerel halkın evlerinden çıkmasına neden olduğu için eleştiriliyor?.

Amsterdam’da da turistlere yönelik tepkiler var. Şehir, aşırı turizmin etkilerini hafifletmek için bazı bölgelerde turist gruplarının rehber eşliğinde gezmesini yasakladı ve turist vergilerini artırdı.

Bu kampanyalar genellikle turistlerin aşırı kalabalık oluşturması, yerel halkın yaşam kalitesini düşürmesi ve konut fiyatlarını artırması gibi nedenlerle ortaya çıkıyor. Yerel halk, daha sürdürülebilir ve kontrollü bir turizm modeli talep ediyor. Bu duruma “turizm kirlenmesi” deniyor özetle…

Bakalım nereye gidecek bu işler? Turizm kirlenmesi mevzuuna devam edeceğim.