GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
3 Şubat 2023 Cuma

Bugünleri 22 yıl önce anlatmıştı!

Yıldız tarihi; 1 Ekim 2001…

Neredeyse, 22 yıl önce…

Yer; İstanbul…

Kanal 7’de canlı yayına katılan…

Kızağa alınmış bir Vali konuşuyor…

Konuştukça da açılıyor…

Sözleri ise kurşundan farksız…

Noktası yok…

Ünlemi çok!

“Ülke idarede ve siyasette bitti! Sil baştan olmadan Türkiye düze çıkmaz... Bizim halkımız yüksek sesle düşünmüyor… Söylenmekten, söylemeye geçemiyor… Biz hep ihale ve havale... Mehdi bekliyoruz... Yok böyle bir şey... Bir Baba’dan 30 yılda zor kurtardık, hala yurttaş olamadık... Halk sisteme ortak olacak...”

***

Az ara…

Kızağa alınmış Vali’nin sözleri atmosfere yayılırken…

Türkiye’ni siyasi tablosu şöyle:

Türkiye’yi…

57’inci Hükümet yönetiyor…

Genelde…

“Beşinci Ecevit Hükümeti” olarak anılıyor…

ANAP ve MHP…

DSP’nin koalisyon ortakları…

Göreve 3 Mayıs 1999’da başlıyorlar…

Aradan

100 gün geçiyor…

Memleketi allak bullak eden…

17 Ağustos 1999’da Marmara Depremi’ni yaşıyoruz…

Resmi rakamlara göre 30 bin vatandaşımızı kaybediyoruz…

Türkiye derin yasta…

O hükümet 18 Kasım 2002’ye kadar iş başında kalabiliyor…

Çünkü memleket ağır felç yaşıyor…

***

Dönelim 22 yıl önceki canlı TV programına…

Hakkında kitapların yazıldığı…

Filmlerin çekildiği…

Belgesellerin başrolünde izlediğimiz O Vali…

Canlı yayında…

Devam ediyor cesur sözlerine:

“Bir ülkede fakirlik varsa hızla zenginleşenler de var demektir… Üç kağıt ekonomisi… Biri döviz, biri borsa, biri faiz… Üçü de kağıttır buna da üç kağıt ekonomisi denir… Biz üretimi bıraktık kağıtlarla al-ver durumundayız… Dibe vurmadan sil baştan olmaz… Herkes yaptığı işin hakkını vererek yapacak…”

Kızaktaki Cumhuriyet Valisi…

“Baba’dan miras kalan” ifadesini kullanmaktan çekinmiyor:

“Bizim halkımız bu (Baba) işine bayılmıştır… (Kurtar bizi Baba) söylemi Pederşahi kültürü ve Asya toplumlarının yönetim ilkesidir... Buna Patrimonyal (oligarşik) yönetim anlayışı denir... Batı’da (Kurtar bizi baba) yoktur...”

O Vali, milletin 70 yıldır siyasilerden neler dinlediğine dikkat çekti:

“Gol atmayana gol atarlar; defter dürmeyenin defterini dürerler... Aktif ve katılımcı bir toplum olmak zorundayız… Siyasi partiler bize gelip (Ey iman edenler, ey iman etmeyenler, ey laikler...) diyorsa, bizim de (Kes kardeşim; biz bunu 70 yıldır dinliyoruz; bu malın müşterisi değiliz…) deme hakkımız var…”

***

O Vali’nin, hele şu sözleri size neler hatırlatıyor?

“Sil baştan olmadan Türkiye düzlüğe çıkamaz… Çıkması mümkün değil; çünkü dibe vurduk… Dibe vurduğumuzu kimse kabul etmiyor… Yani bu borç batağı, borcun borçla ödenmesi doğru mu? Osmanlı bunları yaşamış… Şimdi de biz yaşıyoruz… Yani burada aklımızı başımıza almalıyız… Her geçen gün kayıptır… A’den Z’ye kadar bu ülkenin yeniden dizayn edilmesi, yapılandırılması şart…”

***

Şaşırır kalırsınız…

Efsane Vali, 22 yıl önce ilk kez “Başkanlık Sistemi”nden söz ediyor:

“Ben başkanlık sistemini savunuyorum… Sayın Başbakan Ecevit, (Engel bir sistem!) demiş ama yanılmış… Bu halkın necipliğini (soylu kimliğini) hafife almış… Şimdi sıkıysa bir merkez valisi çıkıp benim gibi böyle konuşsun! Al sana başkanlık sistemi!”

***

Merhum Vali Yazıcıoğlu, 22 yıl önce…

TV’deki canlı yayında sözlerini şöyle noktalamış:

“Ben partiler üstüyüm… (Allah kerim, devlet kerim) diyerek bu fasit daireden çıkamıyoruz… İç ve dış borç almış başını gidiyor… Sistemi tepeden tırnağa değiştirecek halk varsa ben de varım…"

***

Bitiriyoruz…

Türkiye’nin yakın tarihine…

“Süper Vali” olarak adını yazdıran Vali Recep Yazcıoğlu

Vefatından üç yıl önce bu röportajı vermişti…

Sözlerinin kelimesine dokunmadım…

Aradan…

Tam üç yıl geçti…

2003 Eylül’ünün ilk günlerinde…

Eskişehir-Ankara yolu üzerinde trafik kazası geçirdi…

Bitkisel hayata girdi…

Beş gün yaşayabildi…

8 Eylül’de son nefesini verdi…

Bu kazanın ardında ise…

Onlarca soru işareti ve komplo teorileri kaldı…

Oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu…

Babasını şöyle anlatmıştı, 20 yıl önce:

“Korkusuzdu... Vatandaşın, memleketin, ülkenin hayrına ne gerekiyorsa sakınmadan, korkmadan, (Koltuğumu, görevimi kaybederim) endişesi olmadan mücadele eden bir valiydi…”

Şu kadere bakın ki…

ANAP döneminin Maliye Bakanı Adnan Kahveci…

Vali Recep Yazıcıoğlu’nun sınıf arkadaşıydı…

O da bir trafik kazasında ailesiyle birlikte can verdi…

Ve…

Noktasına kadar yaşanmış bir anı…

İnanamayacaksınız…

Adnan Kahveci ölmeden 29 gün önce…

Vali Yazıcıoğlu'na, “Gel birlikte siyaset yapalım” demiş…

Yazıcıoğlu da şu karşılığı vermiş:

“Hele sen genel başkan ol, o zaman düşünürüm…”

Hayat o kadar acımasız ki…

Ne Adnan Kahveci genel başkan olabildi…

Ne de Recep Yazıcıoğlu siyasetçi…

***

Ve…

Noktayı koymadın önce…

13 – 14 yıl önce “Vali” adlı film vizyona girmişti…

Senaryoda Vali Recep Yazıcıoğlu'nun…

Denizli'deki uranyum rezervlerini…

Amerikan firmasının kullanımına açmadığı için…

Suikaste kurban gittiği iddia ediliyordu...

Nokta…

Hamiş 1: 1984 yılında 36 yaşında o günlerin en genç valisi olarak Tokat’a atanan Recep Yazıcıoğlu, Aydın, Erzincan ve Denizli’de görev yapmıştı… 55 yaşında trafik kazasında görevi başında hayatını kaybetti… Kabri Aydın Söke’de…

Hamiş 2: Vali Yazıcıoğlu’nun hayatını İzmirli meslektaşım gazeteci Elvan Feyzioğlu yazdı… Ayşe Kulin tarafından kaleme alınan “Köprü” adlı roman TV’ye uyarlandı… Dizide o valiyi sanatçı Erdal Beşikçioğlu canlandırdı…

Sonsöz: “Adam deduğun çay gibi demlenmiş olacak… Öyle sallama, dallama olmayacak… / Laz atasözü…”