GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
2 Eylül 2024 Pazartesi

Bütün taşlar yerinden oynadı

Ahlat’ta ortaya çıkan fotoğraf, bütün taşların yerinden oynadığını gösteriyor. Arap-Kürt-Türk bağlamında federasyon fikrini akla düşüren, Türkleri geri plana çekmeyi hedefe koyan kritik mesajlar verildi.

Ve mesajı alan Türkiye Cumhuriyeti tepki vermeye başladı. Türk kimliğine yöneleneleştirel bakışın getirecekleri, geleceğin inşasında belirleyici olacak.

Nitekim, teğmenlerin yemin töreninde ortaya çıkan durum; birincilikle mezun olan üç genç kız ve “Atatürk’ün askerleriyiz!” sloganı, ders gibiydi. Cumhurbaşkanı’nın “güçlü iç cephe”uyarısı hakeza bir endişenin dile gelişidir.

Her şey seksen darbesiyle başladı. Ve kırk yıldır, Atatürk’ün başlattığı Cumhuriyet devrimi aşama aşamasonlandırılıyor.Neo liberal islamcı iktidar, Atatürkçü düşünceyi devletten tasfiye ediyor. Devlet kurumlarının laik yapısıdönüştürülüyor.Demografik yapı göçlerle değiştiriliyor.

Selefi, Vahabi kültürün din niyetine dayatıldığı bu dönemde, yüzyıllık toplumsal mutabakatın bittiğine tanık oluyoruz. İslamcılar ve Kürtler toplumsal mutabakattan çekildiler.Öyle bir yarılma var ki HÜDA PAR,Kemalizm’in“sapıklık olduğunu” söyleyebiliyor.

Yaşanagelen tükeniş döneminde, insanlık durumu hayli irtifa kaybetti; vasatlaşma sonucu insan kalitesi çok aşağılara indi. Satıh veucuz insan öne çıktı.

Beslenme ve barınma hakkı kısıtlanan toplumun durumu artık salt ekonomik krizle açıklanabilir olmanın çokötesinde kötüledi.Giderek ağırlaşan bunalımın yarattığı sosyo-ekonomik koşullar, yoksul halkın psikolojikdengesini de bozdu.

Psikolojisi bozuk insanların gündelik hayatı bildiği gibi yaşadığı koşullarda, suç işlemek olağanlaştı. Devlet kurumlarındaislamcı değişimin yol açtığı otorite boşluğu suç ile ikame ediliyor.

Tüketimin biricik amaç olduğu gösteri toplumunda, üretim ilişkileri artık suç üretiyor, başı bozuk toplumsallığın nereye savrulacağıtam bir muamma.

Ülkeyi yönettiğini zannedenler fena halde yanılıyor.Gel gör ki tepelerde bu gerçekle yüzleşecek kimse yok, akıl çoktan çöktü. Siyaset hiç umut vermiyor.

Bu gibi durumlarda, “dibe vurma” avuntusu öne çıkıyor. Aslında, öyle zıplama ve yükselmeyok.Dipte sürünme,yatay bir süreçtir.Diplerde sürünür durursun.

Acı bilgi; Haydut devlet artık bir vakıa. Sistem çöküyor. Vasatlaşma, bozulma, çürümeyle başlayan tükeniş, hayatın bütün alanlarında çöküşün yolunu açtı.

Ne hazindir, ana muhalefetin yaşanmakta olanlara yaklaşımı, “dostlar alışverişte görsün” kabilinden…Sistemin dengeden çıktığını ve dengeye geri dönmeyeceğinigörmüyor, göremiyor. Orada burada, bağıra çağıra kendince muhalefet yaparak zaman geçiriyor.

Oysa, ülkenin ihtiyacı, yeni çağın şafağında oluşacak yeni toplumsal mutabakattır. Cumhuriyet’i kuran iradenin yeniden harekete geçmesi gerekiyor.

“Yeni Dünya düzeninde Türkiye’nin yeri?” henüz yanıtı verilmemiş bir soru olarak ortada duruyor.

Ve gerçek yürüyor;Bütün taşlar yerinden oynadı, bu alamet kıyamete gidiyor.