GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
12 Eylül 2024 Perşembe

Bu canlı yayını hatırladınız mı?

Takvim yaprakları…

O günü…

“22 Ekim 1983 Cumartesi”

Olarak kaydı aldı…

An itibarıyla aradan “41 yıl” geçmiş…

Ne var ki…

Bugün 60’lı 70’li yaşlarda olanlar bile aslı unutmaz o geceyi…

***

Herkes, erkenden evine çekilmişti…

Esnafın çoğu ekmek teknesini kapatmış…

Sokaklar bile boşalmıştı…

Milyonlarca vatandaş…

Evde, kahvede, komşusunda buluşmuş…

TRT’nin tek kanallı…

Siyah-beyaz ekranını nefesini tutmuş izliyordu…

Peki…

N’olmuştu güneş battıktan sonra…

Türkiye’nin kentinde, ilçesinde, köyünde?

***

Sadeleştirelim konuyu…

Türkiye…

“12 Eylül 1980 Darbesi”

Ardından…

Demokrasi kapısını en azından bi’parça “aralayabilmek” adına…

Üç siyasi parti liderini…

İlk kez Devlet Baba’nın TRT’sindeki “canlı yayın”

Tartışma programında bir araya getirmişti…

Şimdi diyeceksiniz ki…

“Nerede şimdi o günler?”

Haklısınız…

Çünkü…

Bugün için öyle “ateşli” siyasi tartışmalar mazide kaldı…

Onların yerini alan…

“Gelin / Görümce” programları…

Reyting rekorları kırıyor…

Yıllar önce soluksuz izlenirdi o siyasi liderler…

Bugün artık öyle tartışmalar yok…

***

O yılları yaşamayanlar bilmez!

Askeri darbe…

Anarşiyi bıçak gibi kesmişti ama…

Demokrasi kocaman bir yara almış…

Ne kadar siyasi parti varsa kapatılmış…

“Ordu, idareye el koymuştu…”

O dönemin siyasi liderleri…

Süleyman Demirel… Bülent Ecevit… Necmettin Erbakan… Alparslan Türkeş

Politika yasaklı olmuştu…

Hatta…

Demirel ve Ecevit, eşleriyle birlikte…

Bir süre…

Çanakkale Lapseki’deki Zircirbozan’da…

Zorunlu “tatil” havasında…

Askerlerin misafiri (!) oldular…

***

Sonunda…

Kenan Evren, kararını vermişti…

Üç yıl aradan sonra…

İlk demokratik (!) genel seçim…

6 Kasım 1983'te yapılacaktı…

Ancaaak…

Milli Güvenlik Kurulu…

Sadece üç partinin seçime katılmasına onay vermişti…

Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan“arı” amblemini seçti…

Askerlerin desteklediği…

Emekli Orgeneral Turgut Sunalp

“Milliyetçi Demokrasi Partisi”ni kurmuş…

Amblem olarak da “Horoz” da karar kılmıştı…

İsmet İnönü'nün Özel Kalem Müdürü ve…

Başbakanlık eski Müsteşarı Necdet Calp ise…

“Halkçı Parti” adıyla yarışa katılırken…

Türkiye’nin “sosyal demokrat” oylarına göz kırpıyordu…

***

“Diğer baba siyasi liderlere n’oldu?” diye…

Merak ediyorsunuz; di’mi?

Askerler…

Erdal İnönü'nün “SODEP”i ile…

Demirel'in desteklediği “Büyük Türkiye Partisi”nin…

Seçime girmesine “n’ayır, n’olamaz” dedi…

Nitekim…

BTP kapatıldı; DYP (Doğru Yol Partisi) kuruldu…

Alparslan Türkeş'in desteklediği “Muhafazakar Parti” ile…

Necmettin Erbakan'ın “Refah Partisi” de veto yiyince…

Seçimlere katılamadılar…

***

Eski günler geriye dönmüştü sanki…

Liderler yurdun dört bir yanını dolaşırken…

Tablo şöyleydi:

Turgut Özal halktan yoğun ilgi görüyor…

Sunalp Paşa, bi’türlü öne çıkamıyor…

Necdet Calp ise, az-biraz varlık gösteriyordu…

Liderlerin…

Eteklerindeki taşı dökmek için…

Yine…

Askerlerin izniyle “enine boyuna” bir açık oturum için…

TRT’de buluştular…

“yüksek tansiyor” canlı yayının…

“Türkiye’nin kaderi”ni değiştireceği…

Kimin aklına gelebilirdi ki?

***

Sandığa 15 gün kalmıştı ve…

Takvimler, 22 Ekim 1983’ü gösteriyordu…

Üç lider…

Turgut Özal Necdet Calp Turgut Sunalp

İlk kez…

Bir masanın etrafında buluştular…

Turgut Özal…

Özelleştirme programını anlatırken…

Hükümet olduklarında…

“Boğaz Köprüsü’nü satarız!” deyince kıyamet koptu…

Halkçı Parti Lideri Necdet Calp ise…

Yumruğunu masaya vurup…

“Satamazsınız beyefendi, sattırmayız!” dedi…

Canlı yayın, o günün verilerine göre izlenme rekoru kırıyordu…

Turgut Özal, kararlıydı…

O sözün altında kalmadı; bastırdı:

“Satarız, hem de çok iyi satarız, alan da çıkar…”

Necdet Calp'in…

“Sattırmam efendim…” sözleri…

Halkçı Parti'nin oylarını müthiş olumsuz etkiledi…

Hani, “Dilin kemiği yok…” derler ya…

İşte o özlü söz…

O gece yeniden akıllara geldi…

***

Türkiye’nin yavaş yavaş “kaderi” değişiyordu…

Şu ayrıntı da çok önemli…

Cumhurbaşkanı Kenan Evren

Öyle ya da böyle…

Seçimden iki gün önce…

Turgut Özal’ı hedef alan…

Ve Sunalp Paşa’ya destek veren konuşması…

Hiç işe yaramamış…

Bilakis vatandaşı çileden çıkarmıştı!

***

Zaten…

Politikadan zerre kadar anlamayan askerlerin istediği olmadı…

Turgut Özal’ın Anavatan’ı…

Birinci parti oldu; 213 milletvekili çıkardı…

Calp 117 vekil kazandı; Sunalp ise 71 milletvekilinde kaldı…

Artık, “6 Kasım 1983”te…

Türkiye'de Özal dönemi başlıyordu…

***

Ya sonra n’oldu?

Askerlerin kurdurduğu “Milliyetçi Demokrasi Partisi”

İki yıl içinde tarihe karıştı…

Fesh edildi…

Halkçı Parti’nin genel Başkanı Calp…

“Bana eyvallah” dedi; partiyi bıraktı…

Halkçı Parti ile SODEP…

“SHP” adıyla birleşti…

ANAP, sekiz yıl aralıksız hükümet oldu…

Rahmetli Özal…

Daha sonra Cumhurbaşkanı seçildi…

***

Bitiriyoruz…

Tam 41 yıl önce TRT’deki bir açık oturum…

Türkiye’nin kaderini değiştirdi…

Yazımızı neşeli bitirelim, izninizle…

Yıllar öncesinden bir yaprak…

Çok güleceksiniz…

***

Rahmetli Turgut  Özal…

Yıllar, yıllar önce…

Doğu illerine yaptığı bir seçim gezisinde…

Genelevin önünden geçiyordu…

Teknik danışmanı Erkal Zenger

“Özal, kadınlarımızı selamlıyor…” diye anons yapmaz mı?

Özal da kadınlara el sallamaz mı?

Ertesi gün…

Gazetelerin ortak manşeti şöyleydi:

“Özal genelev kadınlarından oy istedi!''

Turgut Bey, danışmanın önüne gazeteleri attı…

Zenger, hiç istifini bozmadı; şöyle dedi:

“Efendim, siz feleğin sillesini yemiş kadınlarımızın da Başbakanı olacaksınız… 5 bin 673 hayat kadını var… Aileleriyle birlikte 25-30 bin oy kazandınız…”

Özal’ın siniri yatıştı…

Ancak, sormadan da edemedi:

“Allah Allah, o kadar çok muymuş?''

Zenger yıllar sonra bu anısını…

“Kaç tane var bilmiyordum, inandırıcı olsun diye küsuratlı rakam verdim!'' diye anlattı…

Nokta…

Sonsöz: “Yolcu için yol, kurnaz politikacı için söz tükenmez… / Alan Alexander Milne – İngiliz mizah yazarı...”